Utansın…

Bir akşam iş çıkışı birkaç ihtiyaç için semt pazarındayım. Birazda geç kalmıştım. Pazar kapandı kapanacak. Tezgahlara bakınırken onları gördüm. Bir kadın yere dökülen (çöpe gidecek olan) sebze ve meyvelerin içerisinden bir şeyler topluyordu. Yanında ki çocuksa (henüz 5-6 yaşlarında olmalı) anlamsızca etrafı seyrediyordu. Elinden sıkı sıkıya tuttuğu kadın ise o günkü ihtiyaçlarını gidermek için etrafını görmezden gelerek (tıpkı bizim onu görmediğimiz gibi) yerdeki sebzelerden yenebilecek olanları seçiyordu. Çocuğun hafızasına bugün belki de çok farklı işlenecekti. Belki de bugünü hiç ama hiç unutamayacaktı.

Yavrusunu veya yavrularını doyurmak için canhıraş bir şekilde atıklardan pazar eksiğini toplayan kadın! Sakın utanma! Utanacak o kadar insan varken, sen sakın utanma, eli öpülesi kadın! Sahipsiz, kimsesiz, çaresiz bırakılan kadın; birileri hayatı umursuzca yaşıyorsa ki yaşayanlar utansın. Milyonluk evlerde oturan, kapısında kişi başı arabası olan ama gözü doymayanlar utansın. Bu ülkede fakir yok diyende, fakiri siyasetine alet edende utansın ama sen utanma. Evet, fakirimizde var, fakiri doyuracak (tabi doyurursa) zenginimizde.

Ey kutlu kadın, sakın ha! Utanma! Seni görmeyen, görüp te yüz çeviren, akşama sofrasını abartılı kuranlar utansın. Peygamber Efendimizin (SAV) “Komşusu açken tok yatan bizden değildir” dediği “tok yatanlar” utansın. Yüreğinde merhamet kalmayan toplum utansın. Evet çok doğru, çok zor günlerden geçiyoruz. Bugünleri daha da zorlaştıran fırsatçılar utansın. Bir tarafta ekmek bulamayanlar varken, israf eden müsrifler utansın. Bırak utanmazı utanmayı bilen utansın. 

Cenabı Allah, kâinatı hep sebepler üzerine yaratmıştır. Hiçbir şey sebepsiz veya gereksiz değildir. İçinden geçtiğimiz şu günler biz inananlar için imtihan günleridir. Elde imkân varsa fakire, “Allah versin” diyerek geçmek emanete hıyanet etmektir. Çünkü fakirin rızkını Yüce Allah, zenginin kazancında gizlemiştir ki çıkarıp versin ve de ebedi kurtuluşa ersin. Yoksula da sabrı vermiştir ki şirke düşmeden sabretsin, sadece kendini yaratan Yüce Allah’tan istesin ve o da ebedi saadete ersin. Zengin yüce dağları yaratan Allah’a bıraksın başını eğsin, mütevazı olsun. Fakir başını kaldırsın, unutmasın ki Allah var gam yoktur. Şeref ve haysiyet mal makamda değil, Yüce Allah’a yapılan kulluktadır.

Rabbim hepimize hidayet versin. Kişisel değil, kitlesel düşünürsek bu hepimiz için hayırlı olur. Yalan dünyada biriktiren değil, paylaşan olalım ki Rabbimiz katında itibarımız artsın. Rabbim mal ve makam peşinde itibar arayanlardan etmesin. Malını paylaşabilenlerden eylesin. Hiç kimseyi gördüğünden geri koymasın. İmkânı olanlarımızı gören ve gözeten eylesin. Allah doğru hayat yaşayanların yar ve yardımcısı olsun. Hiçbir anne pazarlarda atık sebze ve meyve toplamasın. Hiçbir çocuk açta kalmasın, açıkta da kalmasın. Herkesin başında bir çatısı olsun. O çatının altında yaşayanlar mutlu ve mesut olsun. Allah hepimize hidayet versin. Versin ki ne virüsler ne de mutasyonlar kalmasın. Dünya yaşanabilir bir yer olsun.

İktidarlar halk arasında ayrım yapmamalı. Devlet kurumlarında liyakat, mutlaka olmalı. Adam kayırmacılığı bir an önce son bulmalı. “Ya benimsin ya toprağın” mantalitesinden bir an önce uzaklaşalım. Yaratılanı Yaratan’dan dolayı sevelim. Sevgiyi de paylaşalım, saygıyı da. Muhalefet dediğin, kirli ve yıkıcı değil, temiz ve yapıcı siyaset yapmalıdır. Teröristler yüce meclisin çatısı altından bir an önce defolup gitmelidir. Kimse kimseyi aldatmasın. Her evin mutlaka bir çalışanı olsun. Varlığı da yokluğu da eşit bir şekilde paylaşalım.

Kimsenin utanmadan yaşayacağı mutlu günlerin tez zamanda gelmesi umuduyla.

Kalın Sağlıcakla…