Emek Vermeden Hazıra Konmak Olmaz
FERAH USLU
İnsanoğlu hiç gayret sarf etmeden , emek vermeden hazıra konmayı ne çok seviyor.Aslında bu tembelliğin başlangıcıdır.Bu tembelliğin hastalığa dönüştüğü gün gibi ortada.
Elimiz ensede sözde masa başında oturuyor yada çalışmayı gezme haline dönüştürmüş gözü her yerde. Çok yüksek maaşım olsun, her şeyi donanımlı lüks dairede yaşayım,her şey elinin altında olsun , kimse rahatsız etmesin, arabanın en iyisi olsun,fırsat buldukça günün gün etsin, aile , anne , baba tanımasın keyfine göre yaşamı olsun , beş yıldızlı otellerde caka satsın bumu yani yaşam?
Son zamanlarda bu gibi yaşamı seçenler çoğalmakta kısa zaman dilimine çok şeyleri sığdırmak alışkanlıklarımız olmaya başladı. Üretim yapmadan, emek vermeden, kafa yormadan lüks yaşamayı seçiyoruz.
Tek derdimiz şans oyunlarından , piyangodan en yüksek ödülü kazanıp köşeyi dönmek.İşinde başarılı olanın ayağını kaydırmak için elimizden ne geliyorsa yapabilme cesareti gösterebiliyoruz.Bu sadece iş hayatında değil , aklımıza gelebilecek her konuda maksat öne geçsinde nasıl olursa olsun .Karşı taraf ne olursa olsun bana ne der gibi.
Her konuda tahamülsüzleştik ,her şeyden bir şey çıkarmalar, konuşulanı başka yere çekmeler ,kısacası özetlersek hazıra konma ile tembelleşmeyi alışkanlık haline getirdik.
Öyle toplum olduk ki kimse kimsenin halini anlamaz oldu.Yaşamımız sanki sosyal medyada paylaşım yaparsınız ya 24 saat içinde kaybolan hayatlar gibi oldu.Yani 24 saat içinde siline biliyor. Ne güzel değil mi? Her şey yok oluyor unutuluyor değil mi?
Ora , bura gezin, tozun hiç konuşmadan elinizdeki telefonla her şeyi sonuçlandırabiliyoruz. Çevresinde olup bitene bakmıyor sadece bencilleşmişiz. Biri orda hastalansa yada ölse dönüp bakmayı bırakın oradan uzaklaşılıyor. Bu kadar katı yürekli, bu kadar bencil, bu kadar duyarsız ve bu kadar bozuk toplum olduk. Toplumumuz içinden çıkılmaz bir hal almış.
Kendi öz kültürümüzü kaybedip batılaşıyoruz ya. Onu bile beceremiyor gün gün zehirleniyoruz.
Bizden sonraki geleceğimiz ne atasını tanıyor, ne gelenek , ne de göreneklerimizi biliyor.Görülüyor ki içi bomboş toplum olmaya yüz tutuyoruz.Aile içinde başlayan geleneklerimiz yok olma ile karşı karşıya.
Herkes yalnız yaşamayı seçer oldu. Özgürce tek başına yaşama özentileri ,kimsenin kimseden haberi olmasın,aileden uzak sanki hiç onlarla yaşamamış gibi.
Sahip olduğumuz heyecanımız, umutlarımız, sevincimiz ve hayallerimiz tükenmiş. Hazıra konmayı seçerek yaşamımızı devam ettirmek alışkanlık olmuş. Toplumumuz çığırından çıkmış yapacak hiç bir şey yok. Genç neslimiz nasıl yaşar buda bilinmez. Biz kendimizi düzeltmesek gençlik ne yapsın ? Onlarda ne gördüyse onu devam ettirecek. Gençlerimiz ailesinin aynasıdır .Aile ne ise çocukları da aynı yolu takip edecek.