İslamiyet'te Güncelleme Olamaz

PAYLAŞ
Malatya Birlik Gazetesi - MALATYA BİRLİK GAZETESİ

DES İl Başkanı Veysel Fırat, Sayın Cumhurbaşkanımızın ‘’Dinimizin güncellenmesi lazım’’ beyanı bilerek mi bilmeyerek mi söylendi, maksadı mı aştı bilinmez, dinlisi dinsizi herkes bu beyanın peşinde saf tutmaya başladı.

Sayın Cumhurbaşkanımızın ‘’Dinimizin güncellenmesi lazım’’ beyanı bilerek mi bilmeyerek mi söylendi, maksadı mı aştı bilinmez, dinlisi dinsizi herkes bu beyanın peşinde saf tutmaya başladı. Kimse bu sözün ne kadar sakıncalı ne kadar yanlış bir söz olduğunun düşünmeden ya da neme lazım diyerek farkında olmak istenmedi ya da söyleyen kişiden dolayı art niyet aranmadı. Oysa güncelleme isteğini Sayın Cumhurbaşkanımız değil de solcu bir kimlik söyleseydi, kâfir ve din düşmanı ilan edilir linç girişimine uğrardı. Diyanet işleri başkanlığı da fıkıh yönünden güncellenme olabilir diyerek beyanın yanlış yerlere çekilmesinin önüne geçmiş olsa da tehlikeli bir beyan olarak gündemini koruyacaktır.

Dinimiz çok dinamik ve her çağda her duruma cevap verecek yapıya sahiptir. Her zaman günceldir ve bu dinamikliliğiyle kıyamete kadar hep güncel kalacaktır. Bilgisayar gibi güncellenmeye ya da insan yapımı anayasa maddeleri gibi meclis kararıyla değiştirilecek günün şartlarına uydurulacak bir durumu yoktur. Onun koyduğu evrensel ilkeler geçmişten kıyamete hep geçerlidir. Bu doğrular bu gün bize ters gelir uygulayamayız ama gelecekte belki şart olur uygularız. Bu gün hikmetini anlayamadığımız doğruları da değiştirme gibi bir duruma gidersek, Hıristiyanlık ve Yahudilik gibi dinimizi bozmuş oluruz.  İslamiyet’in güncellenecek hiçbir şeyi yoktur. Faizin durumunu mu, İslam’ın 5, imanın 6 şartını mı güncelleyeceksiniz? Ya da miras hukukunu mu, ticaret ahlakını mı, devletlerarası hukuku mu ya da insanlar arası ilişkilere koyduğu evrensel kaideleri mi güncelleyeceksiniz? Aslında sorun dinimizde değil, dinimiz adına konuşan bozuk insanlardadır. İslamiyet’in bir omurgası vardır. Allah tarafından sınırları belirtilmiş, değişmez, hakkında yorum bile yapılmayacak kurallardır ki bu da dinimiz İslami oluşturur. İnsanların gündelik yaşamlarını sürdürürken, oluşabilecek durumlar için ister kanun çıkartarak, ister örfi kurallara bakılarak yapılacak düzenlemeler dinimizin cevaz verdiği özgürlük sınırları içindedir. Bu düzenlemeleri yapabilme, değiştirebilme özgürlüğü vardır ve bu düzenlemeler evrensel dediğimiz İslami kuralların sınırları dışına çıkmadan yapılmalıdır. Hukuk normları oluşturulur, borçlar hukuku yapılır, askeri düzenlemeler yapılır, siyasi düzenlemeler yapılır her ne alan da olursa olsun bu düzenlemeler İslami çerçevenin dışında olamaz. Dinimizin ölçüsü budur. Hal böyleyledir başka türlü güncelleme dinimizde yoktur.

İslamiyet’te güncellemeye değil de, İslam adına her önüne gelenin fetva vermemesine ihtiyaç vardır. Merdiven altı cemaat liderlerinin 3-5 gün gittikleri Kuran kurslarından aldıkları eğitime medrese eğitimi aldık deyip, etrafına topladıkları 5-10 kişi ile dinimiz hakkında ahkâm kesmelerinin önüne devlet olarak geçmezseniz, bir gün gelir dinimizi güncellemeliyiz demek zorunda kalırsınız. Giyim kuşamları, konuşmaları ve davranışlarıyla, din adına söyledikleri fetvalarıyla toplumun içinde İslam’a karşı soğukluk oluşturan sözde dini cemaatler, bütün dünya işlerini halletmişler gibi, çocuk yaşta evliliğe cevaz verirler, kız çocuğunun getirdiği kazanca haram derler, kadının dövülmesini uygun görüp nasıl dövüleceğini yemek tarifi verir gibi anlatırlar. Verdikleri bu fetvalarla İslam’ın bu çağda bu toplumda uygulanamaz hale sokarak kimlere hizmet ederler bir türlü bilmiyoruz.

Demokrat Eğitimciler Sendikası olarak hükümetimize Diyanet İşleri Başkanlığı ve ilahiyat fakültelerinin yetkili kurulları dışında dini konularda fetva vermenin yasaklanmasını öneriyoruz. Her önüne gelen dini konuda kendini yeterli görmesi dinimizin yüceliğine ters düşmektedir. Bülten

Kaynak: malatyabirlikgazetesi.com

HABERİ PAYLAŞ:
BUNLARA DA BAKIN