Artık Farkındayım
MUSTAFA GÖZÜKARA
• Artık kendimi kimseye sevdirmeye çalışmıyorum. Sevmeyenin hep bir bahanesi olduğunun farkındayım.
• Artık kimseye olur olmaz beni eleştirme hakkı tanımıyorum. Biliyorum ki ben özel ve değerliyim ve kimseye kendimi kanıtlamak zorunda değilim.
• Artık kendini beğenmişe, ukalaya, kibirliye hayatımda yer vermemem gerektiğinin farkındayım.
• Artık her şeye bir “ama” cevabı verenlere bir şeyler anlatmaktan onlara çözüm üretmemek gerektiğini fark ettim.. Biliyorum ki isteyenin planı istemeyenin “ama”sı var.
• Artık körü körüne eleştirenler ile körü körüne savunanları aynı kefeye koyuyorum. Fanatiklere nefes tüketmemek gerektiğinin farkındayım.
• Artık başkasının dedikodusunu yapanla, sırrımı ve özelimi paylaşmıyorum. Bugün ona yapanın,yarın bana yapacağının farkındayım.
• Artık inatçı insanlara bir şey inandırmaya, ikna etmeye çalışmıyorum. “Bu onların kişiliği” demem gerektiğinin farkındayım.
• Artık affedemeyen, mükemmeliyetçi ve katı insanlardan uzak duruyorum. Hata yapan, özür dilemesini bilen insanlarla hayatı paylaşmam gerektiğinin farkındayım.
• Artık kimseyi mutlu etmek zorunda olmadığımı farkındayım. Beni hayatının merkezine koyanları, benim üzerimden var olanları, benim üzerimden mutlu olmak isteyenleri, istemediğimi fark ettim.
• Artık kendini geri çektiğinde de senin sayende yaşayanların ve mutlu olanların başının çaresine baktığını farkındayım.
• Artık kendini ulaşılmaz gösterenin aslında ambalajdan ibaret olduğunu farkındayım.
• Artık kimseyi hayatında zorla tutamayacağını, gitmek isteyenin bahanesi olduğu gibi kalmak isteyenin de bahane aradığını farkındayım.
• Artık iyi insanlar için daha çok çabalamam gerektiğinin farkındayım.
• Artık iyi hissettiren insanlar için, daha çok emek vermem gerektiğinin farkındayım.
• Artık iyi bir ilişki için sevgiden çok iyi anlaşmanın önemli olduğunun farkındayım.
• Artık kimin yanında “kendim “isem onun yanında daha mutlu olduğumun farkındayım.
• Artık hırslı insanlardan uzak durmam gerektiğinin farkındayım. Amaçları için herkesi kullanabileceklerinin farkındayım.
• Artık gerçek dostluklarda mesafenin önemli olmadığının farkındayım. Yıllar sonra bile bir araya geldiklerinde kaldıkları yerden devam ettiklerini öğrendim.
Bazen görmediğimiz sınırları aşmak ve bağımsız düşünebilmek için Yaşadığımız yerden uzaklaşmak gerekiyor... Farklı coğrafyalarda, farklı hayat hikâyelerine dokunurken, gezip gördüklerimiz, deneyimlediklerimiz ruhumuzda iz bırakıyor...
Ve yoldan dönen kişi artık yola çıkan kişiden başka biri oluyor... Yaşadığımız her yolculukla birlikte yaşadığımız hayatın ve “ihtiyaç” dediğimiz şeylerin asıl ve temel olmayabileceği gerçeğiyle yüzleşiyoruz... Bazı insanların, bazı olayların kendisine atfettiğimiz kadar da büyük bir yer tutmadığını ve 'olmazsa olmaz' olmadığını da yolculuklarda anlıyoruz...
Doğum belgesi bir kağıt.
Aşı belgesi bir kağıt.
Başarı belgesi bir kağıt.
Mezuniyet belgesi bir kağıt.
Kağıtlar böylece devam edip gidiyor..
Evlilik sözleşmesi bir kağıt.
Pasaport bir kağıt.
Ev mülkiyet belgesi bir kağıt.
İyi hal belgesi bir kağıt.
Reçete bir kağıt.
Davetiye bir kağıt.
Hayatımız kağıt üzerine kağıtlardan ibarettir. Kağıtlar üzerinden günler geçer. Sonra onları yırtıp atarız.
Dünya tamamen kağıtlardan ibaret.
İnsan kimi zaman bir kağıda üzülür.
Kimi zaman da sevinir.
Lakin..
İnsanın göremediği tek bir kağıt vardır ki o da şudur:
Vefat belgesinin kağıdı..
Bu belge için çalış. Bu en önemli belgedir.
İmam Ali bin Ebi Talib şöyle buyurdu:
Mü'min kişi için devam etmeyen iki durum vardır:
"Gençliği ve kuvveti."
Her mü'min için faydalı olan iki durum vardır:
"Güzel ahlak ve kendisine saygısı."
Mü'minin şanını iki durum yükseltir:
"Tevazu ve insanların ihtiyaçlarını gidermek."
Belaları gideren iki durum vardır:
"Sadaka ve sıla-i rahim."
Hayatta gülünç olan üç aşama vardır:
1)Erişkinlik(gençlik) dönemi:
Vakit + güç sahibisin.
Fakat paran yok.
2)Çalışma dönemi:
Para + güç sahibisin.
Fakat vaktin yok.
3)Yaşlılık dönemi:
Para + vakit sahibisin.
Fakat gücün yok.
İşte hayat böyle.
Sana bir şey verdiğinde,başka bir şeyi senden alır.
Daima başkalarının hayatının bizim hayatımızdan daha iyi olduğuna inanırız.
Başkaları da bizim hayatımızın daha iyi olduğuna inanırlar.
Bu her zaman böyledir. Çünkü bizler hayatımızdaki önemli bir şeyi kaybediyoruz:
"Kanaat."
Eğer mutluluğun satıldığı mekanlar olsaydı, tüm insanların o mekanlara üşüştüğünü ve pahalı fiyatlarla onu satın aldığını görürdün.
Eğer Allah katındaki yerini bilmek istersen, Allah'ın senin kalbindeki yerine bak.
Hayret ediyorum:
Beyaz renk "güzel" demek değildir.
Siyah renk de "çirkin" demek değildir.
Kefen beyaz ve ürkütücüdür.
Kabe siyah ve güzeldir.
İnsan, ahlakıyla insandır, dış görünüşü ile değil.
Gözlerini yükseklere dikmeden ve kaybettiğini Allah'tan istemeden önce, gözlerini aşağı indir ve elindekiler için O'na şükret.
UNUTMA Kİ;
Kabirdeki evinin en güzel mobilyaları:
Namaz,
Sadaka,
Kur'an.
Allah bizleri ve sizleri bağışlasın ve bizler için ve sizin için ecir(sevap) yazsın..
İnsan hayatı bir kağıt ile başlar..
Doğduğun zaman,seni annenin karnından çıkaranın kim olduğunu bilmezsin.
Öldüğünde de seni kabrine koyanın kim olduğunu bilmezsin.
Şaşılır sana Ey Ademoğlu!
Doğduğunda yıkanır ve temizlenirsin.
Öldüğünde de yıkanır ve temizlenirsin.
Şaşılır sana Ey Ademoğlu!
Doğduğunda senin için kimin sevindiğini ve mutlu olduğunu bilmezsin.
Öldüğünde de senin ardından kimin ağlayıp üzüldüğünü bilmezsin.
Şaşılır sana Ey Ademoğlu!
Annenin karnında dar ve karanlık bir mekandaydın.
Öldüğünde de dar ve karanlık bir mekandasın.
Şaşılır sana Ey Ademoğlu!
Doğduğunda seni örtmek için kumaşa sardılar.
Öldüğünde de seni örtmek için kumaşa sararlar.
Şaşılır sana Ey Ademoğlu!
Doğduğunda ve büyüdüğünde insanlar sana diploma ve tecrübeni sorarlar.
Öldüğünde ise melekler sana şu sual ile salih amelinden sorarlar:
*"Ahiretin için ne hazırladın?"
Rabbim cümle Ümmet-i Muhammed’i kendinden razı olduğu kul eylesin..
Amin amin amin