İBRAHİM YILDIZ

UTANIYORUM II...

İBRAHİM YILDIZ

Sevgili dostlar,

Bundan bir kaç ay evvel ‘’Kadına Yönelik Şiddet’’ konulu ‘’Utanıyorum’’ başlıklı bir köşe yazısı kaleme almıştım. Bugün 8 Mart Dünya Kadınlar günü olması münasebetiyle ‘’Utanıyorum II’’ başlıklı yazımla siz birbirinden değerli kadınlarımızın sorunlarını gündemde tutmak istiyorum. Öncelikle tüm kadınlarımızın Dünya Kadınlar Gününü en kalbi duygularımla kutlar, Kadına Yönelik Şiddetin olmadığı, barışın, huzurun ve kadına yönelik sevgi ve saygının olduğu bir Dünya temenni ediyorum.

Ülkemizde kadınlarımızın yüzde otuz ikisi eğitim hakkının engellendiğini söylüyor. Bu oran kırsalda yüzde kırk ikilere kadar çıkabiliyor. Eğitim hakkının önündeki en büyük engel ise babalar ve erken evlilikler gelmektedir. İtiraf etmem gerekirse ben de erken yaşta evlendirilenlerdenim. Son dönemde toplumsal hassasiyetle birlikte Ülkemizin gündeminde, Güneydoğu, Orta Anadolu ve Batı Karadeniz bölgelerinde oranlar bir hayli yüksek. Tabi ki bu başlık eğitim ve refah düzeyiyle de doğrudan bağlantılıdır. Her ne kadar son dönemlerde düşüş olsa da TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu) verilerine göre son altı yılda iki bin beş yüz kız çocuğu henüz on beş yaşında bile değilken zorla evlendirildi. On beş<on yedi yaşı arası evlendirilen kız çocuğu sayısı da yüz yirmi yedi bin dokuz yüz yirmi sekiz ve İş hayatına gelince kadınların sadece yüzde yirmi sekizi çalışıyor. Erkeklerde ise bu oran yüzde altmış beş. Kadınlar daha çok hizmet ve tarım sektöründe, kırsalda her beş kadından dördü kayıt dışı, yani herhangi bir sosyal güvencesi yok. Çalışma hayatındaki bu cinsiyet eşitsizliği gelir eşitsizliğini de beraberinde getirmektedir. Uçurum lise ve üniversite düzeyinde çok daha yüksek seviyededir. Aynı işi yapsalar da kadın erkekten hep az kazanıyor. Kadına Yönelik Şiddet en sancılı olanıdır. Türkiye’nin en önemli sosyal sorunlarından biridir. Türkiye’de her on kadından dördü şiddet mağduru. Kadınların yüzde otuz ikisi fiziksel, yüzde on ikisi de cinsel şiddete maruz kalıyor. İstatistik verilerine girmeyen pek çok kadın da söyleyemediği veya anlatamadığı kişilerden şiddet görmektedir. Şiddet düzeyinin en yüksek olduğu bölge de Orta Anadolu’dur. İki bin on yedi yılında dört yüz dokuz, iki bin on sekiz yılında dört yüz kırk, iki bin on dokuz yılı sekiz Mart tarihine kadar kırk üç kadın öldürüldü. Siyasi temsil olarak parlamentoda da kadının var olduğunu söylemek pek mümkün değil.  Beş yüz doksan beş milletvekilliği koltuğunda sadece yüz dört kadın vekil oturmaktadır. Temsil gücü yüzde on yedi, kırk sekiz oranındadır.

O halde, şiddet görüyorsanız ya da görme tehlikeniz var ise veya birisi sizi ısrarla takip ediyorsa şiddet yasasını nasıl kullanabilirsiniz? Toplumlarda çoğu kişi şiddet konusunu sadece duymuştur. Nedir o, yenilir mi, içilir mi diye düşünebilir. Oysa şiddet toplumumuzun kanayan yarasıdır. Şiddet görenlerin yaşadıklarını ancak şiddet görenler anlayabilirler. Çoğu kişi bu konuya duyarlı bile değildir. Onlara göre hayat tozpembeden ibarettir. Can güvenliğiniz tehlikedeyse 155 Polis İmdat, 156 Jandarma İmdat veya 183 Alo Şiddet hattını arayabilirsiniz.  Şiddetten korunmak için yapabileceğiniz şeylerden biri ‘’tedbir kararı çıkartmak’’. Bu kararı çıkartmak için Polis Merkezine, Jandarma Karakoluna, Valiliğe, Kaymakamlığa veya Aile Mahkemesine başvurabilirsiniz. Herhangi bir nedenle siz başvuramıyorsanız, bir tanıdığınız, komşu veya akrabanız da sizin adınıza başvuruda bulunabilir. Başvurunun yüz yüze yapılması gerekmez. Şiddet yasasından yararlanmanız için evli olmanız gerekmez. Kadın, erkek, çocuk, yetişkin, evli, bekar, herkes bu yasadan yararlanabilir. Şiddet uygulayanın eşiniz, sevgiliniz, babanız, erkek kardeşiniz ya da başka bir akrabanız olması yasanın uygulanmasını etkilemez.

Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK bir sözünde diyor ki: ‘’Kahraman Türk Kadını, Sen yerlerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde yükselmeye layıksın.’’ Belirtmek isterim ki; ister kadın olsun ister erkek, şiddetin her türlüsüne karşıyım. Şiddet mağdurlarının genelde kadınlarımız olması nedeniyle hemcinslerimin yapmış oldukları bu terbiyesizlilerinden, pisliklerinden ve kötü davranışlarından iğreniyorum. Ayrıca bunu yapan kimseleri kınıyorum. Utanıyorum kadınlarımızdan, kızlarımızdan, utanıyorum annelerimizden, halalarımızdan, teyzelerimizden,  utanıyorum bacılarımızdan, ninelerimizden, utanıyorum bayan arkadaşlarımızdan, hanım kardeşlerimizden, utanıyorum Peygamber Efendimiz’ (S.A.V.) den, utanıyorum Rabbim C.C.’den, Bu nedenle Rabbim tüm şiddet mağdurlarının yar ve yardımcısı olsun. Şiddeti yapanlara da gereken cezayı versin. Rabbim bildiği gibi etsin. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü münasebetiyle hepinize taciz, tecavüz, kan, kin ve şiddet’ten uzak bir yaşam ile barış, huzur, sağlık ve mutluluklar dilerim. selam, sevgi ve saygılarımla!...

Yazarın Diğer Yazıları