İBRAHİM YILDIZ

SEVGİ PAYLAŞTIKÇA GÜZEL

İBRAHİM YILDIZ

Sevgili dostlar,  

Sokak hayvanları deyince ilk olarak aklımıza kediler ve köpekler gelmektedir. Bunların bazılarını aileler sahiplenerek evlerinde bakımını yapmaktadır. Bazılarını da belediyeler (yerel yönetimler)’ce açılan hayvan barınaklarında veteriner tarafından kısırlaştırma işlemi yapılıp sokağa bırakılmaktadır. Yaşlı, yaralı ve engelli olan kediler ve köpekler de bazı belediyeler (her belediye yapmıyor) tarafından sahiplenilerek bünyesinde oluşturdukları hayvan hastanelerince bakım ve tedavilerini yapmaktadır. Bunların konuşma bilmedikleri için istek ve sıkıntılarını kediler miyavlayarak, köpekler havlayarak anlatmaya çalışmaktadır. Acaba karınları mı aç? Susuzlar mı? Karınları mı ağrıyor? Hastalar mı? Hepsi olabilir ama hiçbirinden haberimiz yok. Sanki üç ayrı dilden konuşan canlılar gibiyiz. Onların tebessüm ve hislerinden, hareket ve davranışlarından anlayan, duyarlı insanlarımız güzel ülkemizin her bölgesinde ve aramızda mevcut bulunmaktadır. Allah C.C. onların hepsinden razı olsun. Sokak hayvanlarının bizlerden isteği çok da abartılı değil. ‘’Su verme, ama; su kabını da devirme. Doyurma, ama; lokmamı da elimden alma. Sevme, ama; bana zarar da verme.’’ dedikleri davranışlarından anlaşılmaktadır. Dilerseniz biraz da ülkemizdeki sokak hayvanları manzaralarından bahsetmek istiyorum. Bir yanda küçük kedilerin patilerini kesen vicdansızlar, diğer yanda işkence ile yavru köpekleri katleden katiller. Bir tarafta uygunsuz ortamlarda, bodrum katlarda kaçak kedi ve köpek üreten, köpeklerin ses çıkarmalarını engellemek için gırtlakta dağlama yöntemiyle ses tellerini kopartan, hayatları boyunca havlamalarına mâni olan alçak ve şerefsizler, diğer tarafta hayvanlara cinsel istismarda bulunan sapıklar. Asıl vicdanları yaralayan, çok üzüldüğüm bir konuya gelince, hayvana cinsel saldırıda bulunan, insan olamayan biri suçüstü yakalanıyor, ancak ceza almıyor. Hayvan sahibinin müvekkili suç duyurusunda bulunuyor. Cumhuriyet Savcılığı tarafından mala zarar verme suçu oluşmadığı gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığı kararı veriliyor. Yorumu sizlere ve yüce adalete bırakıyorum. Şu güzelliğe bir bakar mısınız? Kediler daha çok ikamet ettikleri haneyi, köpekler ise kendilerini sahiplenen kişileri korumakla meşguldürler. Bu ülkede, kadın, çocuk, ağaç ve sokak hayvanı olmayacaksın. İnsan olmanın yolu, yaratılmış her şeye sevgi ve merhamet duyabilmektir. Sevgi paylaştıkça güzeldir. 

Nihayet; sokak hayvanlarının sessiz çığlığına kulak veren duyarlı bir hanımefendi, 4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma gününde İstanbul Fatih’te bulunan hayvan barınağını ziyaret ederek, leblebi isimli engelli bir köpeği sahiplendi. Kadın olmanın da verdiği bir hisle, TBMM’ne de bir mesajı vardı: ‘’Yeni yasama yılında hayvanlara haklarını eksiksiz teslim ederek tüm vicdanları rahatlatacak yasayı bir an önce çıkarmalarını temenni ediyorum.’’ diye. Neyse ki, hayvan severlerin uzun süredir beklediği, Özlem Zengin’in hazırladığı, hayvan hakları düzenlemesi sonunda yasalaşıyor. Hayvanlara yönelik vicdanları yaralayan taciz, işkence olayları artık tarihe karışacak. Vicdan sızlatan olaylar bu yasayı en kısa zamanda Meclis gündemine getirmeyi gerektiriyor. Hayvan hakları yasasına zemin hazırlayan komisyon raporu tüm partiler tarafından olumlu karşılandı. O taslak üzerinden çalışmalar hızlandırıldı. Taslak önce yasayı bir an evvel çıkarın talimatı veren Cumhurbaşkanı Erdoğan’a sunuldu. Sayın Erdoğan’ın onaylamasının ardından son şekli verildi. Kanun teklifinin Meclise geleceği tarih belli oldu. 2021 yılının ilk çeyreğinde bu yasal düzenlemenin gündeme alınacağı belirtildi. Hayvan hakları yasa teklifi yeni yılın ilk ayında meclise sunulacak. Önce komisyonda görüşülecek, Ardından hızlıca genel kuruldan geçmesi bekleniyor. Teklife göre hayvanlar artık eşya veya mal olarak tanımlanamayacak. Hayvanlar yasal olarak da canlı olarak nitelendirilip, ona göre değerlendirilecekler. Hayvanlara yönelik cinsel saldırılarda bulunan kişilere de müsamaha gösterilmeyecek. Şiddet ve saldırı olaylarında hapis cezası verilecek. Hapis cezasının alt sınırı en az iki yıl bir ay olacak. Cezanın ertelenmesi ya da para cezasına çevrilmesi söz konusu olmayacak. Hayvanların yaptığı bütün eylemlerden sahibi sorumlu olacak. Evdeki hayvanlara çip takılacak. Aldığı hayvanı bir süre sonra sokağa bırakanlara on bin liraya kadar para cezası verilecek. Düzenleme ile Belediye Başkanlarının sorumluluğu da arttırılıyor. Hayvanların korunmasına yönelik önlem almayan Belediye Başkanları yargılanacak. Teklife göre hayvanlara işkence eden ve kötü davrananlar için Tarım ve Orman Bakanlığı bünyesinde bir merkez kurulacak. Vatandaşlar bu merkeze ihbarda bulunabilecekler. Gereken hallerde yargı devreye girecek. Suç unsurları değerlendirilecek. Umarım öyle de olur. Bizler bu veya benzeri tüm güzelliklere alkış tutarız. Her kim ya da kuruluş kim olursa olsun, emeği geçen herkese, tüm insanlık adına teşekkürlerimi ve şükranlarımı sunarım.  

Hepinize selam, sevgi ve saygılarımla!...

Yazarın Diğer Yazıları