Tarafını Belli Etmek
ESRA AKSOY
İbrahim aleyhi selamı ateşe attıkları zaman bütün melekler, vahşi hayvanlar ve kuşlar ağlaştılar ve
etrafında toplanıp, İbrahim aleyhi selama bir yardım yapabilmenin çaresini aradılar.
Bunların arasında zayıf bir bülbül yavrusu vardı. Kendini ateşe atacağı sırada Hak Teâlâ, Cebrail aleyhi
selama emredip buyurdu ki:
- O kuşu tut ve ne dileği olduğunu sor.
Cebrail aleyhi selam kuşu tutup istediğini sorunca, kuş dedi ki:
- Halilullahı ateşe atıyorlar. Mademki kurtarmaya kâdir değilim, bari onunla beraber ben de yanayım.
Hak Teâlâ buyurdu ki:
- O kuşun benden dileği nedir?
Bülbül şöyle arz etti.
Benim dünyada, Hak Teâlâ’nın adını anmaktan başka arzum yoktur. Bin bir ismi olduğunu işittim. Yüz
birini biliyorum. Dokuz yüz ism-i şerifini de bilmek isterim.
Hak Teâlâ kuşun dileğini yerine getirdi.
Şimdi sahralarda feryat eden bülbül, Hak Teâlâ’nın ismini söylemektedir.
Nemrut’un ateşi, İbrahim aleyhi selama gülistan olunca, bülbül gelip gül ağacında nağmeye başladı. O
zamandan kıyamete kadar, gül ağacına muhabbet etti, âşık oldu.
Bülbül’ün aşkı her kıssası ’da farklı anlatılsa da sonuçta herkes o bülbülün namelerine âşık olur,
hayran olur. Bu güzel hikâyede bülbül gücü yettiğince tarafını belli edip, Rabbinin Peygamberine
sadakatini göstermek için inancı uğruna kendini ateşe bile atmaktan çekinmediğini göstererek asıl
kazananın kimler olacağını bizlere gösteriyor. Allah yolunda olan, hak yolunda doğruyla beraber olan
ve kendini ateşe atmaktan çekinmeyen asıl kazanan olur her zaman. Şimdi ki zamanda da ateşe atılan
peygamber olmasa da Allah’a ve onun gönderdiği peygamberlere iman eden dünyanın birçok yerinde
ki mazlumlar sırf Müslüman oldukları için öldürülüyorlar, işkenceler görüyorlar, masum çocuklar şehit
ediliyor. Doğu Türkistan’da, Afrika’da, Filistin’de canice katledilen Müslüman mazlumlar var. Koca
ateşe atılan korumasız melekler var. Gözlerimiz görmese de, kulaklarımız işitmese de onlar için de
feryat eden melekler ve diğer canlılar var. Peki, bu durumda onları görüp, bilen ve Müslüman
olanlar… Onlar ne yapıyor, bu hikâyede ki gibi kendini feda edip, ateşe atabiliyor mu? Melekler ve
diğer canlılar gibi duruma feryat edebiliyor mu? Ya da zalimin karşısına geçip “dur” diyor mu? Hayır,
çok azımız onlar için elinden geldikçe bir şey yapıyor, boykot etmeye, dünyaya duyurmaya onlar için
ses olmaya çalışan çok azımız var ne yazık ki, bizler bu küçük bülbül gibi olamıyoruz. Hepimiz bir olup
da ateşe atılan mazlumlarla beraber yanamıyoruz. Ya da o ateşi söndürmek için gayret
gösteremiyoruz. İçimiz acıyor, onları izledikçe dua ediyoruz belki ama bir müddet sonra unutup
hayatımıza devam ediyoruz. Müslümanlar öldürülüyor, yıllardır dünyanın birçok yerinde sırf
Müslüman oldukları için işkenceler görüyorlar ve bizler ise sadece izleyenler oluyoruz.