Türk Ocağından Konferans Serileri Devam Ediyor

Malatya Türk Ocağı olarak bu haftaki sohbet programımızı gerçekleştirdik. Rabbimize sonsuz şükürler olsun.

PAYLAŞ
Malatya Birlik Gazetesi - MALATYA BİRLİK GAZETESİ

Bu haftaki konuşmacı konuğumuz olan Em. Kur. Alb. Yusuf Çetinkaya “NARKOTERÖR” başlıklı sunumunu yaptı. Gençliğimizi ve geleceğimizi tehdit eden bu büyük tehlike ile ilgili konuşması öncesinde Ocak başkanımız Nadir Günata bir selamlama konuşması yaptı. Günata geçtiğimiz günlerde Malatya Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanlığı tarafından düzenlenen bir programa konuşmacı olarak katılan kişinin “milliyetçilikten” virüs olarak bahsetmesi ile ilgili bir açıklama yaptı. Günata: “Konuşmacının konuşmasında bahsettiği batı kaynaklı milliyetçilik ile bizim milliyetçiliğimizin bir alakası yoktur.

Bizim milliyetçiliğimizin fikri arka planını geçtiğimiz günlerde konuk ettiğimiz İnönü Üniversitesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Abdullah Korkmaz en güzel biçimde açıklamıştı. Biz kafatascı değiliz. Bizim milliyetçiliğimiz bu topraklarda birlikte yaşama iradesini ortaya koymuş, kederde ve sevinçte ortak olan insanların soylarına soplarına bakmadan hep birlikte ortak geleceğe ve başarılara yürüme iradesidir. Bunu her fırsatta söylememize rağmen ısrarla batı medeniyetinin milliyetçilik anlayışı ile bizim milliyetçilik anlayışımızı birbirinden ayırma nezaketini göstermemekte ısrar ediyorlar. Bu ısrar ebetteki bizler tarafından farklı değerlendirilmektedir. Burada asla bir iyi niyet aramıyoruz. İktidar partisinin “beka tehlikesinden” bahsetmeye başlaması ile Milliyetçi Hareket Partisi ile kurulan ittifak ortamında bu şekilde konuşmalar art niyetlidir. En basit ifadeyle nezaketsizliktir. Milliyetçilik aidiyettir. Aynı zamanda neseptir. Malatya gibi etnik ve mezhebi hassasiyetlerin olduğu bir vilayette milliyetçiliği virüs olarak görenler nesebi gayri sahih insanlardır.

 Bunun da ne manaya geldiğini Malatya’lılar çok iyi bilirler. Bu şekilde söz sarfeden insanlar geçmişlerinden itibaren değerlendirmeye tabi tutulduğunda görülecektir ki emperyalistlerin emellerine hizmet etmektedirler. İttifak ortamında yaşanan bu hadise bizlere Sayın Büyükşehir BelediyeBaşkanımızın etrafında yanlış insanların var olduğunu göstermektedir. İlimiz yetkililerinin bu konularda daha dikkatli olmaları gerekmektedir” şeklinde konuştu.

 

Daha sonra mikrofona geçen Yusuf Çetinkaya şunları söyledi:

“Narko;  Yunanca uyku demektir.

Narkotik; Yunanca “Narkotikos”kelimesinden gelir. Uyuşukluk, rehavet, miskinlik durumunu ifade eder. Uyuşturucu etkiye sahip maddelere verilen genel addır.

 

Torbacı; Uyuşturucu maddeyi sahada bizzat satan kişidir.

Kullanıcı; Uyuşturucu maddeyi  bizzat  kullanan kişidir.

Kanal; Mal temin edilen yerdir.

 

Narkotik Madde ; Belirli dozda alındığı zaman kişinin; Sinir sistemi üzerine etki ederek akli, fiziki ve psikolojik dengesini bozan, toplum içerisinde iktisadi ve sosyal çöküntüye neden olan, alışkanlık ve bağımlılık yapan, kanunların kullanılmasını, bulundurmasını ve satılmasını yasakladığı narkotik ve psikotrop sözcükleriyle de tanımlanan maddelere narkotik maddeler denir.

 

Bir maddenin narkotik Madde Sayılması İçin;

-  Zehirleyici olmalı

-  Müsekkin ve uyuşturucu etkisi olmalı

-  Keyif verici olmalı

 -  Gittikçe artan miktarda kullanma isteği doğurmalı

 -  Alışkanlık yaratarak bırakılması halinde krize neden olmalı

 -  Milletler arası sözleşmede tanımlanmalıdır.

Bu işle uğraşanlar gizlilik için bir ayrı bir jargon kullanmaktadırlar. Özellikle aileler çocuklarının telefon konuşmalarında, sosyal medya yazışmalarında bu kavramları kullanıp kullanmadıklarına dikkat ederlerse erken dönemde olaydan haberdar olup önlem alma imkanına sahip olacaklardır. Eroin jargonu için kullanılan terimler şunlardır: MAL, BEYAZ, TOZ, BEYAZ KELEBEK, HAŞHAŞ, JUNK, CHARLY, KİREÇ, KAR, CEVHER, KIZ, BEYAZ PEYNİR, İLAÇ. Kokain jargonu için kullanılan terimler: KOK, PIRLANTA, KOLA, OTOBAN, BEYAZ TEN, PUDRA, TOZ ŞEKER, ÇİLEK. Ecstasy jargonu için kullanılan terimler: E, EX, BEYAZ KUMRULAR, SODA, UÇUŞ, ARMANİ, AT, BAKLAVA, CALVİN KLEİN, COCA COLA, ELMAS, YÜZDE 5, ROLEX, MERSEDES, FİSH, YİNG YANG’tır. Yeşil-kırmızı reçeteye tabi ilaçlar için kullanılan jargon ise LEBLEBİ, ROŞ, ROŞ İKİLİK, ROŞ ONLUK, PAPİK, SARI BOMBA, ASPİRİN’den oluşmaktadır.

 

Madde kullanan kişide temel ve fiziki belirtiler şunlardır; Bitkinlik, Dalgınlık, Uyku Bozukluğu, Konuşma Güçlüğü, Burun Akıntısı, Terleme, Titreme, Dengesizlik, Gözde Kanlanma ve Göz Bebeğinde Daralma, Yüzde Kızarma, Kabızlık veya İshal, Solunum Güçlüğü, Vücutta Ağrılar.

 

Madde kullanan kişide ruhsal ve toplumsal belirtiler ise şunlardır; İlgi ve İstek Kaybı, Donukluk, Bilişsel Bozukluk Başarıda Azalma, Bakımsız Dış Görünüş, Gerçek Dışı Konuşma, İçe Kapanma, Çevre Değişikliği, Suç İşleme Eğilimi, Aşırı Para Harcama, Konuşma İçeriğinde Değişme.

 

Uyuşturucu ile ilgili mevzuata baktığımızda Türkiye’de uyuşturucu maddeler ile mücadele alanındaki yasal düzenlemeleri üç ana başlıkta incelemek mümkündür;

 

 

 

                12.06.1933 tarihli ve 2313 sayılı Uyuşturucu Maddelerin Murakabesi Hakkında Kanun,

 

03.06.1986 tarihli ve 3298 sayılı Uyuşturucu Maddelerle İlgili Kanun.

26.09.2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’dur.

Uyuşturucu ile mücadelede merkezi koordinasyon Yapısı;

-  Uyuşturucu ile Mücadele Yüksek Kurulu,

-  Uyuşturucu ile Mücadele Kurulu ve

-  Uyuşturucu ile Mücadele Teknik Kurulu’ndan oluşur. 

Uyuşturucu ile mücadelede yerel koordinasyon yapısı valiler ve kaymakamlar başkanlığında il ve ilçe uyuşturucu ile mücadele kurulları tarafından yürütülmektedir. Sağlık Bakanlığı tarafından yürütülen web tabanlı ortak yazılım sistemi olan “Uyuşturucu ile Mücadele Veri Takip Sistemi” oluşturulmuştur. Bu sistem ile iller de dahil tüm kurumların yürüttüğü çalışmalar merkezden takip edilebilmektedir.

 

Emniyet Genel Müdürlüğü 2017 yılı raporuna göre 2015-2016 yılında uyuşturucu bağlantılı olay sayısında %11,24, şüpheli sayısında %15,81 artış olmuştur. Yine aynı dönemde eroinde %33,4 azalma olurken metamfeamin (% 85,1), kokain (%49,4), bonzai (%32,8), captagon (%14,4), esrar (%11,3), ectasy (%4,9)’de parantez içindeki yüzdeler oranında artış bildirilmiştir.

 

Halihazırda kişinin tedavi olmayı kabul etmesi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranması halinde;

 

-Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak,

-Kabul etmek veya bulundurmak ya da

-Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak suçundan hakkında cezaya hükmolunmamaktadır.

“ Narko Terör, uyuşturucu ticareti yapan baronlarla terör örgütlerinin ortaklığını kapsayan ve terörü finansa eden bir yapı. Buradaki kazanç çok yüksek olduğu için uyuşturucu baronları büyük paralar kazanırken bunun üretimini, aracılığını, taşımacılığını yapan terör örgütleri de bu alanda bir dal kurdular. Ve onlar da bu geliri kendi terör yapılarını finansa etmek için kullanıyorlar. Bu örgütlerin en büyüğü PKK biliyorsunuz. 1,5 Milyar dolar haraçlar ve diğer kaçakçılıkla beraber sadece uyuşturucu değil, insan kaçakçılığı var, elektronik eşya var, markalı, sahte ürünler var, bunlarla birlikte yıllık haraçları, vergileri 50 milyar dolar gelirleri var. Bu gelirin yüzde 25’i örgüt liderlerine gidiyor. Bu tür örgütler dış istihbarat yapılarıyla müşterek çalışıyorlar. Geçmişte Amerikan Merkezi Haber Alma Teşkilatı CIA’in hem Vietnam’da daha sonra Afganistan’da büyük uyuşturucu kaçakçılığına girdiği görüldü. Güney Amerika’daki çoğu hükümet devirme olaylarında da bunların parmağı var uyuşturucu trafiğinin kesilmesi nedeniyle. Hedef ülke her zaman jeopolitik konumu nedeniyle Türkiye. Türkiye geçiş noktası. Eroinde transit geçiş noktası ama sentetik uyuşturucularda hedef ülke konumunda. Bunun hedefi de bu ülkenin geleceği olan gençler. Bunlarda 17-25 yaş arasını kapsayan kesim. Bu da Türkiye’deki genel nüfusun yüzde 16,5’i. Eskiden çok nadir karşılaşılırdı esrar içen olurdu, afyon kullanan olurdu ama şimdi olay artık sentetik uyuşturucuya döndü. Hatta nefesle alınan uyuşturucu madde kullanım yaşı 7 civarına düştü. Türk gençliği üzerinde ciddi bir oyun oynanıyor bu yolla. Ve bu oyundan da büyük paralar kazanılıyor.”

 

“YAPILAN MÜCADELE BU YETKİLERLE YETERLİ DEĞİL”

Çetinkaya sözlerini şu şekilde sürdürdü: “ Narko terörle narkotik maddelerin yasaklanmasıyla savaşılması lazım ama burada Narko terörün içine giren konularda örneğin Türkiye coğrafyası üzerinden sevkiyat veyahut ta Türkiye coğrafyası içerisinde üretim yapanlarla ilgili genel kolluk ve bölgedeki terörle mücadele eden birlikler bununla savaşıyor. Bu tamamen bilen kişilerin yapacağı iş. Terörle mücadele eden herkes narkotik maddeyi tanımaz. Bu özel bir uzmanlık alanı.

Bölgede terörle mücadele faaliyeti sürdürülürken bir taraftan da bu yapılıyor. Lice-Kulp ve Genç üçgenindeki özellikle Kocaköy platosu o bölgede geçmişte terör örgütünün büyük üsleri vardı.  Bu üstlerde bölgenin korumasını sağlama adı altında o bölgede Hint keneviri ektiriyorlardı ve oradan da gelir elde ediyorlardı. 1,5 milyar uyuşturucuya bir de Hint kenevirini koyun. Bunlar hem kuzey Irak’ta hem de Afrin’de yapılıyordu. Genelde bu şekilde ama yerele geçtiğinizde il ve ilçelerde yetki sıkıntısı var. Yetki sıkıntısı şu şekilde; sorumluluk genel kollukta yani polis ve jandarmada ama yetki adliyede. Olağan Üstü Hal Kanunu nedeniyle genel kolluğun bazı yetkileri var ama Olağan Üstü Hal kalktıktan sonra bu yetkiler yok. Bir genel kolluk unsuru uyuşturucu ticaretiyle ilgili bir duyum aldığında o duyumla ilgili, dinleme, takip yapıp delil toplama safhasını oluşturabilmesi için adliyeden izin alınması gerekiyor. Bu izinde verildikten sonra belirli bir süreyle veriliyor ama takip uzun sürebilir.

 Dinleme ili ilgili süreler kısaldı. FETÖ’nün yapmış olduğu yasal olmayan dinlemeler nedeniyle bu dinlemeler kısaldı. Ama bu uyuşturucu ile ilgili mücadelede Türkiye’nin beka sorunu olması nedeniyle uyuşturucuyla ilgili ayrı bir kanun çıkması lazım. Bu mücadelede genel kolluğa büyük yetkiler veren kanun çıkması lazım. Bu kanun çıkmadığı takdirde Türkiye’nin geleceği olan 15-25 yaş grubundaki gençlerimizin hepsini kaybedeceğiz. Çok ciddi bir sıkıntı var. Onun için bu kanunun çıkması lazım. Bu mücadeleyi yapan genel kolluk unsurları ciddi bir yetki sıkıntısı yaşıyor. O yetki sıkıntısının aşılması lazım. Avrupa Birliği uyum yasaları kapsamında alınan, düzenlenen bazı kanunlar yapı olarak bize uymuyor. Örneğin ABD’de polisin bulunduğu binanın içerisinde savcı da bulunuyor, savcıya bağlı adli polis te var. Diğer ülkelerde de benzer şeyler var. Yani savcı ile polis aynı mahalde görev yapıyor. Ve dolaysıyla bir karar alınacağı zaman o kararı yazan kâtip, yayınlayacak dosyalayacak kayıt olacak eğer bu uyuşturucu ticaretini yapan insanlar buraları bir şekilde kazanmışlarsa bu sızıyor, operasyon boşa çıkıyor. Ama ABD’de öyle değil. Türkiye’de delil oluşturma safhasında polis merkezinin içerisinde görev yapıyor.”

 

“GENEL KOLLUĞUN YETKİ VE SORUMLULUĞU İKİZ KARDEŞLERDİR”

Çetinkaya: “Burada şunu söylemeye çalışıyorum polisin ve genel kolluğun yetki ve sorumluluğu ikiz kardeşidir yetkisi yok sorumluluğu var bütün basın polisi suçluyor.  Malatya’da 2017 yılında 165 kişi uyuşturucudan tutuklandı. Kanun diyor ki üzerinde içecek kadar olan ya da içtiğini beyan eden şahıslar tedaviyi kabul etmesi halinde cezaya hükmolunmaz ikinci sefer ama cezaya hükmolunur. Ama ikinci seferde cezaya hükmolunmadığını görüyoruz Bu yasal konuda adliyeyi de bağlayan hususlar varKarar verirken hakim ve savcı yasaya bakıyor yasaya baktığı için oralarda da sıkıntı var.

Uyuştu uyuşturucu kullananlar Devletin başına iş açıyor askere gittiklerinde ya yarın öbür gün orada da durmuyorlar uyuşturucu kullananlar aklı melakelerini kaybediyorlar beynin Mental melekelerini kaybediyorlar. Soygun hırsızlık cinayet her türlü şeyi yapıyorlar. Gençliği kazanmak için mutlaka genel kolluğun bu yetkisinin verilmesi lazım. Geçen sene Bununla ilgili bir güvenlik paketi çıktı ama Anayasa Mahkemesi bu güvenlik paketini iptal etti. O paketin genişletilerek kabul edilmesi lazım. Eğer bu verilmezse uyuşturucuyla ilgili genel mücadele Türkiye’yi kötü sonuca götürecek. Gençlik şu an elimizden gidiyor. Seçimden sonra belki tekrar bu Paketin mecliste gündeme gelmesi söz konusu olabilir. Sayın Cumhurbaşkanımız ve bakanlar Dün bu konuyla alakalı konuşma yaptılar. O paket genel kolluga eski 2005 CMK’sindaki yetkiyi vermiyor ama ona yakın yetkiler veriyordu. Uyuşturucuyla mücadele Türkiye’de olağanüstü hal kalktıktan sonra çok zor Çünkü poliste yetki yok. 

Herkes polisi suçlayacak. Bazı uyuşturucular Örneğin eczanelerden temin edilebiliyor adli yönünden incelenmesi lazım uyuşturucu kullanan şahıs en kolay eczanelerden temin ediyor. Bu illette aileler önce kendi çocuklarına sahip olacaklar sonra mahalleler sahip olacak, sivil toplum kuruluşları sahip olacak, öğretmenler Okul aile birlikleri sahip olacak. Okul kameraları mutlaka Kent Güvenlik sistemine Entegre edilmeli.  “dedi.

 

“SENTETİK UYUŞTURUCULAR HİBRİT SAVAŞIN BİR KOLU”

Son zamanlarda Bonzai olsun zombi hapı olsun sentetik uyuşturucu maddeler gençler arasında çok fazla yaygınlaştı Siz bu artışı neye bağlıyorsunuz sorusunun cevabını Çetinkaya şu şekilde verdi: “Uyuşturucu kaçakçılığından çok büyük paralar dönüyor 1.3 trilyon dolar dünyadaki uyuşturucu ticaretinden  kazanılan para var.

 

 Türkiye eroinde Avrupa’ya ticarette transfer ülke ama sentetik uyuşturucuların tamamında Hedef ülke konumunda. Neden sentetikte Hedef ülke Türkiye. Sentetik uyuşturucular insan Mental fonksiyonlarını ortadan kaldırır ve insanı robot gibi yapar düşünme yeteneğini kaldırır. Topluma faydalı olmayan bir yapıya dönüşür.  Dolayısıyla toplum yapısı bozulur.

 Birincisi Türkiye’nin toplum yapısının hedef alınması. Türkiye’de örtülü operasyonlar yapılıyor. Bunu da onun bir parçası olarak görmek lazım. Hibrit savaşın bir kolu bu. İkincisi büyük paralar kazanılıyor. Bunun içinde insan kaçakçılığı da var. İnsan kaçakçılığında benim yaptığım bir araştırmaya göre bir kişinin yurt dışına kaçırılma bedeli 7 bin 500 Euro. Yabancıya 15 bin Euro. Bu kişi suçu varsa ve aranıyorsa bu rakam 20-25 bin Euro’ya çıkıyor. Yabancılardan da aynı eğer örgüt mensubu transit geçiş durumu varsa onda aynı fiyata çıkıyor.  Bir tırın Malatya’da İstanbul’a gidiş maliyeti 3 bin 500 liraysa ama onlar 2 bin 500 e götürüyorlarsa burada bir sıkıntı var. Kara parayı da orada aklayacaklar.

 

 Kara parayı yasal ticaret haneler kurarak aklayacaklar. Bir tırın içerisinden vakti zamanında 285 kişinin çıkarıldığını gördüm. İçerisinden çıkan 285 x 7500 Euro kime gidiyor. Siz bu işi yapıyor olsaniz bunun yüzde 60’ını yüzde yetmişini rüşvet olarak rahatça dağıtır sınız. Yoldaki devlet görevlileri veya diğer yardımcı unsurlar kesinlikle göz yapacaklardır ahlaksız varsa eğer. Rakamlar büyük bunun için Türkiye’de en kolay satılanlar da bunlar. Magazin programları olsun televizyonlar olsun bu maddeyi kullananları çocuklara özendiriyorlar. Genç bonzaiden yakalanan 1 kişi gördüğü zaman bunların hayatları böyle o zaman ben de içeyim Benim de hayatım böyle olur diye düşünüyor merak uyanıyor Genç’te. Uyuşturucu kullanımında verilen haberlerde medyaya çok büyük görev düşüyor. Bunun bir magazin haberi olarak değil Bir suçlu haberi olarak vermek gerekiyor. Türkiye için uyuşturucu bir Beka sorunu eğer ciddi tedbir alınmazsa 15-25 arası gençlerimizin hepsi  hedefte.”

 

“MALATYA’DA ÇOK İYİ BİR ŞEKİLDE UYUŞTURUCU İLE MÜCADELE EDİLİYOR”

Çetinkaya: “Uyuşturucuda Malatya en düşük ölüm oranı olan yer 2 kişi ile Türkiye sıralamasında en son sırada yer alıyor. Ama şu var Malatya’daki hedef kitle önemli Malatya’daki ortaokul lise ve üniversite öğrencileri bunlar. Bu da 170 bin kişiyi bulan bir rakam. 170000 kişinin dörtte birine Eğer uyuşturucu satarsanız alıştırırsanız ve bunlara her gün ikişer gram uyuşturucu satarsanız bu bile uyuşturucu ticareti için çok büyük bir gelir kaynağı. Oyun oynayan yapılar içinde ciddi bir hedefi kaybetmiş olacaksınız çünkü okumuş çocuklar olacaklar ama yararsız çocukları olacaklar aynı zamanda. Geleceği olmayan çocuklar olacaklar. Malatya’da çok ciddi operasyonlar yapılıyor.

Bu sene ciddi şekilde yakalanma lar ve tutuklamalar oldu. Benim yaptığım araştırmaya göre 2017 yılı içerisinde 165 kişi uyuşturucudan yakalandı ve tutuklandı Malatya ili için çok ciddi bir rakam bu. Genel kolluk Jandarması ile Emniyeti ile ciddi bir şekilde çalışıyor. Bu çalışmada ohal’den kaynaklanan yetkiler kullanılıyor. OHAL  kalktıktan sonra bu mücadele bu kadar başarılı olmaz. O yetkinin genel kolla verilmesi lazım aynı şekilde adliyelere de yasal düzenlemeler yapılarak hakim ve savcıları mıza da çünkü onlar da kanuna göre karar veriyor kanunda açıklık var ise sanık lehine hareket etmek zorunda. Onda da ağırlaştırılmış cezalar verilmek zorunda. Bunun ticaretini yapana ikinci sefer yakalanana ağır cezalar verilmesi lazım.  Malatya’da ciddi şekilde emniyet görevini yapıyor Bunu bazı basın-yayın organları farklı yönlere çekiyorlar ama kesinlikle onlar görevlerini yerine getiriyorlar. Ama polisin önleyici gücü yok. Suç önleyici gücü yok bunun da en büyük nedeni FETÖ’nün kurduğu darbe.

 Anayasa Mahkemesi’nin iptal ettiği güvenlik paketi genişletilirse onların planlarını ortadan kaldırırız. Malatya’da sadece emniyetin uyuşturucu ile mücadelesi yok aynı zamanda terörle mücadele ediyorlar geçen yıl biliyorsunuz bir terör üstü vurdular. Bu bombacıyı Şırnak’tan itibaren takip ederek yakaladılar Allah korusun eğer o bombayı patlat saydığı çok sayıda insan hayatını kaybedecekti. Yapılan mücadeleler basına yansımıyor. Malatya’da insan ölmediyse Yapılan bu mücadeleden dolayı kimse ölmedi. Kolluk kuvvetlerine ihbarda bulunanların kimlikleri muhakkak gizli tutulmalı bunun milli bir olay olduğu bilinci herkese aşılanmalı. Geleceğimiz elimizden kayıyor. Kara paranın aklanması için yasal bir ticarethane lazım Burada maliyeye çok büyük bir görev düşüyor.

 

 Maliye mevcut maliyetin altında ticaret yapan bütün iş yerlerinin sıkı bir şekilde denetlemeli. En kolay kara para aklama yerleri tefecilik Kuyumculuk paranın çok döndü yerler sıkı bir şekilde denetlenmeli.  Kara Para para aklama çok ciddi bir konu eğer bu öğrenirse uyuşturucu ile mücadelede Çok ciddi bir başarı sağlanır 2005 yılında CMK değişikliği ile polisten alınan yetkinin geri verilmesi lazım. Veya en azından geçen yıl anayasa mahkemesinden dönen güvenlik paketinin mutlaka genişletilerek kolluğun yetkilerinin artırılması lazım. Bunu FETÖ’nün yaptığı kanunsuz bir eylemden dolayı keserseniz ülkenin geleceği ellerimizden kayar gider. Uyuşturucuda Sadece genel kolluğun değil adliyenin de elinin güçlendirilmesi lazım. Uyuşturucu kullanımından dolayı ceza alanların gerekirse ayrı koğuşlara konuları lazım Çünkü hapishanede de aynı çarkı çevirme olabilir. Bu konuya bulaşan yani rüşvet alan devlet görevlilerinin en ağır şekilde cezalandırılması yasal düzenleme yapılması lazım. Takdirde geleceğimiz olan genç kitlesini kaybediyoruz.”

 

UYUŞTURUCUDAN ÇIKAR SAĞLAYAN GRUPLAR

Uyuşturucudan çıkar sağlayan grupları Çetinkaya şu şekilde sıraladı: “ PKK bu işe 1985 yılında başladı bu işi öğrenmek için Kolombiya’ya adam gönderdi. Kolombiya’da bu işin nasıl çalıştığını öğrendiler sonra bu ağı kurdular. Kolombiya’dakiler daha teknik çalışıyorlar çok daha fazla para kazandıkları için daha teknik çalışıyorlar. Denizaltı uçak deniz uçağı kullanıyor Bunlar da burada katır, at, araba kullanıyorlar. Kolombiya uyuşturucu için Teknik olarak düşük seviyede ler ama burada her ilde nerede ise mafya yapılanmaları bulunmakta. Bir yerde Yasal olmayan bir yapı var ise kesinlikle %90 dokuzu terör örgütüne hizmet ediyor. Yasal olmayan yapılar için organize olmuş suç sistemi içerisinde cezalandırılması lazım bunların Bunlar sadece uyuşturucu sevk etmiyor.

PKK’nın gelir kaynağı olan diğer ürünlerinde ticaretini yapıyorlar. Yapılan bu ticaretin her birinden de örgüte pay veriyorlar ve her payda bizim askerimize polisimize mermi olarak dönüyor. Örneğin Malatya’da bir ihbar yaptığınızda telefonum otomatikman ihbar yaptığım yerde çıkıyor ismim de çıkıyor o isim kayda giriyor ve o isim iddianameye giriyor isim mahkeme dosyasına giriyor. Ve karşı tarafın avukatları da güçlü olduğu için oradan benim ismimi buluyorlar ve beni tehdit ediyorlar vatandaş bunun için şikâyet etmiyor ama doğu ve Güneydoğu’da öyle değil. Burada vatandaş doğrudan temas ile bildiriyor konuyu. Genel kolluğun içerisindeki uzmanlarda bu uyuşturucu  maddeleri tanıyorlar ve tespit ediyorlar. Doğu ve Güneydoğu’da bu operasyonları genelde Jandarma yapıyor. Burada yakalanan maddeler imha ediliyor ve bu da imha edilen ürünün para miktarı PKK’ya gidecekken oradan o parayı alamıyor. Geliri düşüyor.”

HABERİ PAYLAŞ:
BUNLARA DA BAKIN