ZEKİ DAĞ

Kalp Kırma, Dostum…

ZEKİ DAĞ

Kalp kırmaya tek bir söz yeter. Ama kırılan kalbi tamir etmeye ne bir özür ne de bir ömür yeter, derler. Şair der ki; kalp kırıldıkça öğrenirsin, kimseye ne kadar değer vermen gerektiğini. Dayan, be gönül, bir çare değilsin; yaradan sana yeter, kimsesiz değilsin. Yanında, kimsesizler kimsesi var, biliyorum. Sığamazsın hiçbir yere, dünya sana dar gelir, ama dayan gönül. Dayan ki her gecenin mutlaka bir sabahı vardır, dostum.

Hiçbir şeyin önemi yok, bu hayatta sağlık olsun, bir de gönül dolusu huzur versin yalan dünya. Bakıyoruz, bazı insanlar hep yalancı olmuş; neden? Ve niçin? Yüküm ağır, yolum uzun, kalbimde kırık ama bildiğim tek şey: Allah çok büyüktür. Unutmayın, cahiller, dini kullanan cahiller… Bırak ellerimi dostum. Sözünü tutanı sev, elini tutan çok olur. Siz elinizi tutanı değil, sözünü tutanları bırakmayın, onların elinden zarar gelmez.

Merhameti olmayan birinin vicdanı hiç olmaz. Vicdanı olmayan birinin imanı hiç olmaz. İmanı olmayan biri, kul hakkını ne bilsin? Şair der ki; kötü olma, üzülürsün, çok da iyi olma, üzülürsün. Her insanın bir hikâyesi vardır; hiçbiri uzaktan gördüğümüz gibi değildir. Şair der ki; derman olacak bir yüzün yoksa, derdimi meşgul etme dostum.

Nankörse ben ne deyim, sen ne desin, güzel dostlarımız? Bir insan huysuzsa idare edin, cahilse akıl verin, sinirliyse sabredin, ama nankörse yol verin, gitsin. Çünkü huysuz bir insan düzelir, cahil biri aklanabilir, sinirli bir insan sakinleşebilir, ama nankörse bir insan asla değişmez ve affedilmez. Kimseyle konuşmak istemiyorum, ama sadece birine ihtiyacım var, sadece yazmak istemiyorum, sanırım. Neredeyse güvenecek hiç kimseyi bulamıyorum.

Kapıya kadar iteklediler, sonra o kapıdan çıktım diye suçlu ben ilan ettiler. Yazık ettiler bize, yazık ettiler. Küskün olan insanları aynı yere getirmek için çok çaba gösterdim, ne yazık ki yine biz ve bizler kötü olduk. Yazık edin güzel dostlarınıza, yazık edin o güzel insanlara. Hani derler ya, bir de olmamış gibi dedikodu edin; yazıklar olsun derim size ve sizlere. Sabrıma ağır gelen insanlar var; bardak zaten doludur, damlayana yazık olacak.

Bir gün öyle bir duan kabul olur ki, geçmişte yaşadığın tüm mutsuzlukları bir anda unutursun. İsyan etme, şükret dostum. Şükrü et, acele etme, sabır et, bekle göz hele. Dilin kemiği yoktur ama bir vuruşta öldürdüğü insan çoktur. Kuş olsaydık, zahmet vermemeliydik diye, ağaç dalına bile konamazdık. İnce düşüne düşüne kopardık kendi ipimizi, can dostlarımız. Yazık oldu güzel dostlarımıza, yazık oldu güzel insanlarımıza. Yazık oldu, gittiler bir daha dönmemek üzere. Selam olsun tüm güzel insanlara, selam olsun.

Bir çay doldur bana, hayatım gibi koyu olsun, şeker atma içine, derdim gibi acı olsun. Çıkar kaşığı içinde, benim gibi yalnız olsun. Şair der ki; düşündüm çok düşündüm. Evim yok, arabam yok, büyük bir maaşım yok, lakin gören gözlerim, yürüyen ayaklarım, düşen bir aklım, tutan ellerim var; bu da bana yeter. Ey insanoğlu, haksızlık etmeyin. Vicdanlarına sindirmiş insanlara hakkı anlatmak, kör ışığı anlatmak gibidir.

Hatasını bilmeyen insandan hiçbir beklentim yok. O yüzden gönül değil, mesafe koyduk. Sanırım böylesi daha iyidir. Hani derler ki; güzel olan her şey güzeldir. Hiçbir zaman büyük konuşma, hayata seni öyle bir noktaya getirtir ki, kendini sevdiklerinle savaşırken, düşmanlarınla selamlaşırken bulursun. Şair der ki; kötü bildiğim değil, iyi sandığım insanlar yanıltı beni. Hani derler ki, her şey yalanmış, doğru olan sensin. Yolun, sevdiğin dostlarını yine de sevmeye devam etmelisin. Kim ne yaparsa kendine yapar, güzel dostum.

Şu hayatta üç şey aklında tut, asla unutma: Ağzınla kuş tutsan da, balık olup ağaca çıksan da, en güzel iyiliği yapsan da kimseye yaranamazsın. İnsan sevgisi kadar kararlı, mutluluğu kadar kararlı, bilgisi kadar onurlu, paylaştığı kadar büyük, merhameti kadar saygın, dürüstlüğü kadar insandır. İnsanlık her zaman güzeldir, tabii ki bilenler için.

Kimsenin derdini hafife alma. Herkes kendi yükünü hamalıdır. Ne kadar ağır olduğunu taşıyan bilir. Ya ucunda tut, ya da dua’na kat ya da sus, dostum. Güzel dostlarım, şu cümleyi sakın unutmayın: Cömertliğin sonu saadet, yalancılığın sonu rezalet, doğruluğun sonu selamettir. Yolcuyuz bu dünyada, menzilimiz kabir. Belki şimdi öleceğiz, nedir bu kibir, ey dostum?

Yazarın Diğer Yazıları