ZEKİ DAĞ

Dostluk Nedir Bilir Misin?

ZEKİ DAĞ

Dost, konuşmadan da anlaşabildiğiniz kişidir. Dost, asla yarı yolda bırakmaz. Dost, başarınızı kendi başarısı gibi görür, başarısızlığınızda teselli eder ve yeniden başlamanız için motive eder. Siz ondan uzaklaşsanız da o sizi fark ettirmeden izler ve tehlikelerden korumaya çalışır.

Kimilerine göre dostluk gereksiz samimiyet gibi gelebilmektedir. Fakat kimileri ise dostu için elinden gelen her şeyi yapmaya hazırdır ve yaparlar. Bu nedenle dostluk tanımı kabaca Türkçe anlamından yapılması şöyledir. Bireylerin bir kan bağı olmadan koşulsuz ve şartsız şekilde sevdikleri insanlara dost denmektedir.

Dost, dostunun iyiliğini isteyen, onu içten seven, görüşülen, sevilen, güvenilen kimse olarak da nitelenir. Dosta, sadâkatin- den (doğruluğundan). Dolayı Sıddık, kalbe sevgisi yerleştiği için halîl de denilmiştir. Dostluk ise, kalbin sırrıyle birleşen, gönül birliği halidir.

Dostluk, kişinin diğerini iradi, bilinçli ve çıkarsız sevmesi ve onun tarafından sevilmesini taşıyan bir anlamdır. Dostluk yoluyla yaşama daha sıkıca tutunabilen insan diğer kişilerle ortak sevinç ve üzüntülerde buluşabilir.

Gerçek dostlar insanın üzüntülü, sıkıntılı günlerinde yanında olan, yardımına koşan, dostunun yanında olan, sadece kendisini değil dostunu da kurtarmak isteğiyle hareket eden, değilse dostuyla birlikte kalıp varsa sıkıntılı bir durum birlikte bunu göğüslemek için sabırla uğraş verendir. Dost ve dostluk üzerine pek çok söz söylenmiş. Mevlâna, “Dostluk ve kardeşlikte akarsu gibi ol.”; Eflatun, “Dost, hem iyi görünen hem iyi olan insandır.”; Ziya Paşa, “Gerçek dostlar yıldızlara benzerler, karanlık çökünce ilk onlar gözükürler.”; Hz. Ali, “En hayırlı dost, seni hayra sevk edendir.” diyor.

Bazen insan dostunu seçerken geçmişinden kalma özlemleri sizde bulur. Bazen hayata tutunmanın gücünü sizden alır. Ve siz hala bunları görmeden o insanın sırtından geçinmeye çalışırsan, bu dostluk değildir bizzat nankörlüktür. Buda karakter meselesi, buda cahilliktir. Size ve sizlere dost olmazlar. İnsanlıktan bahseden bazı insanlara bir sözüm vardır. Siz önce kalp kırmayı değil insan olun da insanların kalbini kazanmayı öğreniniz cahiller.

Dost da dostluk da hem tanımlardan hem ilgili sözlerden anlaşılacağı üzere güzeldir, güzelliktir. Hayatımıza anlam katan değerlerdir. İnsan, dostlara ve dostluklara ihtiyaç duyar. Yalnızlık Allah’a mahsustur. Lakin dostluğun bir bedeli vardır ve büyüklerin tavsiyesi şöyledir: “Öyle bir dostun olmalı ki seni gören onu, onu gören seni görmüş gibi olmalı.”

Dostluk, içinde birden fazla sevgi değerlerini barındıran bir değerimizdir. Dostluk, paylaşmak demektir. Acılarını, üzüntülerini, mutluluğunu, sevdiklerini, düşüncelerini, paranı, eşyanı, hiç düşünmeden vermek demektir. Dostunla bir filmi beraber izlemek, bir müziği paylaşmak ayrı bir lezzet verir insana..

Sizlerle gerçek bir dostun sahip olması gereken dört temel özelliği açıklamak isterim.
1.    Gerçek Dost Güvenilirdir. Güvenilirlik, Gerçek Dostlukların Temelidir ve Dostluklar Bu Sayede Sağlam Bir Zemine Oturur. ...
2.    Gerçek Dost Anlayışlıdır. ...
3.    Gerçek Dost Acıyı Dahi Tatlı Söyler. ...
4.    Gerçek Dost Destekleyendir.

Dostluk aileden sonra en önemli bağlardan birisidir. Bu yüzden insanlar bu bağlara çok değer verirler. Ne yazık ki bu bağlar her zaman karşılıklı olmaz. Bazen bağda ki bir taraf arkadaşla sonuna kadar güvenip değer verirken; diğer taraf aynı özeni göstermez. İşte bu durumlarda arkadaşlığına değer veren kişiler gerçekten üzülür ve kırılır.

Hayatımızdaki dostlar yeri gelir sırdaşınız, yeri gelir en büyük yardımcımız hatta bazen ailemiz olurlar. Aramızda hiçbir kan bağı olmamasına rağmen bize bazen anne ve babamızdan bile daha yakın olan dostların yaptıkları ise her zaman bizi daha fazla üzer. İşte bu dostlardan aldığımız darbeler bizi can evimizden yaralarken, onlardan yediğimiz kazıkları belki de hayatımızın sonuna kadar unutamayız. Canımızı bu kadar çok yakan ve bizi yarı yolda bırakan dostlara yaralarımızı, kırgınlıklarımız ve hayal kırıklarımızı anlatmak için en doğru ve en çarpıcı kelimeleri bulmak isteriz. Ancak boğazımızı düğüm eden hüzün buna izin vermez.

Allah hayatı sevgi, saygı, itaat ve görevler üzerine kurmuştur. İnsan bunları payına düşeni kadar yaparsa ne dostunu kullanmış olur, ne de insanları kırmış olur. Dost dediğiniz bazı insanlar dedikoducuysa yapılacak bir şey kalmıyor. Bir insan yalancıysa yapılacak bir şey yoktur. Bir insan cahilse vay onların haline. Gizli yarası olmanın, gözyaşı da gizlidir. Her susanı dertsiz ve kendiniz gibi sanmayınız herkes herkesi iyi bilir ve iyi tanır dostum.

Şair İbrahim Tenekeci ne güzel söylemiş; “Sadece şu veya bu gıdanın değil, artık insan ilişkilerinin bile raf ömrü oldu. Her insanın son kullanma tarihi var. Çünkü insanlara insan olarak değil de, imkân olarak bakılıyor.” cümlesini okuduktan sonra neler geldi, neler geçti dostluğa dair aklımdan, gönlümden, dilimden.

Sadi Şirâzî sanki bu sözü asırlar evvel ne de güzel anlatmış; “Sen; servet, saadet içinde iken dostluktan bahsedenleri, kardeşimsin diyenleri hakiki dost sanma. Hakiki dost; perişanlık, zaruret, felaket zamanında el tutan kimsedir.”

Biz kimsenin en sevdiği olmadık, İşleri Düşünce Canı ciğeri olduk, İşleri bitince düşman olduk dediler, derler, her şey yalanmış kıymetli dostlarımız.  Zaman çok şey öğretiyor insana, gün geliyor yanlış insana kıymet verdiğini öğreniyorsun. Gün geliyor bazı şeyler boşu boşuna üzüldüğünü anlıyorsun, değeri beş kuruş etmeyenlere dostluk ve yol yürüdük.

Ve son olarak derim ki; Dostluk insanın hayatta çok ender rastladığı fakat onu asla bırakamadığı bir olgudur. İnsan dostu olduğu zaman zor zamanlarını daha kolay ve yara almadan atlatır. Dostluk kişisel çıkar için kurulan bir bağ değildir. İçinde sevgi, dayanışmayı, hüznü ve mutluluğu barındıran sonsuza dek süren arkadaşlık bağıdır.

Yazarın Diğer Yazıları