Dost ola her kimse varsa, asla dostlarının kalbini kırmamalıdır ve arkasında konuşmamalıdır. Bizi satan dostlar da olmuştur, ama biz ve bizler hiç kimsenin arkasında bile konuşmadık ve konuşmayız. Ne güzel söylemiş Nazım Hikmet: "Küçük bir mutluluk istiyorum. O kadar küçük olsun ki, kimse istemesin benden onu," demiştir. Unutma güzel dostum, modası geçmeyen tek şey kefendir; hala tek parça, hala beyaz, hala cebi yoktur, unutma…
İçini terbiye etmemiş dile, kelepçe vuramazsınız. Yalanını kitap etmiş insana, doğruyu anlatamazsınız. Doğru olan tek yoldur. Hayatım boyunca kahrını çekeceğin, sırtında taşıyacağın her derdine koşacağın ama asla yaranamayacağın insanı tanıyacaksın dostum. Hayat işte; kimse kimsenin içini bilmiyor. Herkes başkasının anılarını ve hayatını mükemmel sanıyor. Allah, her şeyin hayırlısını versin.
Hiçbir zaman başını önüne eğme, güzel dostum. Başını daima dik tut, hiçbir zaman başını eğme kimseye. Başı eğik olanın celladı her zaman çok olur. Yeter ki sen iyi ol, Allah senin yolunu daima açık edecektir. Ben kolay kolay kimseyi silmem, ama silersem de yerdeki bir çöp parçası kadar değeri kalmaz dostum. Ateş söndü, külü kaldı; yara geçti, izi kaldı; sesi gitti, sözü kaldı; kendi gitti, adı kaldı. Nerede kaldı senin ve sizin dostluğunuz? Bir insanın ulaşacağı en yüksek mevki, insan olmaktır, güzel dostum.
Sen sen ol, asla bu sözü unutma; her zaman aklında geçmelidir: Kırılan insan değişir, değişen insan güçlenir, güçlenen insan umursamamayı öğrenir. Suskunluğa bakma dostum. Suskunluğum asaletimdedir. Her lafa verilecek bir cevabım vardır; lakin bir lafa bakarım, laf mı diye, bir de söylenene bakarım, adam mı diye. Hani derler ki: "Yanında olduğum zaman değerimi bilmesin." Değerimi bildiğin gün, beni yanında bulamasın, güzel dostum. Hani bizler tostuk, şimdi ne oldu ki, sen bilirsin, dedik yol aldık.
Güzel olan her şey güzeldir, güzel dostlarımız. Söylenecek çok sözün olsa da, şükür yakışır dilime, o yüzden herkesi havale ettim en iyi bilene. Güzel dostlarımız, hiçbir zaman kimseye asla sırınızı vermeyiniz. Sırınızı verdiğiniz dostlarınız cahilse, vay halinize derim. Belki de dürüstlüğüm yüzünden çok şey kaybettim ama insanlığım elimde, içim rahat, vicdanım hala benimle. Yetmez mi, güzel dostum? Anladım ki, insan yaptığı fedakârlıktan değil, gördüğü vefasızlıktan yorulmuş. İşte böyleymiş, güzel dostum.
Öyle bir zamandayız ki, çok üzülüyoruz bazı insanlarımıza; kendilerine yazık ediyorlar. Öyle mekanlar var ki, biz ve sizler bilmiyorsunuz. Öyle mekanlar var ki huzur buluyorsunuz, öyle mekanlar var ki yolunuzu şaşırıyorsunuz. Hani derler ki, "Neden ve niçin?" Onu da sen düşün, güzel dostum. Dostluk öyle kolay kazanılmıyor. Dost dediğiniz dostlarınızı satmayacak kadar delikanlı olmalısınız, güzel dostum. Dostluk nedir sana ve sizlere sorsalar, acaba cevabınız ne olmalıdır, diye merak ederim.
Üzülme ey dostum, kış biter, yaz gelir, dert biter, mutluluk gelir. Kalbin temiz, umudun Allah olsun. Bir bakmışsın ki sıkıntı biter, huzur gelir ve güzel dostlarınızı bulursunuz. Deseler ki, bu dünyada en çok seni ne yordu derseniz, yemin ederim ki, söylediği ile davranışı bir olmayan insanlar derim. Hiçbir zaman yalanlarla asla bir yere varamazsınız, yalan dedikodu olan insanlar da hiçbir zaman bir yere varamazlar. Susmak çaresizlik ve zayıflamak demek değildir. Hatlıyken bile susmak, en büyük erdemliktir, güzel dostum.
Hatasını bilmeyen insandan hiçbir şey beklenmez ki. O yüzden gönül değildi mesafe koymalısınız, böylesi daha iyidir. Tabii ki bizler, güzel dostlarımızı her zaman seviyoruz. Güzel dostlarımızla asla küs olmamalıyız; dostluğumuz her zaman devam etmelidir. Eğer dost dediğiniz insanlar cahilse, vay halinize, derim. Birileri beni sevsinler diye asla özümden dönmem, duruşumu bozmam ki; başımı eğmem. Severseniz beni yanımda, sevmeseniz de kapı sağda derim.
Şair der ki, "Kalp kırmaya tek bir söz yeter, ama kırılan kalbi tamir etmeye, ne bir özür ne de bir ömür yeter" güzel olan dostlarımız. Etme sırtını duvardan başkasına emaneti. En kırılanın bile içinde vardır bir nabız ihanet. İbret al ey dostum, dostlarınızın arkasında konuşmayınız, bir de diğer tarafı vardır. İbret al yere düşen yaprağa, o da seni gibi tepeden bakardı toprağa. Sakın unutma ki, dostlarınız da sizi ve sizleri unutmasınlar. Dost acı söylermiş, güzel dostum. "Yanındayım," kelimesi sadece laf kalabalığıdır; kimse yanınızda değil, bakınız, yine tek başınasınız derlermiş.
Kırıldığımı belli etmiyorum ama bir gel bana sor demişler. Bana yapılanı unuttum sanıyorlar bazı cahiller. Sadece kızgınım, asla kin tutmam. Kinci bir de değilim; sadece mesafe koyarım. Hele kötü de değilim ama unutacak kadar da iyi biri değilim. Sen ve sizleri ölümü de götürse bile, doğruluktan sakın ayrılmayınız. Bir bu dünya bir de diğer tarafı var; iş hesap gününü asla unutma. Beni kimsenin bilmesi önemli değil, Rabbim bilsin, bana yeter derim. Kimse ne derse desin, bana Rabbim, kulum desin yeter, derim güzel dostlarım.
İnsanoğlu hiçbir zaman büyük konuşma. Hayat seni öyle bir noktaya getirir ki, kendini sevdiklerinle savaşırken, düşmanlarınla selamlaşırken bulursun. Bazı zamanlar kendi kendime düşünüyorum ki, güvendiğim bazı insanlara hep iyilik yaptım, onlar bana kötülük yaptılar. Neden, niçin? Masada bırakılmış çay gibiyim. Gittikçe soğuyorum iki yüzlü insanlarda. İşte bu tür insanların her yerde yüzleri olacaklardır, nedeni de hep yalancı ve dedikoducu oldukları içindir. Allah, sizi ve sizleri ıslah etsin, derim.
Yüreğiyle konuşan herkesi yüreğimle dinleyecek kadar ağırım. Ama dili ayrı ve yüreği ayrı olanları da hiç duymayacak kadar sağırım. Kim olursa olsun, asla dostlarının arkasında konuşmamalıdır. Zaten kendini bilen hiçbir kimse, dostlarının arkasında konuşmaz ve dedikodu etmez. Mümin olan bir kişi ne yalan söyler ne de dedikodu yapar. Öyle bir gün gelir ki, yüzüne bakacak yüzünüz olmayacaktır. Susmayacak kadar dolu ama konuşmayacak kadar da yorgunum.
Acılar yaşarsın ama yaşadığını anlatmazsınız. Ne kadar dile getirmek isterseniz de söyleyemezsiniz. Acılar, insanın yüreğinde tek kişiliktir; kimseyle paylaşamazsınız, herkes senin gibi değildir. Sevgi, insanlara ait paha biçilmez güzel bir duygu; kıymeti bilenin elinde gül olur. Kıymeti bilmeyenin kalbinde kul olur, giderler. Dostuna paranı, düşmanına yaranı gösterme, zayıf düşersin dostum.
Kötüyü ve ya yanlışı affedecek kadar iyi olan da asla, onlara bir daha şans vermek kadar saf olma. Kul hakkı denen bir şey vardır, unutmayınız cahiller. Senin de senin üzerinde hakkın var, ezdirme kendini hiçbir zaman. Senin tek bir yolun var ki, o da gittiğin yol doğru bir yoldur. Sen sen ol, hiçbir zaman, hiç kimse için, "Ben onu iyi tanıyorum," deme dostum, yanılırsın. Bizler çoğuna dost dedik, hep arkamızda işler çevirdiler.