Yıllar sonra yolda,giderken gördüm
Neler olmuş sana,neler Fadime.
Yaklaştım yanına,halini sordum
Dünyası zindandan ,beter Fadime.
Şafak vakti erken,yataktan kalkar
Çorba kazanını,ocağa sürer.
Kekikli,naneli tarhana pişer
Savura savura,içer Fadime.
Kapının önünde ,ineğin sağar
İneği sağarken,türkü çağırır.
Dinleyende türkü,söylüyor sanır
Kendi dertlerini,söyler Fadime.
Ayağına giymiş,yemenisini
Atmış omzuna,yün heybesini.
Kalaylı bir tasa,telemesini
İncir sütü ile ,çalar Fadime.
Kederli bir türkü,söyler dilinde
Atının yuları,bağlı elinde .
Torba omzunda,yayla yolunda
Bahardan bahara ,göçer Fadime.
Ne yapsın çaresiz,kör olsun yokluk
Ayakta çorap yok,şalvarı sökük.
Elinde çapası,sırtında çocuk
Evlek evlek ,tütün eşer Fadime.
Güneşin altında ,kavrulur yanar
Sıcaktan bunalır,deliye döner
Şeleği sırtında ,harmanın kurar
Döner ekinini,biçer Fadime.
Toprağın kokusu üstüne sinmiş
El ayağı şerha şerha yarılmış.
Yaranın içine katranlar sürmüş
Ne ızdırap,çile,çeker Fadime.
İşinde ,gücünde,tarlada yazın
Çarığını giyer,çeker şalvarın.
Yapışır kulpuna,kara sabanın
Bahçeyi,tarlayı sürer Fadime.
Erkenden evlenmiş,daha bir çocuk
Yaş yirmi beşinde ,altı yavrucuk.
Ardında ağlaşır,hepsi ufacık
Derdin üstüne dert katar Fadime.
Bazen efkarlanır ,yüzünü asar
Bütün acısını,içine atar.
Öfkelenir,kendi kendine çatar
İçin için yanar,tüter Fadime
Yaş yirmi olmadan,dişler dökülmüş
Benzi sapsarıdır,avurdu çökmüş.
Tutmuyor dizleri,beli bükülmüş
Otura otura gider Fadime
Dilinde bir türkü,yanağı ıslak
Ağlayıp inliyor,gözler kan çanak.
Yusuf’um ip diye ,hep yumak yumak
Kendi dertlerini,sarar Fadime.