RAMAZAN BAYKARA

Yazıklar Olsun...

RAMAZAN BAYKARA

    Birileri tarihimizi itibarsızlaştırmak, bize emanet edilen kutsal mabetlerimizle oynamaya devam ediyor. Bunların en başında da YENİ ( TEZE ) CAMİ gelmektedir. Osmanlının son emanetlerinden olan, bin bir güçlükle yapılıp cennet mekan Sultan Abdülhamit han tarafından gönderilen altınlarla bitirilen YENİ Cami’miz şimdide ayrı bir ucubeyle karşı karşıya kalıyor. Artık burada iyi niyet aramıyoruz, basit bir restorasyon gibi gelmiyor. Önceleri dikilitaşlar gibi ne olduğu belli olmayan ve caminin siluetini bozan ucubeden kurtulmadan yeni bir ucube görüntüyle karşı karşıya kalıyoruz. Bu ucube şemsiye görüntülü gölgelikleri neden ve niçin yaptılar. Yani millet haftanın bir günü 10 dakika güneşten ve yağmurdan korunmak için düşünüldüğü için mi gerek duyuldu.

 Maşallah çok düşün(!) celi bir davranışmış mış... hadi oradan... sizler bu ucube işlerinizle manevi değerlerimizden olan camimizin tarihini ve değerini bitirmeye çalışıyorsunuz. Bu restorasyonunu yapan firmanın yetkilileri ve işi veren Vakıflar müdürlüğünü nün yöneticileri herhalde maneviyattan, tarihten ve değerlerden bi haberler gibi. Bu ucubelerle bilinçli bir oyun oynandığı şüphesi oluşuyor. Derhal bu ucubelerden vazgeçmelerini öneriyoruz. Tarihimiz ve değerlerimizle oynamalarına son versinler.

Caminin ön giriş kısmının bahçesinde yek pare taştan yapılan havuzun üzerine tarihi dokusuna uygun güzel bir şadırvan yapılsa daha güzel olmazıydı. Yada bunları yapmadan önce hangi gönüllü STK’lardan, ilgili kurum ve kuruluşlarla istişare ettiniz? Yada size gelen teklifler ve önerilerden hangilerini dinlediniz ve uyguladınız? Bunların cevaplarını kamuoyu sizlerden bekliyor, bakalım neler söyleyeceksiniz.

Malatya’nın Dede Korkut’u olan değerli büyüğümüz Atilla Kantarcı Bey bu ucubeleri ilk gündeme getirene kadar maalesef hiç bir kesimden bu kadar güçlü ses çıkmamıştı. Kendilerine ve tüm tepki gösteren kesimlere sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Ayrıca açılıştan açılışa koşanlar, kurdele kesenler nutuklar atanların sesi neden güçlü çıkmıyor? Düşündürücü... bu kesimler de bir o kadar sorumlulardır.

YENİ CAMİİ hak ettiği restorasyonu yapılmalı ama ucubelerden uzak. Ecdadımızın emaneti olan tüm eserlere Bizler sonuna kadar sahip çıkmalıyız ve gelecek kuşaklara emanetlere ihanet etmeden teslim etmeliyiz. Yoksa bu vebalden hiç kimse kurtulamaz ve bu sorumluluktan kaçamazlar...

REKTÖRÜMÜZE TEKLİFİMİZ...

03 Ağustos Çarşamba akşamı Malatya Vuslat tv’de “EKO MALATYA “ programımın konuğu Tarım Platformu ve Koyun keçi yetiştiriciliği birlik başkanı İhsan AKIN beydi. Güzel ve harika bir program oldu. Önemli konulara değindiği için Kendilerine teşekkür ediyorum.

Programda bir konu dikkatimi çekti. Belki çok önemli görmeyebilirsiniz ama benim dikkatimde kaçmadı. ÇOBANLIK mesleği konusuydu. Aslında kutsal bir meslektir çobanlık. Sevgili Peygamberimiz başta olmak üzere sayısız peygamberler, büyük evliyalar, filozoflar, ilim adamları, siyasiler ve devlet adamlarının hayatlarında çobanlığın çok önemli etkisi ve yeri bulunduğunu hepimiz biliyoruz. Bundan dolayı değerli bir iş ve meslek olarak görüyorum. Ama ya şimdi??? İtibarsızlaştırılan, hor görülen, dalga geçme konusu olan yada hiç bir işe yaramayan, sözde okumayanların adam yerine konulmayanların yaptığı iş olarak görülüyor. Böyle düşünenleri de kınıyorum. Öyle olsaydı neden ünlü insanlar bu mesleği icra ettiler ki? Hikmetine bakmak lazım.

Birlik başkanı İhsan AKIN hayvancılık sektöründe çobanlık işinin büyük sorun olduğunu, kimsenin yapmak istemediğini, hiç bir sosyal güvencesinin olmadığından dolayı da çoban bulmaktan zorlandıklarını belirttiler. Ben de genelde Afgan uyruklular başta olmak üzere yabancı uyruklu olanların tercih edildiğinin sebebini sormuştum. Yukarıda da belirttiğim gibi sosyal güvenceyle birlikte bazı destekler olmadığı için Türklerin tercih etmediğini, çobanlığın hakir görüldüğünden dolayı yapmadıklarından bahsederek “ Afganlıların kökeninde tarım ve hayvancılık işini iyi bildiklerini, işine bağlı olduklarını, prensipli çalıştıklarından dolayı tercih edildiğini belirttiler. Ama bana göre tek neden bu olmamalı.

    İşte buradan üniversiteler olmak üzere özelden de İnönü Üniversitesi gibi ülkemizde sayılı üniversiteler arasına girmeyi başarmış olan İnönü’ de böyle bir bölümün en azından 2 yıllık meslek yüksekokulu şekline bir bölümün açılmasını, çobanlık mesleğinin en iyi şekilde temsil edilmesini, gençlerimize sevdirilmesini ve itibar kazandırılmasını sağlamamızın elzem olduğunu ifade etmek istiyorum. Değerli rektörümüz Prof. Ahmet KIZILAY hocamızdan bu konuyu değerlendirmesini bekliyoruz. Umarım böyle bir bölümün açılmasına tüm ilgili kurum, kuruluş ve STK’ların ve siyasilerin de destek vereceğini düşünüyorum. Bu konularla ilgili gelişmeleri siz değerli okurlarımızla paylaşmaya devam edeceğiz.

SULTANSUYU SULAMA BİRLİĞİNE SORUMUZ...

    İsmi bende saklı kalmak kaydıyla aynı zamanda sosyal yönü güçlü olan değerli bir dostum önemli gördüğüm bir bilgiyi benimle paylaştılar.

Sultan suyu Sulama Birliği ödeme zorluğu çeken köylülere en küçük bir müsamaha göstermiyor. Para toplamaktan başka bir marifeti olmayan, birlik yönetimi, yok olmaya yüz tutan sulama kanalları için herhangi bir planlama ve yatırım yapmamaktadır.

Hükümetin ödeme zorluğu yaşayan veya icralık olan vatandaşlara kolaylıkları kararını hiçe sayarak alel acele icraya verildiğini, köylülerin çok mağdur edildiğini, icra ve avukat ücretleriyle borca ekleyerek katlandığını köylüklerin de bunu ödeyemediği belirtilmektedir. Sulama birliğinin derhal bu icra takiplerini iptal edilmesini, ödeme planlarının uygun halde olmasını beklediklerini ifade etmektedirler.

Sonuç; bu seslere kulak verilmeli, varsa sorun ve sıkıntılar giderilerek köylüye yardımcı olunmalıdır. Şayet sulama birliği bu konularla ilgili yapacağın açıklamaları da bu köşemde yazarak belirtmek isterim. 

Kalın sağlıcakla...

Yazarın Diğer Yazıları