Şeytanlar Teyakkuzda
PERİHAN SEVER DİRİCAN
Aklım erdiğinden beri; gün, gece demeden beynime seslenen bir ses var ki kulaklarımı tıkadığımda bile onu duyabiliyorum. Desibeli, frekansı, hiçbir şeyi yok. Kendi ses bile değil lakin yerken, gezerken, yatarken, kalkarken nefes aldığım her saniyenin içinde o var. İçimde devamlı mızıldanıp duruyor.
Buna iç ses diyorlarmış ama bu ne kalp tıkırtısı ne karın gurultusu. Resmen benim dilimle konuşan, benden daha hayalperest, benden daha coşkulu, benden daha üretken, daha özgür, daha vahşi, daha kırılgan…devamlı soru soran bir ben var benden içeri.
Aslında tekil de değil, çoğullar. Bir hamamın kubbesinde yankılanır gibi ses çıkartıyorlar. Ben onlara melekler ve şeytanlar diyorum. Kendi aralarında devamlı tartışıyorlar, birinin “la” dediğine diğeri “lo” diyor, Nadiren aynı yerde buluşuyorlar. İşte o an benim bayramım oluyor. Yoksa uykularım kaçıyor, dalgın ve de agresif olabiliyorum.
Melek her zaman olumlu düşünüyor, şeytan hem içimi karartmakta hem ortalık karıştırmakta. Aldıkları bir duyum üzerine ikisi baş başa verip öyle şeyler söylüyorlar ki, kaleme alsan bir kitap, bir film senaryosu çıkar içinden. Devamlı muhakemedeler. Düşünsenize bütün duyularımız açık, saniyede yüzlerce uyarıcıya maruz kalıyorlar ama onların her uyarıcıya karşı söyleyecekleri bir şeyleri var. Şikayet, itiraz, itiraf… Yaşanılan olaylar, uygulatılan kurallar, yalanlar, doğrular, hayatıma dair ne varsa hep onların gündeminde. Bazen bana kanat taktırıyor, bazen uçuruma atıyorlar. Ben onlara göre şekilleniyorum. Bazen öyle şeyler söylüyorlar ki, akıl sınırımı geçeceğimi, zıvanadan çıkacağımın sinyalini veriyor mantığım. İşte o zaman bir kitaba sarılıyorum. Başkasının dünyasına girmek bu iki baş belasından kurtulmanın en kestirme yolu.
“Yüreğinin götürdüğü yere git” “Kalbinin sesini dinle” dese de biri, iç seslerim için devamlı tetikte olmalıyım. Evet onlar benim yüreğimin sesi ancak bu dünya ile uyuşmadıkları isyanlarından belli. Beni yönlendirmeye çalışsalar da akıl terazimin kefesi o kadar dünya ile dolu ki, boşaltıp rahatlayamıyorum.
Ve bu aralar hayat iyice ağırlaştı, meleğimin ağzını kapattı, söyleyecek söz bırakmadı. Şeytan ise atakta. Korkuyorum. Halüsinasyonlar görmekten, işi şizofrene bağlamaktan korkuyorum.
Dün bir doktor arkadaş, intihar olaylarının arttığını söyledi. Yoksa şeytanlar teyakkuzda mı? Akıl tatile mi çıktı?
Susturalım şeytanlarımızı! Aklımıza mukayyet olalım! Her şeye rağmen hayat güzel. Biz dursak da gitsek de devam edecek unutmayalım.
Melekler sarsın dünyayı, dileğiyle…