MUSTAFA TAŞÇI

HAYATIMDAN ANILAR

MUSTAFA TAŞÇI

Üstat Necip Fazıl Kısakürek ile  1969 yılında tanıştım. Necmettin Erbakan hoca Konya’da bağımsız adaydı. 1969 Milletvekili genel seçimlerinin yaklaştığı günlerde  Erbakan Hoca Konya’da imanlı Türkiye mitingi yaptı.  Bendeniz  o tarihte   Konya  İli Beyşehir İlçesi  Avdancık köyünde İlkokul öğretmeni olarak görev yapıyordum.  Beyşehir’de bir öğretmen Teşkilatı vardı. (Tös )Türkiye Öğretmenler Sendikası. Bu sendikanın genel başkanı Fakir Baykurt idi.  Beyşehir’deki  öğretmenlerin çoğunluğu bu sendikaya üye  olmuştu.  Türkiye Öğretmenler Sendikası solcu ideolojinin en güçlü meslek kuruluşu idi.  1969  tarihinde  Türkiye de bir günlük  ilk öğretmen  boykotu  yapan bu kuruluşa bende üye olmuştum. Ancak Beyşehir deki TÖS yönetimi   Adil olmayan uygulamalar yapıyordu. İlçedeki öğretmenler için bazı Devlet  kurumlardan   indirimli ürün temin Ediliyor, Bu ürünler sadece TÖS üyelerine  dağıtıyordu.  Tös e üye olmayan öğretmenlere vermiyorlardı.Toprak Mahsulleri ofisinden pirinç  temin  ediliyor  Bütün öğretmenler adına  aldıkları pirinçleri sadece tös üyelerine Veriyorlardı.   Buna benzer bir çok adil olmayan uygulamayı gördüm.  Orman işletmesinden öğretmenler için odun temin ediliyor , Türkiye Öğretmenler Sendikası üyesi olmayanlara verilmiyordu.   Bu gibi hadiseleri bahane ederek  harekete geçtik. 41 öğretmenle Türkiye Öğretmenler Sendikası‘ndan ayrılarak, Beyşehir  Ülkücü Öğretmenler Sendikası’nı kurduk.  Beyşehir  ilk kez kurulan Ülkücü Öğretmenler teşkilatının  kurucu başkanlığını ben yapıyordum. 

Beyşehir sokaklarında  bir reklam aracı Necmettin Erbakan hocanın Konya’da yapacağı imanlı Türkiye mitinginin tanıtımını  yapıyordu. .  Mitinge  bütün Beyşehir halkı davet ediliyordu.  Beyşehir Ülkü ocakları ve Ülkücü öğretmenler sendikası  olarak mitinge katılmak üzere hazırlıklarımızı yaptık.   Amacımız mitinge destek vermek değildi.  Milliyetçi Hareket partisi Genel Merkezinden  Konya da faaliyet gösteren Ülkücü teşkilatlara , İmanlı Türkiye Mitingini  engellemek  ve  gerektiğinde mitingde  olay çıkararak  ve mitingi dağıtmak   için  talimatlar geliyordu.   Beyşehir’den üç otobüsle hareket ettik.  Miting meydanına  Aynı amaçla Konya nın diğer ilçelerinden 1000’e yakın ülkücü genç gelmişti,  
Hayatımızın kırılma noktalarından birisi bu mitingdir. .  Miting alanına geldiğimizde mehter çalıyordu.  Hak yol İslam yazacağız  marşını söyleyen genler vardı. . Miting  başladı. Kürsüdeki takdimci İlk konuşmacı olarak Üstad Necip Fazıl Kısakürek ‘i tanıttı.  Üstat kürsüye çıktı.  Necmettin Erbakan hocayı anlatmaya başladı. 

Ben Hiçbir politikacıya destek vermem  ve politikacıları  sevmem.  Ancak Necmettin Erbakan çok farklı.   Teknik adam olduğu kadar da dünya siyasetini tanıyan kıymetli bir kardeşimizdir. Bu sebepten buradayım diyordu.  Çok uzun olmayan konuşmasını bitirdi ve  sözü Necmettin Erbakan hocaya bıraktı.
Burada anlatmak istediğim şu ki biz üstadı kürsüde görünce, su geldi teyemmüm bozuldu dedik.  Arkadaşlar milliyetçi hareket partisinin söylediği gibi Necmettin Erbakan diş güçlerin desteklediği bir bir siyasetçi olamaz.  Öyle olsaydı üstat Erbakan la  birlikte olur muydu ? Bundan dolayı su geldi teyemmüm bozuldu diyerek ülkücü gençleri uyardık. O günden  sonra yolumuz  Erbakan hocanın yoludur dedik.  O meydana gelen binlerce gencin büyük bir kısmı Erbakan hocamla birlikte yürüyerek ülkücü hareketi  terk ettiler.  Benim de milliyetçi hareket partisi  düşüncesinden  vaz geçerek Erbakan hocamın peşine takılmam bu olayla başladı.
Mitingden sonra uzun yıllarca Konya il başkanlığı yapan Ali Güneri Bey’in evinde toplandık. Rahmetli Üstatla ve Erbakan hocamla tanışmamız  o gün oldu. O günden sonra milli görüş çizgisinden  hiçbir zaman ayrılmadık. Ömrümüz boyunca  Erbakan hocamın takipçisi olduk. 
Konya’dan Nevşehir’e tayinimiz çıkınca Nevşehir merkez köylerinden Karapınar kasabasında okul müdürü olarak göreve başladım.  Karapınar Kasabasında  Üstat necip Fazıl Kısakürek’in tohum isimli tiyatro eserini  Köy gençleri ile sahneledik ve turneye çıktık.
Bu eserin  Provalarından birinde  hilal tiyatrosu Rejisörü Hasan nail Canat  da bulunmuştu. Nevşehir’e Moskof Sehpası isimli eserini oynamak üzere gelmişti.  Hasan beyi Karapınar kasabasına davet ettim. Köy gençleri ile hazırladığımız tohum piyesinin provasını izledi.
Çok beğendiğini , ben de oynasam ancak bu kadar yapabilirim dediğini ifade etmek istiyorum.
Nevşehir’e geldikten sonra Kültür Derneği isimli bir dernek kurduk. O dernek daha sonra Mefkureci Öğretmenler Sendikasının  genel merkezi oldu.  Nevşehir’ de sergilenen tüm tiyatro eserlerini kültür derneği  adına organize ediyorduk.
Dört yıl  Karapınar kasabasında okul müdürü olarak görev yaptım.  1973  yılında Milletvekili genel seçimlerinde   bu köyde görev yapıyordum. Karapınar kasabasında yaptığımız çalışmalar neticesinde bir önceki seçimde 500 oy alan adalet Partisi beş oya düşmüştü..  Milli Selamet Partisi 400 den fazla oy aldı. Bu olaydan sonra Karapınar kasabasında siyasi propaganda yapmak ve  milli Selamet Partisi için  çalışmak  Suçlaması ile üst üste tahkikatlar Geçirdim.
1973 seçimleri ile milli Selamet Partisi 48 milletvekili çıkararak Türkiye Büyük Millet Meclisinde grup kurmuştu. Ben her sene üniversite imtihanlarına giriyor, bir çok üniversiteyi kazandığım halde lise mezunu olmadığım için kayıt yaptıramıyorum.  Öğretmen okulu mezunlarını  birçok üniversite almıyordu.
1973 yılında  girdiğim sınavlarda Hacettepe dişçilik  ve gazi eğitim pedagoji bölümlerini kazanmıştım.  Aynı yıl  Fark derslerini vererek lise diploması da almıştım.  Her iki okula da  ön kayıt yaptırdım.   lise diploması ile Hacettepe Üniversitesi’ne , Öğretmen okulu diploması ile gazi eğitim enstitüsüne  ön kayıt yaptırdım.  Daha sonra tercihimi gazi eğitim enstitüsü  yönünde kullandım.
1973 Öğretim yılında başladığım gazi eğitimi   1977 yılında bitirdim.
Sol sağ Hareketlerinin yoğunlukla yaşandığı  günlerde 7 yıl İlkokul öğretmenliğinden sonra  Ankara’da tekrar Öğrenci olduk.
Ankara’da   İlk işimiz Milli Selamet Partisi gençlik kollarına kayıt yaptırmak oldu. Gençlik kollarında Nevzat laleli ile  birlikte çalıştık.  Necmettin Erbakan hocanın mitinglerini ve  salon toplantılarını organize ediyorduk.
Yeteri kadar tecrübemiz vardı.  Çünkü iki yıl  Beyşehir de 4 yılda Nevşehir ‘de ülkücü Öğretmenler Sendikası Başkanlığı ve Ülkü ocakları Başkanlığı yapmıştım. Nevşehir de başka bir teşkilat  olmadığı için Ülkü ocaklarını muzaffer Doğan’la birlikte  yönettik. Nevşehir Ülkü ocağına din görevlileri, öğretmenler, ve halk çok ilgi gösteriyordu.   Muzaffer doğan daha sonra İstanbul Bahçelievler’de Refah partisinden belediye başkanı seçildi.
Ankara da ; Hem okula gidiyor, hem de partinin işlerini takip ediyorduk.
O yıllarda üstat nereye konferansa giderse bizi davet ediyor. konferans vereceği şehre gelmemizi istiyordu. Bir gün önceden üstadın konferans vereceği yere gidiyor organize yapıyorduk.  Üstattan  konferansının  sonunda Sakarya türküsünü  okuması  isteniyordu. Üstat da bu yaştan sonra bana Sakarya mı okutacaksınız çıkın biriniz okuyun diyordu. 
Bir çok  ilde üstat konferansı bitirdikten sonra Sakarya türküsünü  okudum.  üstadın enteresan tavırları olurdu.  Üstadın yanında Sakarya Türküsünü okumak  her babayiğidin harcı değildi.  
Ankara Gölbaşı sinemasında hesaplaşma isimli konferansını bitirdikten sonra dinleyicilerden yoğun istek üzerine Üstattan  Sakarya türküsü Okunması istendi.  O sıra takdimi  yapan Ankara MTTB  Başkanı Tevfik Aslan beni anons etti.  Üstat konferansı bitirmiş sigarasını  yakmıştı.
Sahneye çıktım okumaya başladım.  Öyle bir alkış Tufan’ı vardı ki  ,Üstadı unuttum.  Şiir  bittikten sonra üstada baktım ,ne diyecek diye bekledim. Beğendiğini  söyledi. Ancak benden daha fazla alkış alanı sevmem dedi.  
Ben de cevaben; Üstadım  alkışı  sizin  şiiriniz aldı, Ben değil dedim.   Gülümsedi.
Öncelikle şunu söylemem lazım.   Biz  68 kuşağıyız. 68 kuşağının  ne olduğunu ancak 70  yaşın üzerindeki insanlar daha iyi bilirler. O kuşak gerçekten çok kaliteli insanların yetiştiği  bir dönemin eseridir. 68 kuşağı  hem solda hem de  sağda da kaliteli insanlar yetiştirmiştir. O kuşak ta ahlak vardı, dürüstlük vardı, saygı vardı, İdeal vardı, disiplin vardı. Kısaca bir insanda olması gereken  vasıfların  tamamı 68 kuşağında bulunurdu. 
Bundan sonraki yazımda Nasip olursa sizlere 68 kuşağını tanıtmak istiyorum.
Selam ve Dua ile.

MUSTAFA TAŞCI 
MİLLİ GÖRÜŞ ÇİZGİSİNDE TAM 55 YIL (1969/2024)

Yazarın Diğer Yazıları