Ne Güzeldir O Eski Günler...
MUSTAFA ERTAN
Şair ne demiş ki, ne güzeldir o eski günlerimiz, Bizler bu gün o günleri arıyoruz bulamıyoruz. Ne oldu bize, Bizler böyle olduk. Nerede o eski günler. Yazık oldu bize ve bizlere…
Her şeyin varsa bir sonu! Bitecekse bu hayat! İnsanlar, hayvanlar ölecek, bitkiler solacak, dağlar taşlar yerle bir olacaksa! Kopacaksa kıyamet! Öyleyse nedir bu telaş! Nedir bu endişe! Nedir bu hırs! Anlaşılır gibi değil… Yaşanan hayatların değil, bırakılan izlerin önemi vardır. Oturulan koltukların değil, o koltukta gösterilen adaletin önemi vardır. Kazanılan paraların değil, harcanılan yerin bir önemi vardır.
Aciz olan insan kendini ne kadar önemsemektedir. Koskocaman alemde bir zerre dahi olmayan insanın, kibirle ben demesi benim demesi aklın mantığın alabileceği bir şey değil. Yüce Allah Kuranı Kerimde, “Andolsun, biz insanı, çamurdan (süzülmüş) bir özden yarattık. Sonra onu az bir su (meni) halinde sağlam bir karargaha (ana rahmine) yerleştirdik. Sonra bu az suyu "alaka" haline getirdik. Alakayı da "mudga" yaptık. Bu "mudga"yı da kemiklere dönüştürdük ve bu kemiklere de et giydirdik.
Yaratanların en güzeli olan Allah'ın şânı ne yücedir!” diye buyurmaktadır. (Müminin Suresi 12-24) Yine Müminin Suresi 15-16’da şöyle buyurmaktadır, “Sonra (ey insanlar) siz bunun ardından muhakkak öleceksiniz. Sonra yine muhakkak siz, kıyamet gününde (tekrar) diriltileceksiniz.” Durum böyleyse, akıllı olan insan ben dememeli, kibirden ve zulümden uzak durmalıdır.
Kıyamet alametlerinin küçüklerinden çıkmayan kalmadı da büyüklerinden de çıkmayan çok az kaldı. Zinalar, hırsızlıklar, çocuk istismarları (Ki çoğu babası denen şerefsizler tarafından yapılmakta) , cinsiyet değişimi gibi ahlaksızlıklar ile depremler, tusunamiler, toprak kaymaları gibi doğal afetler çoğaldı. Binalar yükseldi, liyakat ortadan kalktı, faiz normal kazanç haline geldi. Kişisel menfaatler toplumsal menfaatin önüne geçti. Mal, mülk, makam ve para kazanmak için hırs zirve yaptı. İnsanlar çıkar uğruna bozuk para gibi harcanır oldu.
Nereden nereye geldik. Tüm doğruları tükettik. Var olan her şeyi zaman değirmeninde öğütüp bitirdik. Artık gün, ahir zaman oldu. İnsanoğlu ne için yaratıldığını unutur oldu. Yandaş yoldaş kazanmak için her şey mubah oldu. En son İstanbul seçimlerinde bir oy kazanmak bile ne kadar çirkinleşti.