MÜNÜP BARİN

Tekne Orucu...

MÜNÜP BARİN

Çocukluk dönemimizde geçirdiğimiz Ramazan ayını her Ramazan geldiğinde hatırlayarak; gözlerim dolar. Şimdiki çocuklar Ramazan ayında çocuk olmanın keyfini çıkaramıyor diye üzülmekteyim.

Benim çocukluğumda Ramazan ayı çocuklar için ayrı bir güzelliğe sahipti. Çünkü çocuklar, büyüklerin yaşadığı tatlı telaşa ortak olurdu. Geleceğin büyükleri, aile ortamında yaşadığı bu eğitimle aslında gelecek hayatlarını da şekillendirmiş oluyorlardı.

Bizim çocukluğumuz da Ramazan ayı geldiğinde, bir çok çocuk oruç tutmak isterdi. Biz küçüklerin hevesini kırmak istemeyen büyüklerimiz, yarım gün “Tekne Orucu” tutmamıza izin verirlerdi. Kısa süren bu orucun ardında annelerimiz iftarda bizim sevdiğimiz yemekleri yaparlardı. Sonra yemeklerde öyle çok çeşitli değildi, herkes aynı kaptan yerdi.

Evlerde su akmazdı. İftara su getirme işi biz çocuklara verilirdi, biz çocuklar da bu işi zevkle yapardık. Benim yaşadığım köyde Ağ Baba denen dağın eteğinde soğuk mu soğuk, berrak mı berrak, içtikçe insanın tekrar içesi gelen bir pınardan su çıkardı. Orya gider su doldurur imamın Allahu Ekber demesi ile birlikte biz çocukların evlerimize koşuşturması başlardı ve birkaç dakika içinde evlerimizde olurduk, büyüklerimizde bizi beklerdi.

İftardan sonra dışarı çıkar saklambaç, birdir bir, ….. vb. oyunlar oynardık. Bazen büyüklerimizle birlikte teravih namazı kılmak için camiye giderdik. Gözleri görmeyen Dursun dedeyi camiye götürmek için yarış yapardık, bazen çocuklarla hep beraber camiye gidip teravih namazı kılardık, amma en arka safta gülüşürdük, büyüklerimiz de bizim bu gülüşmelerimize hiçbir zaman kızmaz fakat camide gülünmeyeceğini ibadet edileceğini hep anlatırlardı.

Köyün yayla tarafından beyaz atıyla iftara doğru köye gelen (Akıllı) Efendi dedenin cebinde mutlaka bizlere vereceği şekeri bulunuz onun yolunu beklerdik. Sahur vakti komşuların birbirlerini sahura seslemeleri ayrı bir güzellikti. İftar vakti herkes evindekini komşusuyla paylaşırdı ki bereket artsın.

Tekne orucu tutmadığımız zamanlarda büyüklerin sahurda yediklerinden sabahleyin bizde yerdik. Hele ki Karpuz ve Kavunların son demini.

Kısacası benim çocukluğumdaki Ramazanlarda mutluluk vardı, huzur vardı, neşe vardı, …… vardı da vardı. Ama şimdi bırak çocukları büyükler bile oruç tutmamak için fetva verecek imam arar duruma gelmiş.

Gelin şu mübarek Ramazan ayında bizde çocuklarımıza kendi çocukluğumuzda yaşadıklarımızı azda olsa yaşatalım. Beraber elinden tutup teravih namazlarına gidelim, telefon ve tabletlerden uzak oyun oynamalarını sağlayalım, daha küçüklere Tekne orucu tutturalım, mahallemizdeki çocuklara şeker dağıtalım, onlarla vakit geçirelim. Ne dersiniz?

Yazarın Diğer Yazıları