Kâinatın Efendisi Sevgili Peygamberimizin Dünyaya Teşrifleri
MANSUR BALTACI
Kâinatın üzerinde kap-kara bulutların dolaştığı yine böyle bir Rebiyyül Evvel ayının On İkinci gününde Rabbimiz Allah’u Telâ (c.c) muhterem bir nesilden,ahlak ve fazilet örneği, gencecik bir Anna- Baba ile kâînatın kararmış ufuklarını birden bire aydıtıvermişti.
Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerimde buyurulduğu veçhile: (Ey Muhammed!) biz seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik.( Enbiya 21/107)
Yani, ey Muhammed! başka bir sebep için değil, ancak bütün âlemlere ve özellikle akıl sahibi varlıklara olan merhametimizden dolayı, ancak âlemlere bir rahmet Peygamberi olarak gönderdik: Senin Peygamberliğin bütün varlıklara Allah'ın bir rahmetidir.
Ve Sen öyle kapsamlı bir rahmetsin ki, bütün akıl sahibi varlıklara o iyilik ve kurtuluş yolunu göstereceksin. Her iki dünyada mutluluk getiren dini sen öğreteceksin ve bütün âlem bundan istifade edecektir. Buna rağmen şu rahmetten kaçan ve şu nura karşı gözlerini kapatan bedbahtlara yazıklar olsun ey âlemlere rahmet olarak gönderilen Peygamber:
Bu mübarek Ayetteki hikmetler bütün açıklığı ile zahire intikal etmiş, Hz.Peygamberin maddi ve manevi güzellikleri ve eşiz değerine dünya şahit olmuştur. Zira : Her hususta Alemin ulusu O’dur. Her dertlinin derdine derman, her hastanın gönlüne merhem olan yine O’dur. Bir taş parçası bile O’nun yüzünden yüceliğe erdi. Ay,parmağının bir işaretiyle ayrıldı.Güneş batmış-ken bir emriyle tekrar doğdu, Mucize parmaklarından susuz kalan ümmete çeşmeler akıttı. Bir hurma kütüğünü bile iştiyakla inletti.Toprak O’nun için lütuflara uğradı. Alem, O’nun saçlariyle misk kokularına büründü. İki omuzunun arasında güneş gibi apaçık Peygamberlik mührü vardı., O ki, eskimeyen bir tek yeni , O ki, solmayan bir tek renk, ebedi olan Şeriat, O’ nun şeriatıdır.
Alemlerin Rabbi, ebede kadar iki cihan sultanlığını O’na ver-miştir. O, Mirac sahibi, kâinatın büyüğü, Peygamberlerin sonuncusu, zat-ı bir güneş olan Peygamberdir.
Aziz ve Celil olan Allah, Arş ile Kürisiyi O’nun nurundan yarattı... O, bütün Alemlere hidayet ve rahmet olarak gönderilmiştir. Bütün dinlerin üstünde ilahi hüküm ve fermanları bildiren “Hatemün Nebiyyin” dir.
Yüce Rabbimiz insanlığın dünya ve ahiret saadeti için, kendisinin sevgisine erişebilmek için Sevgili Resulüne işaret buyuruyor:
“Andolsun size içinizden öyle bir peygamber geldi ki, gayet izzetli ve şereflidir.
Sıkıntıya düşmeniz ona çok ağır gelir, üstünüze titrer, müminlere gayet merhametli ve şefkatlidir” (Tevbe 9/128).
Ve yine: “Şanım hakkı için muhakkak ki size Resullulah'da pek güzel bir örnek vardır. Allah'a ve son güne ümit besler olup da Allah'ı çok zikreden kimseler için. (Ahzab33/21)
“De ki, siz gerçekten Allah'ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ve suçlarınızı bağışlasın. Çünkü Allah çok esirgeyici ve bağışlayıcıdır” (Al’i İmran 3/31)
Sevgili Peygamberimiz, geride mü’minlere dünya ve ahret mutluluklarının yollarını kazandırmış, Allah’ın dilemesiyle sayısız mucizeler göstermiş,fevkalade unutulmaz, ama sırlarını ve hikmetlerini bilemediğimiz nice kıymetli eserler bırakmıştır ki bu gün Batı aleminde dahi O’nun dehası ile insanları çok kısa bir zamanda karanlıklardan kurtarıp nasıl modern birer insan haline getirdiğini, kıp-kızıl kum yığınları arasından, insanlığa ilmiyle, nezaketiyle, merhameti ve sevgisiyle ne kadar mütevazi değerler yetiştirdiğini, idrak edebilen değerli ilim adamları çıkıp, inandıkları gibi O Muhterem Peygamverimizin inkâr edilmez özelliklerini, kendisini insanlığa nasıl adadığını ve boşluğu doldurulamayacak bir lider olduğunu ifade etmektedirler,
Ve biz de Salât-u Selamlarımızla diyoruz ki:
“Sevdim seni mabuduma canan diye sevdim,
Bir ben değil Alem sana, hayran diye sevdim”