Aranızda Selâm’ı Yayınız..! - MANSUR BALTACI

Aranızda Selâm’ı Yayınız..!


Yazımıza konu olan ifade: “Aranızda Selamı Yayınız” : İslam kardeşliğini ayakta tutan meşhur bir Hadis-i Şerifin son cümlesidir. Ama Hz Peygamber (s.a.v) Efendimizin bu tavsiyesi, aslında bir emirdir. İslami hükme göre çok önemli, aynı zamanda imani bir değeri vardır.

       İslâm toplumu içinde selâmı yaymak, hem Allah'ın emri ve hem de Hz. Peygamberin sünnetidir. Bu itibarla, İslam dini’nin mensupları, kendi aralarında selâmı yayma emrini mutlaka yerine getirmelidirler.  Müminlere,  olan merhameti ve şefkati sebebiyle onların aralarında birliği, beraberliği temin için, Müslümanların birbirlerini sevmeleri gerektiğini kesin bir dille beyan buyuran sevgili Peygamberimiz (s.a.v), cennete girebilmenin de ancak bu emre itaat edilmesi halinde mümkün olacağını ifade buyurmaktadır.

      işte Ebû Hüreyre (r.a) nın Hz Peygamberimiz (s.a.v) den rivayet ettiği o mübarek sözler :

“Siz imân etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de (tam) iman etmiş olmazsınız. Ben size bir şey göstereyim mi; onu yaparsanız se­vişirsiniz? Aranızda selâmı ifşa ediniz (yayınız)”  (Müslim, Îman, 93 ).

       Bu Hadis-i Şerif, bize: Cennete ancak Mü'minlerin gireceğini, sevmenin imandan olduğunu ve Selamlaşmanın da Selâm veren ve alanlar arasında bir sevgi husule gelmesine vesile olması sayesinde, imanın kemal bulmasının mümkün olabileceği ifade edilirken,  bunun da öncelikle ancak Müslümanlar birbirini sevmekle elde edelebileceğine işaret etmektedir. Yani cennete girmek, mutlak imana bağlıdır. İman-ı kâmil sahibi olmak ise ancak, mü'minlerin birbirlerini sevmesiyle sahip olabilecekleri bir değerdir.

      Mü’minler, Allah’a ve Resulüne karşı , mükellef oldukları bütün itaat ve  ibadetlerini yaptıkları halde, yine de Cennet’e doğrudan girmelerine mani olacak kadar önemli olan bu hususu, yani :
“Mü’minlerin, Birbirlerini sevmesinin  bu kadar önemli olduğunu biz bilmiyorduk”, demek mümkün mü?   Bakınız ,Rabbimiz işte şu ayet-i kerimede :  
      “Müminler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah'tan korkun ki rahmete eresiniz”  (Hucurat:49/10)  buyruluyor. 
     Günümüzde Mü’min kardeşler arasında daha çok yardımlaşmaya, dayanışmaya,  komşuluk ve sosyal yaşantılarında karşılaştıkları zorluklarda onlara yardımcı olmanın, rahmete erişmeye vesile olacağı müjdesi bizlere açıkça bildirilmiyor mu?      
      Bir tarafta haksız saldırılar, toprak işgalleri, çocuk, kadın, yaşlı demeden kendi halkını kitle imha silahları ile katledecek kadar canavarlaşan yönetimler, zalimane işgal ve saldırgan zihniyetli birlik ve gruplar ve onlara duyarsız kalanlar, islamdan yeteri kadar nasibini almış olabilirler mi?
     Yüce Dinimize göre, zulme maruz kalmış insanlar, ister Müslüman olsunlar veya ister Gayri Müslim olsunlar, eğer mazlum iseler, eğer korunma talep ediyorlarsa, onlara zulmetmek, yurtlarından çıkarmak, topluca katledip, toplu mezarlara yuvarlamak, hele hele kendilerine, hem Müslüman adını verip, hem de menfaatleri uğruna mazlum insanlara zulümden geri durmamak, Müslümanlıkla asla bağdaşmaz. Bu zulmün ortadan kalkmasi için, Allah için önce Mü’minler birbirini sevmeli ve diğer mazlum halklara da merhamet duyulmalıdır.
      Mikdam İbnu Mâdikerib (r.a) anlatıyor:  "Resulullah (s.a.v)  buyurdular ki:  "Biriniz kardeşini (Allah için) seviyorsa ona sevdiğini söylesin." [Ebû Dâvud, Edeb 122,); Tirmizî, Zühd  54 )

     Resulullah'ın (s.a.v) bu Hadis-i Şerifinde:  Mü’minlerin birbirlerini  sevmeye, kaynaşmaya  teşvik amacı vardır.  Zira kişi, kardeşine, kendisini sevdiğini haber verince, bu sayede onun kalbinin de kendine meyletmesini sağlar ve sevgisini celbeder.Böylece Mü’minler arasında Rabbimizin muradı hasıl olur.  

      Elbette bu teşvik, sevginin Allah için olması şartına bağlıdır. Mü'min, mü'min kardeşini, onda bulunan güzel  sıfatları sebebiyle sevmelidir. Kendisinden dünyevi bir çıkar veya şirin görünmek için olan sevginin bildirilmesi bir riyakârlıktır, dalkavukluk ve düşüklüktür ki, zaten Allah’u Tealâ (c.c) böyle bir sevgiyi, iman’dan gelen bir sevgi olarak kabul etmez.

      Hz. Enes (r.a)  anlatıyor: "Resulullah (s.a.v) 'ın yanında bir adam vardı. o sırada oradan birisi geçti. Peygamberimizin yanındaki : "Ey Allah'ın Resulü! dedi, ben şu geçeni seviyorum”,  "Pekiyi kendisine haber verdin mi?" diye Aleyhissalâtu vesselâm sordu. "Hayır!" deyince,"Ona haber ver!" dedi. Adam kalkıp, gidene  yetişti ve: "Seni Allah için seviyorum!"dedi.Adam da, :Kendisi adına beni sevdiğin Zât da seni sevsin!" diye mukabelede bulundu." (Ebû Dâvud, Edeb 122, (5125)

      Bu yazımızda, Selâm’ın, insanlar arasında, Sevgi, barış, Selâmet ve kardeşliğin tesisine yardımcı olacağı niyetimizle, Sevgili Peygamberimiz (s.a.v) in ikaz ve tavsiyeleri üzerinde durduk. :

      Allah’ın Selâmı, Rahmeti ve Bereketi üzerinize olsun”  Niyazımızla bitirmiş olalım.

YAZIYI PAYLAŞ!