Terörizm Üreten Suikast Kurbanı: Kasım Süleymani - LEYLA DÜZEL

Terörizm Üreten Suikast Kurbanı: Kasım Süleymani


Yıllarca Amerika ile kol kola, milyonlarca müslümanın kanına gir ama yeterki benim üst makamlarımda çalışan yetkililerime dokunma...

Ben senin tekerine çomak sokmayayım sende benimkine...

*

Şimdi İran kıyamet ve intikam çığlıkları atıyor...

Kasım Süleymani'nin bizzat içinde olduğu Ortadoğu coğrafyası 2 binli yıllardan beri kan gölü...

Bush ve Obama'nın has adamı olma şerefsizliğini bir İranlı nasıl taşımış ve mezhep kavgasını körüklerken vicdanını nereye satmıştı?

Irak, Afganistan, Lübnan, Yemen ve Suriye vesaire...

Bunca yıldır bu topraklardan sürülen ve/veya ailelerinden birkaç kişiyi kaybetmiş travmalı halkların çığlığını duyan var mıydı?

İlkokul terk bir inşaat işçisinin komutanlık seviyesine yükseltilmesi onun ne kadar vahşi katliamlar yapabileceğini öngörenlerin sayesindedir...

*

Hayretle izliyorum, onun hakkında Emperyalizme düşmandı diyen, okumuş müsvetteler bile var...

Türkiye nerede durmalı?

Tabiki bu suikastı ne alkışlayan nede Süleymani'yi Amerika karşıtı bir kahraman olarak kutsayan tarafta olmalıyız...

Dışişleri Bakanlığı "Bölgede tırmanan ABD-İran gerginliğinden derin endişe duyuyoruz." açıklaması yaptı...

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ise Türkiye olarak bütün tarafları sağduyu içinde hareket etmeye, gerilimi artıracak adımlardan kaçınmaya davet ettiklerini bildirdi...

Büyük devlet olma gereği itidal çağrısı yapıldı...

Ama şehit ilan edilmediğinden, camilerde gıyabi cenaze namazı kılmadıklarından ve dahi resmi bir yas ilan edilmeyişinden, öldürülmesine Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin fazla üzülmediğini anlıyoruz...

Ama benim öyle bir sorumluluğum yok, elbet duyarlı bir Türk vatandaşı olarak gerçekleri söylemekten geri durmayacağım...

Süleymani bir Türk düşmanıydı, keza Amerika da öyle...

Türkiye'nin laik olmasını hazmedemeyen İran tüm bölgenin kendi inanç yapısına göre şekillenmesini Humeyni'den beri sürdürüyor...

Yani herşey Humeyni'nin Şah Rıza Pehlevi'yi devirip İran İslam Cumhuriyeti'ni kurmasıyla başladı...

*

Süleymani, ilkokulu bile bitirmeden Humeyni'nin devrimlerinin büyüsüne kapılmış, genç yaşından itibaren devrim sohbetlerine katılmaya başlamıştı...

1975 - 1989 arası, yani Humeyni'nin vefatına kadar bir çok İslam Devrimi karşıtı düzenlenen gösterileri kanla bastırmada aktif rol oynamıştı...

Sonra 4 Haziran 1989'da başa gelen Hamaney'in yönetimine girmiş ve İran dışı yürütülecek olan istihbari ve askeri gücün başına geçirilmiştir...

O artık gerçek sayısı hiç bilinmeyen, yüzbinlerle ifade edilen İran Devrim Muhafızları Ordusu'nun komutanıydı...

Askeri eğitim almayan, sadece Şii idelojisini yaymak için çalışacak, gözü kara İran Devletinin şeytani fikirlerinde kullanabileceği gücüydü...

*

Humeyni'nin Saddam Hüseyin'e nefreti, Irak'ta sürgün nedeniyle yaşarken Şah Rıza Pehlevi'nin baskısıyla kendisini kovmuş olmasından ileri gelir...

Humeyni, 4 Kasım 1964’te İran Kralı Şah Rıza Pehlevi tarafından ülkesinde rejimi değiştirme amaçlı çalışmalar yapması nedeniyle sürgün edildi. Sürgün hayatını 1 sene Türkiye’de, 13 sene Irak’ta ve 4 ayını Fransa’da geçirmiş, propogandalarını heryerden yürütmüştü...

Pehlevi, baskılara dayanamayıp ailesiyle İran'dan kaçarken Humeyni artık ülkesine geri dönüyordu...

O uçaktan iniş sahnesi gözümün önünde...

Zafer kazanmış edayla binlerce kişiyi selamlıyordu...

Malesef bu tarihi olay Ortadoğu'yu nerden nereye getirdi...

Türkiye o zaman bugünkü gibi güçlü olsa, Mason fikirleriyle yönetilmeseydi ve Şah Rıza Pehlevi'nin yanında dursaydı şu an bambaşka bir atmosferde yaşıyor olacaktık...

Bölge teker teker ABD kuşatması altına sokulmuş, din maskesini kullanan yöneticileri tek tek başa getirmişlerdi...

*

Geriye baktığımızda gördüğümüz tek gerçek, bu bölgedeki kıymetli petrol yataklarının mezhep savaşlarıyla nasıl kurban edildiği....

İran yıllarca Türkiye'nin parçalanmasına hizmet ederken kendi sonunu hazırladığının farkında değildi...

Son İran yönetimi, ABD ile çıkar ilişkileri bozulunca aslında her zaman müttefik olduğu Rusya’ya daha yaklaştı. Ceza olarak Amerika tarafından yaptırımlarla köşeye sıkıştırıldı...

Allah, şeytani bir fikri diğer bir şeytani fikirle yok etmeyi uygun gördü...

Türkiye, Rusya ve İran İttifakının olduğu bölgeye  Kasım Süleymani’yi öldürerek ABD resmen pimi çekilmiş bir bomba bıraktı...

Ama hiçbir şey artık eskisi gibi olmayacak...

Trump Armageddon'a doğru son sürat gidiyor..

Bu mezhep savaşlarının körüklenmesinden bir 3. Dünya Savaşı çıkar mı?

Olmaması için Türkiye dahil herkes tetikte...

Lakin artık ne Rusya eskisi gibi güçsüz nede Türkiye...

En korkması gereken İsrail olmalı...

İran'ın hedef tahtasında artık İsrail var...

İsrail’e destek olmasınlar diye önce Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nden başlayabilir...

Amerika’nın en güçlü olduğu, İsrail’i can siperane savunacak bu iki ülkeyi İran vurarak, bölgede Yahudi’leri yalnızlaştırmayı düşünebilir...

Her halükarda Ortadoğu’da yeni bir kaos ve Müslüman kıyımına doğru gidilecektir...

Bu alev daha fazla ülkelere sıçramadan umarım iki tarafın sulh ilan etmesiyle çözülür...

Bölgede sağlanan istikrar, ABD’nin ve İran’ın kaybettiği gücü tekrar kazanmalarına doğru umarım evrilmez...

Çünkü iki ülkede şu an Türkiye ve Rusya tarafından bölgeden kovulan aktör pozisyonunda...

*

Bu anlattıklarım ne kadar da Fethullah Gülen terör örgütünün çalışma biçimine benziyor değil mi?

Modern İran, Humeyni önderliğinde nasıl şeriatçi bir düzene geçtiyse, Türkiye de yıllarca bu konuda Fethullah Gülen tarafından bir İslam Devrimi'ne hazırlandı...

28 Şubat sürecinde Amerika'ya kaçan Gülen 3 kişi (Kendisi, uzun boylu devamlı yanında olan şahıs ve ekonomi bölümünde oturan bir emniyet mensubu) ile seyahat ettiği yolculukta Kokpit'e gelerek pilotla sohbet etmiş. Burada pilotun ifadesine göre: “Niçin gidiyorsunuz? “Tedaviye, göz ameliyatı olucam.” Atatürk beni Türk hekimlerine emanet edin demiş, Türkiye’de olsaydınız ne gerek var Amerika’ya gitmeye. “Zaten çok kalmıycam.” Peki neden Amerika? sorusuna Gülen: "Kaptan bu dünyanın amiral gemisi ABD'dir" cevabını vermiş...

Amerika ve Avrupa ilgisi sözde herkesten fazla Müslüman olan bu din adamlarında bir türlü bitip tükenmez. Nedense Müslümanların yoğun olduğu Coğrafya yerine hep Hristiyanların yoğun olduğu Batı’ya sevdalıdırlar. Kan mı çekiyor ne?

*

Şah Pehlevi gibi Cumhurbaşkanı Erdoğan da kaçacak diye 15 Temmuz öncesi çok propoganda yapıldı...

Uçağı hazır bekliyor, parası Zürih veya Amerikan bankalarına aktarıldı, gitti, gidiyor diye hükümet karşıtı medya yıllarca yayın yaptı...

Devlet Bahçeli eğer dik durmasaydı FETÖ'cü (ABD' nin) baskılara dayanamayıp bir Avrupa ülkesine belki O'da kaçacaktı...

Sonra Fethullah Gülen ülkeye dönecek, uçağın kapısı açılınca bir Dejavu yaşayacaktık...

Türkiye İslam Cumhuriyeti'ni kurmak için İran ve Amerika destekli DEAŞ bile kuruldu ama “Devlet Aklı” 15 Temmuz 2016 gecesi Türkiye ayağına dur dedi...

MHP Genel Başkanı Cumhur İttifakı'nı kurdu ve güçlü Türkiye Cumhuriyeti'ni yeniden inşa ederek bölgede tarihi tekerrür ettirmedi...

*

Gelelim General Kasım Süleymani'ye...

Irak'a Amerikan güçleriyle girerek Saddam’ı idam eden odur...

Hem Sunni olması hemde Humeyni'nin kovulmasının öcünü almış, bölgedeki her ülkeye kendi adamlarını yerleştirerek mezhep ve kültür değişikliğinin baş aktörü olmuştu...

Türkmenler’i Sunni-Şii olarak bölen ve karşı karşıya getiren odur...

Bölgede ABD'nin etkisizleşmesinin suçlusu olan komutanlar, sözde askeri liderler günah keçisi olarak tek tek öldürülüyorlar...

Bizlere bulaşmadan birbirlerini yesinler, yeter ki masum halkı daha fazla katletme yoluna gitmesinler...

*

Akbaba gibi leş seviciliği yapanlarsa birbir ekranlara koşup çok muteber biri öldürülmüş gibi ağıt yakıyorlar...

Biz, komşumuz diye ne İran'ın yanında, ne de Amerika’nın yanında durmalıyız...

Korkak ve savunmaya yönelik siyaset devri Türkiye'yi yıllarca içine kapattı...

Çıkarımız nerede olmamızı icap ediyorsa orada olacağız...

Malesef Dünya, askeri güç kimdeyse onun hükmüyle yönetiliyor...

Askeri güç bağımsızlıktır...

Bu bölge bizim gerçeğimiz ve bu bölgede binlerce yıldır yaşıyoruz...

Bu tür kaoslara Türk Milleti bağışıklık kazandı ve savunma yöntemlerimizi böylece geliştirdik...

Türk’e has At, Avrat, Pusat söylemi günümüzde Tank, Bozkurt, SİHA üçlemesiyle yer değiştirdi...

Türk güvenlik güçleri her yerde başarılı operasyonlar düzenliyor...

Ülkücü; idealist ve vatan savunmasında korkusuz olmasıyla örnek olma vazifesini her daim yerine getirecektir...

Bölge neyi istiyor, şartlar neyi gerektiriyorsa savaşsa savaş, diplomasiyse diplomasi Türkiye Cumhuriyeti her koşulda var olacaktır...

Not: Bomba ile öldürülen ve bedeni parçalanan Kasım Süleymani’nin parmağındaki yüzük nedense sağlam kalabilmiş, İLGİNÇ!

YAZIYI PAYLAŞ!

YAZARIN SON 5 YAZISI
30Tem
19Tem

Siyasi Ayak Kim?

10Ağs

Birleşik Hain Güçler (BHG)

18Haz

Amerika'ya Çok Özeniyorlar

21Şub

Gara, Yüreğimde Kanlı Yara