LEYLA DÜZEL

İstiklâl Marşı 100 Yaşında, Türkler Halâ İstiklâl Savaşında

LEYLA DÜZEL

TBMM tarafından 2021 yılı İstiklâl Marşı yılı olarak kabul edildi.

Anadolu’da Millî Mücadele’nin devam ettiği sırada Mehmet Âkif Ersoy tarafından kaleme alınmıştır.

Şiir, 12 Mart 1921’de Birinci Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından İstiklâl Marşı olarak kabul edilmiştir.

Türk Askerine armağan edilen bu şiirin iki kıtasını 100 yıldır büyük bir coşku ile marş halinde söylüyoruz.

 

Resmi kurumlar bu konuda çalışmalar yapacaktır muhakkak ama birey olarak her Türk Vatandaşının İstiklal Savaşını unutmaması gerekiyor.

 

Hele yeni nesli değerlerin ucuzladığı tüketim kültürüne heba edemeyiz.

Onlar bizim geleceğimiz.

Ha 1921, ha 2021. Bugün yeniden güçlü duruşumuzu göstermeye ihtiyacımız var.

 

Türkiye’nin halen artan derecede beka problemi varken bu şiirin anlam ve önemini lütfen 10 kıtasını tekraren okuyarak içselleştirelim ve titreyip kendimize gelelim.

 

“Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;

Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.

O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;

O benimdir, o benim milletimindir ancak.

 

Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilal!

Kahraman ırkıma bir gül! Ne bu şiddet, bu celal?

Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal…

Hakkıdır, hakk’a tapan, milletimin istiklal!

 

Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.

Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!

Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım.

Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.

 

Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar,

Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.

Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar,

‘Medeniyet!’ dediğin tek dişi kalmış canavar?

 

Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma, sakın.

Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın.

Doğacaktır sana va’dettigi günler hakk’ın…

Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.

 

Bastığın yerleri ‘toprak!’ diyerek geçme, tanı:

Düşün altında binlerce kefensiz yatanı.

Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır, atanı:

Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı.

 

Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?

Şuheda fışkıracak toprağı sıksan, şuheda!

Canı, cananı, bütün varımı alsın da hüda,

Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.

 

Ruhumun senden, ilahi, şudur ancak emeli:

Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli.

Bu ezanlar-ki şahadetleri dinin temeli,

Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli.

 

O zaman vecd ile bin secde eder -varsa- taşım,

Her cerihamdan, ilahi, boşanıp kanlı yaşım,

Fışkırır ruh-i mücerred gibi yerden na’şım;

O zaman yükselerek arsa değer belki başım.

 

Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal!

Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal.

Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlal:

Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet;

Hakkıdır, hakk’a tapan, milletimin istiklal!”

 

 

Her okuduğumda benim içim titrer, vicdanımı yoklarım.

Yaptıklarımla gurur duyar, yapamadıklarımdan utanç duyarım.

 

Yeniden hırsla ayağa kalkar, ateş olup evrene kafa tutacak güce erişirim.

Biz buyuz, birlikte demir yumruk olur düşmanı telef eder, o demir yumruğa kadife eldiven geçirir mazlumun başını severiz.

 

Biz en vicdanlı orduya sahip, nerede bir yardıma ihtiyacı olan varsa beklenen Türk Milletiyiz.

Biz Yemen’de, Libya’da, Sudan’da, Doğu Akdeniz, Ege’de, Azerbaycan’da, Avrupa’da, Amerika’da, Afrika’da, Antarktika’daki buzullardayız.

 

Biz Dünya’da ilk insanın var oluşundan kıyamete kadar adı geçecek cesur yürekli Türk Milletiyiz.

“Ey inananlar! Aranızda dininden kim dönerse bilsinki, Allah, kendisinin ( çok ) sevdiği ve onlarında Onu sevdiği, ( üstelik ) inananlara karşı alçak gönüllü , inkarcılara karşı güçlü , Allah yolunda cihad eden, yerenin yermesinden korkmayan bir millet getirir. Bu Allahın dilediğine verdiği bir nimettir. Allah herşeyi kaplar ve bilir. (Kuranı Kerim el-Maide 54 )

 

Bu ayet geldiğinde Resulullaha sorarlar Türkler kimdir.

“Türkçeyi öğrenin, Türkçe’de saltanat var. Karahanlılar Dünya’nın en cengaver ordusudur.” Cevabını alırlar.

 

Türkler Allah’ın ordusu, islamiyetin gerçek manada temsilcisidir.

Ahlaklı, temiz ve adaletli bir Dünya düzeni için…

Ne Mutlu Türk’üm Diyene!

Yazarın Diğer Yazıları