Ben Yemin Ettimki Dönemem - LEYLA DÜZEL

Ben Yemin Ettimki Dönemem


Ben her yazımı Milliyetçi gözüyle yazarım...

Çünkü merkeze VATAN olgusunu koyar durumu öyle değerlendiririm...

İster sağcı, ister solcu, ister komünist, ister faşist, Türkçü, Liberal, Müslüman, Hristiyan, Ateist, Deist vesaire kendini nasıl tanımlıyorsan ama kalbinde Türkiye sevdası varsa, kardeşim sana yazıyorum...

*

Bir ülkenin parçalanmaması için o ülkede yaşayan insanların sahip olması gereken en önemli vasıf Yerli ve Milli olabilmektir...

Bir bütün olarak mensup olduğun topluluk çıkarlarına göre davranmayı ilk kez Türk Medeniyetleri'nde görüyoruz..

Töre, toplum içinde bireylerin uymak zorunda bulundukları ahlaksal davranış biçim ve kurallarıdır...

Oğuzlar’da aile olarak boylar sayılmış ve eşit bir şekilde saygı düzenini korumak için davranış biçimleri Töre adı altında toplanmış, sonra kural haline gelmiş, yüzyıllarca bizlere aktarılmasıyla doğal sürecini yaşamıştır...

Töreler, hakim oldukları bölgede yaşam ve varlık anayasasını oluşturmuştur...

Oğuz Törelerimiz, diğer kültürlerle etkileşime girince baskılanmış, ekonomik yönden güçlü egemen yabancı kültür, Türk toplumuna benimsetilmiştir...

*

Yerli ve Milli olmak demek mensup olduğun Milletle gurur duymak, başka milletleri taklid etmemek, kendi çıkarlarını ülkenin çıkarları gerisinde tutmaktır.

Milletler önce kendini tanımalı ve var olduklarına sahip çıkıp gurur duymalıdır...

Atatürk diyor ki!

"Dünyanın size saygı göstermesini mi istiyorsunuz? Öyleyse önce siz kendinize, kendi benliğinize saygı gösterin, kendi milliyetinize saygı gösterin; duygu olarak, düşünce ve eylem olarak, her işinizle ve her hareketinizle! Çünkü ulusal benliğini bulmayan bir millet başka milletlerin avı olur. Öyleyse prensip şudur: Türk milletinin benliği, ulusal dili ile birlikte bütün hayatında egemen olacak, esas olacaktır."

*

Hep Türk Milletinin tanımını yaparız, " Türkiye Cumhuriyeti'nin sınırları içinde yaşayan insanlara Türk Milleti denir.”deriz.

Diyoruz ama bir türlü Yerli ve Milli olamıyoruz...

Neden dış mihrakların oyununa, algılarına bu kadar çabuk yeniliyoruz?

Alparslan Türkeş, Atatürk’ün Türk Milliyetçiliği fikriyatı’nı benimsemiş ve 9 Işık doktrinlerine yansıtmıştır.

" Türk milletinden olmak, Türk milletini sevmek ve Türk devletine sadakatle hizmet aşkı taşımak, vatana bağlılık duygusu içinde bulunmak ve Türk milletinin yükselmesi için elinden gelen her fedakarlığı yapmak ve çalışmak duygusu ve şuurudur. Bu duygu ve şuuru taşıyan herkes Türk'tür. Kalbinde yabancı başka bir milletin özlemini, özentisini taşımayan, kendisini Türk hisseden, Türklüğü benimseyen ve Türk Milletine, Türk devletine hizmet aşkı taşıyan herkes Türk'tür."

Bununla beraber diğer milletlere de saygı ve hoşgörüyü notlarında belirtiyordu...

" Milliyetçilik anlayışında eğer başka milletlere karşı kin, nefret ve öfke duygusu varsa bunu da kabul edemeyiz. Çünkü milliyetçilik, kendi milletine derin bir sevgi beslemenin yanı sıra diğer milletlere karşı hoşgörüyü de kapsamaktadır."

*

Günümüzde, Atatürk'ün Milliyetçilik anlayışını ve Türk kelimesini yeni yapacakları anayasadan silmeyi öneren, Atatürk'ün koltuğuna sahip bir CHP ve onun İttifak kurduğu Yerli ve Milli olmayan bir Millet İttifakı var...

Birde PKK’nın siyasi temsilcisi HDP’nin söylemi olan Eşit Yurttaşlık kavramını (hükümet olurlarsa) yapacakları yeni Anayasa’ya monte etme çalışmaları var...

Bunu bilinç altımıza en az kırk, elli senedir işliyorlar...

Açık bir şekilde de son 20 yıldır yapılıyor...

Milliyetçi Hareket Partisi 3 yıl önce yeni anayasayı hazırlamış ve değiştirilemez diye koyduğu ilk dört maddesini hükümete kabul ettirmişti...

16 Nisan 2017 referandumu ile de halka onaylatılmıştı...

Peki bu hazımsızlık niye?

Atatürkçü olan herkesin onaylayacağı ilk dört madde için Kılıçdaroğlu neden değişebilir demişti ve O günden bugüne bu maddeleri değiştirmek için çabalıyordu?

Bunun tek cevabı var Yerli ve Milli olmamak...

Önce Türkiye'de yaşayanların kökenleri ayrıştırıldı sonra ondan vilayetlere ayrılma bölünmüşlüğü, eşit haklar söylemiyle yaratılmaya çalışıldı...

Aslında vatandaş olan herkes eşit haklara sahipti...

Peki bize empoze edilmek istenen neydi?

Bize aşılanmak istenen köklerini unutturma projesidir...

Ama sadece Türk kökenimizi, diğer Milletlerin kökenine dair bir rahatsızlıkları yok ve devamlı onların miliyetçiliği bize karşı köpürtülüyor...

“Hepimiz Ermeniyiz.”sloganları atanlar asla Yerli ve Milli olamamış güruhlardır...

Ülkede eşit sayıda değişik halklar varsa ve bu ülke bir konsensus ile kurulduysa o ülkede eşit yurttaşlık gibi kavramlardan söz edebiliriz...

Örnek olarak Amerika'yı verebiliriz...

Bize hep küçük Amerika derlerdi değil mi?

Bu tabirden mutlu olanlar da var...

Ama adı Türkiye Cumhuriyeti olan bir Türk Devleti’nde Türklük ile gurur duymak niye ırkçılık ve faşistlik olsun...

Bu her Milletin en tabi hakkıdır...

*

İyi bir yurttaş olmak ise ayrı bir konudur..

Hangi kökene mensup olursan ol, ekmek yediğin ülkeye ihanet etmemek ana kuralıdır...

Milli şuur(Ulusal bilinç) , ülkenin ve o ülkede yaşayanların haklarını ve çıkarlarını koruyup gözetmektir...

Kişi kendini o ülkenin bir parçası sayar ve onu korumak için sorumluluk duyar. Sevincinde mutlu olur, hatalardan utanç duyar...

Başarılarında ki mutluluğu yabancılar ile paylaşır ama utançlarında düzeltme çabasını gösterir ve diğer milletlerden gizler...

*

Şimdi yapmamız gereken bize yıllardır empoze edilen Yurttaşlık Bilincinden çıkıp tekrar Milli Şuuru canlandırmak...

Biz toplama bir millet değiliz...

Bu topraklarda binlerce yıl hakimiyeti olan büyük bir aileyiz...

Biz Türkiye'yiz...

Bizde eksik olan Milli Şuuru canlandıracak bir önerim var...

Yemin!

Andımız bir yemindi...

Ben daha geniş kapsamlı bir şey düşünüyorum...

Vekiller yemin töreniyle milletvekili olabiliyorlar ama ilaveten inançlarına göre yemin ederken bir kitaba el basmalarını istiyorum. (Dinsiz olanlar hariç).

Cumhurbaşkanı dahil, devlet makamlarına gelen herkes yeminle göreve başlamalıdır...

Birbirlerine bir demet çiçek verip devir daim edilen makamların ciddiyetsizce ve sorumsuzca dolandırıldığına hepimiz şahit oluyoruz...

Bu dini bir yemin töreni değil...

Kişinin verdiği sözü etrafında çalışacaklara ve en önemlisi kendine ikrarıdır...

Amaç, unutulan utanma duygusunu insanımıza tekrar kazandırmak ve ‘yüz kızarma’ deyimimizi karakterlere nakşetmek...

Ben Leyla Düzel, ülkeme, milletime karşı dürüst olacağıma, kanunsuz ve Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına aykırı bir iş yapmayacağıma, devletimin çıkarlarına hizmet edeceğime yemin ederim. Bağlılığım sadece Türk Devletine ve onun yüce milletinedir...

Bu bir örnek...

Bu yemini ayrıca vatandaşlığa kabul edilen herkese ettirmeden evrakları tamamlanmamalıdır...

Mahkemelerde kürsüde konuşmaya başlamadan bir dini kitaba el basma ve ‘doğruyu söyleyeceğime yemin ederim’  deme şartı getirilmelidir...

İngilizler böyle, Amerikalılar böyle yapıyor...

Onları modern diye tanımlıyorsunuz...

Daha geçen gün Kuran'a el basarak ifade vermiş biri ve Avrupa kültürünü iyi tanıyan biri olarak söylüyorum...

İnsan beyni, ses ile öğrendiğini daha zor unutur...

Kendi sözünü, yeminini beynine nakşeder...

Zamanla bozulan karakterler düzelebilir...

Kişilikler, ben yemin ettim der ve bir hata yaparken vicdanı onu sorgular...

Giderek toplumda iyileşme görüleceğine eminim...

Size basit gibi gelebilir ama insan zaten basit bir varlıktır...

Çoğu zaman beyni ile kalbi arasında kalır...

Yanlış yapmaya meyillidir ama yemin eden insanı önce kendi vicdanına hapsedersin...

Bu yeminin dini yansıtan bir cümlesi yok...

Sadece bir kitaba el basarsan bağlantıyı sen gönüllü kuruyorsun. Ateist veya Deist'sen hiçbir dine inancım yoktur deyip yine yeminini gerçekleştirebilirsin...

Bu fikir bazılarınıza uçuk gelebilir, ki geliyorsa ülkeye bağlılığınızda ve/veya karakterinizde bir problem var demektir...

Gönülden Türkiye Cumhuriyeti'ne bağlı her Türk bu yemini her koşulda etmekten şeref duyar...

İsteyen elini kalbinin üzerine koysun yemin etsin, isteyen inancına göre bir dini kitaba...

Yeter ki yeminine sadık dürüst ve yaptıklarından sorumlu bir yurttaşlığa adım atsın...

Yetimin, öksüzün ve yoksulun hakkı olan Türkiye Cumhuriyeti'nin her kuruşunu harcarken yeminini hatırlarsın...

Sürçü lisan ettiysem affola...

YAZIYI PAYLAŞ!

YAZARIN SON 5 YAZISI
22Nis

Türk Mitolojisinde Yılbaşı

30Tem
19Tem

Siyasi Ayak Kim?

10Ağs

Birleşik Hain Güçler (BHG)

18Haz

Amerika'ya Çok Özeniyorlar