Selam sana Kutlu insan, Selam Sana Türklük ve Turan Sevdalısı, Selam Sana Hakk aşığı, Selam Sana Olsun Türk’ün Bayrağı…
45 yıllık bir ömre neleri sığdırmadı ki! O da Azerbaycan’ın Mehmet Akif’iydi. 1919 yılında Ülkesi için yazdığı marş, 1993 yılında Azerbaycan’ın, Sovyet Rusya’nın dağılması sonucu bağımsızlığını ilan etmesiyle milli marş olarak çalınmaya başlandı. 1892-1937 yıllarında Türklük ve Turan mücadelesi veren Ahmet Cevat Ahundzade, bu kutlu mücadelelerinin karşılığı olarak Sovyet Rusya tarafından ömrünün baharında kurşuna dizilerek şanla şerefle dolu hayatına veda ediyordu.
13 Ekim 1937’de Karadeniz, Ahmet Cevat Ahundzade ’den (Sevdalısından) ayrılırken de Üstadın dediği gibi çırpınmış mıdır, acaba? Nasıl çırpınmasın ki, sevdalısı o gün ondan ayrılıyordu.
Ahmet Cevat, 1922 yılında Azerbaycan Devlet Pedagoji Üniversitesine girer ve 1926 yılında burayı başarıyla bitirir. 1927 yılında Bakü Pamukçuluk Enstitüsünde, daha sonraları da Azerbaycan Kent Tasarrufatı Enstitüsünde Türkçe ve Rusça bölümlerinde dersler vermeye başlar. Çalıştığı bu dönemlerde doçentlik unvanını ve nihayetinde de aynı üniversitede Profesör unvanına layık görülür. Kırk beş yıllık ömrünün 29 yılını, peygamber mesleği olan öğretmenlikle geçirir. O, her simaya milli ruh ve milli düşünceyi yerleştirmeyi kendisine bir borç biliyordu. Zaten hayatı boyunca milletinin HAKK bağıran sesi olmuştu.
Ömrü boyunca Vatan diyen, Turan diyen, Türklük diyen, Doğu Türkistan’dan Balkanlara kadar Türk gardaşlarımızın yaşadığı tüm yurtlarda tanınan ve sevilen bir şair olan Ahmet Cevat,
“Soranlara ben yurdun,
Anlatayım, nesiyim,
Ben çiğnenen bir ülkenin,
HAKK bağıran sesiyim” diye duygularını dile getiriyordu.
Anlatmakla bitmez ki, Ahmet Cevat. Yine kendini kendisi Karadeniz’le bize anlatsın. Gelin hep birlikte gözlerimizi kapatıp Onu dinleyelim, Ne dersiniz?
Çırpınırdın Karadeniz,
Bakıp Türk'ün bayrağına,
Ah diyerdin, hiç ölmezdin,
Düşebilsem ayağına!
Ayrı düşmüş dost elinden,
İller var ki çarpar Sinem,
Vefalıdır geldi giden,
Yol ver Türk’ün bayrağına!
İnciler dök gel yoluna,
Sırmalar düz sağ soluna,
Fırtınalar dursun yana,
Selam Türk’ün bayrağına!
Hamidiye ve Türk kanı,
Hiçbirinin bitmez şanı,
Kazbek olsun ilk kurbanı,
Selam Türk’ün bayrağına!
Dost elinden esen yeller,
Bana şiir selam söyler,
Olsun bizim bütün eller,
Kurban Türk’ün bayrağına! (1914 Ahmet Cevat Ahundzade)
Kutlu Diyarların Sevdalısı, Türk Dünyasının Ölümsüz Kahramanı, Ulu Şair ve Öğretmen, Prof. Dr. Ahmet Cevat Ahundzade’yi Rahmetle Anıyorum. Ruhu Şad Olsun.
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!
Selam Saygı ve En Kalbi Dualarımla…
Mehmet ÇİÇEK | 28 Eylül 2020 21:54
Profesör Dr. Ahmet Cevat Ahundzade'nin Türklerin bir gün Turan altında birleşeceğine inancı tamdı, bu güzel yazıdan dolayı çok teşekkür ederiz. Eline gönlüne yüreğine sağlık. Kendisinin Türk bayrağına özlem duyduğu şiiri de paylaşmak istedim. Türkistan illeri öpüp alnını, Söylüyor derdini sana bayrağım. Üç renkli yansını kızgın denizden, Armağan yollasın yâre bayrağım. Giderken Turan’a çıktın karşıma, Gölgen devlet kuşu, kondu başıma, İzin ver gözümde coşan yaşıma, Dinletsin derdimi aha bayrağım. Kayı Han soyundan aldın rengini, Güç almış İlhan’la Müslüman beyi, İlhan’ın evladı, dinin direği, Getirdin gönlüme sefa bayrağım. Gönlümde tufanlar geldim ileri, Öpeyim gölgen düşen mübarek yeri, Tanrının yıldızı o güzel peri, Sığınmış koynunda aya bayrağım.