Ramazan...
İSMAİL HAKKI DALAK
Önümüz Ramazan, On bir ayın sultanı, bolluk ve bereketin diğer adı. Fazla bir şey kalmadı. Ama bakıyoruz insanlarımız darda ama birileri halen karda. Kimler mi en başta zincirliler, sonra aracılar, (Hani o elini sıcaktan soğuğa değdirmeden üçe alıp beşe satanlar var ya, işte onlar) Avrupa Birliği (Bence Hristiyanlar Kulübü) bizim onlar gibi olmadığımızdan bahsediyorlar ya, inanın abartıyorlar. Onlar yıllarca sömürgecilikle beslendi, şimdi bizim uyanıklarımızda fırsatçılıkla besleniyor. Bak işte bir fırsat daha, Ramazan…
Zincirliler fiyatları yükseltir, pazarlarda fiyatlar zirveye çıkar, tabi alan almayan yiyen yemeyen belli olsun. Sözüm ona yardım paketlerinin kalitesi de düşer, çeşitliliği de doğal olarak fiyatları da ki birileri yardım yapıyor denilsin. Üç yüze, beş yüze yardım paketi mi olur, günümüzde bir yardım paketi yapabilirsen beş binin altında olmaz. Sevgili Peygamberimiz (S.A.V.) "Elinizin altındakilere (kölelerinize) yediğinizden yedirin, giydiğinizden giydirin" buyurmuştur. Tabi köle kalmadı da tekrar bizler dünkü cahiller gibi insanlarımızı köleleştirilmek mi istiyoruz, anlayamıyorum. Cennet mekân Muhsin Yazıcıoğlu, “Anadolu’nun gelenekleri var; çat kapı gelinir, çat kapı söylenir. Zaten imkansızlıklar içinde vatandaşımız; derdi var, derdini anlatacak kapı arar. Açık olan kapıya gider” diyor. Gerçekten fırsatçılık ruhumuzda varsa; kapımızı, gönlümüzü imkanlarımız dahilinde de kesemizi açalım.
Sofralarınızı açın, yediklerinizden yedirmek istiyorsanız en güzel yol bu yol. Market alışverişi yaparken hadi bir alışverişte zorda olan insanlarımız için yapın, eğer imkânınız varsa. Asıl fırsatçılık budur. Allah verir siz de verirseniz, Allah daha çok verir sakın unutmayın. O’nda hiçbir şey karşılıksız kalmaz unutmayın. Sonuçta karşılığını sadece Yaratan Allah’tan bekleyerek yapabilirseniz bir şeylerin mutlak kazanan siz olursunuz.
Adına global deyin, küresel deyin, siz bilirsiniz ama bütünsel bir yokluğa doğru gidiyoruz, farkına varın. İsrail durmuyor, Yahudi ve Hristiyan alemi destekliyor gerek yüksek sesle gerekse kulaklarını kapatırcasına. Gözleri de zaten kapalı görmüyor o yana bakmıyor. İslam aleminden çıkan sesler cılız kalıyor. Ha bu arada Biden bile Ramazan ayının kıymetini öğrenmiş herhalde ki, “Ramazan’da Gazze’de silahlar susacak” diyor. Tabi onun fikri zikri Filistin’in elinde ki esir İsrail askerleri ama her ne hikmetse “Ramazan” diyor.
Değerli dostlar, Diyanet bir fitre miktarı açıkladı, 130 TL. ama unutmayın ki asgarisi. Sizde hükümetin açıkladığı asgari ücreti genel ücrete çevirenler gibi olmayın. Fitre miktarınızı sofranıza göre ayarlayın, garip gurebanın hakkına girmeyin. Yüce Allah Kuranı Kerimde Fatiha Suresinde “Maliki yevmiddin” diyor. Mealen, “Din gününün/ hesap gününün sahibi” demektir. Unutmayalım ki en büyük hesap görücü Allah, hepimize yeter.
Küresel emperyalist güçlere teslim olmadan, özellikle de fikirlerimizle. Biz onlar gibi düşünmeyeceğiz. Biz Türk aklıyla, İslam ruhuyla düşüneceğiz. Bakın coğrafyamız savaşlarla doğal afetlerle mücadele ediyor. Düşman her yerde, en çokta içimizde! Akıllı olma zamanını yaşıyoruz.
Usta yazar Abdurrahim Karakoç’un söylediği gibi, “Fil çoğalsın, Ebabilden umut kesilmez. Firavun azsa da Nil'den umut kesilmez. Zalimler ölmüyor diye ye’se kapılma. Sabret hele, Azrail'den umut kesilmez.” Neyse fazla uzatmadan hepinize hayırlı, bereketli ramazanlar diliyorum. Umutlar tükenmez, tüketmeyelim. Birlik ve beraberlik içinde olalım. Gelin bu ramazan çok farklı olalım. Ne dersiniz? Allah’a emanet olun.