İSMAİL HAKKI DALAK

Muhsin Başkan…

İSMAİL HAKKI DALAK

1954 yılında Sivas İli Şarkışla İlçesi Elmalı Köyünde çiftçi bir ailenin oğlu olarak dünyaya gelen Muhsin Başkan, çilelerle dolu hayatı boyunca vefayı asla terk etmeden, Türk İslam davasından asla vaz geçmeden, kimseyi kandırmadan, doğru bildiğini her yerde söyleyen gözü pek bir Anadolu evladıydı. Elli beş yıllık hayatına sığdırdığı Türk İslam davasından asla vazgeçmedi. Dinine devletine bağlılığı had safhadaydı. Teröre ve teröristlere asla tahammülü yoktu. Kendi deyimiyle hiçbir dostuna ve yol arkadaşına çalım atmadı. Sıratı müstakimden asla ayrılmadı.

Siyasi hayatında hiç iktidar olamadı ama “Gönlümüzdesin Sayın Başkanım” sözleriyle çok muhataplığı oldu. Doğru dürüst ve ilkeli siyasetiyle hep takdirleri topladı ama yüzde 1-2’lerden fazla oy bulamadı. Bir köy ziyaretinde kendisine “Ben bu köyün delisiyim” diyerek elini uzatan kişiye aynı minvalde “Bizde bu vatanın delisiyiz” diye cevap veren bir vatan sevdalısıydı. Beş yılı hücrede olmak üzere yedi buçuk yıl cezaevinde yattıktan sonra suçsuz bulunarak serbest bırakıldığında bile “Ben asla Devletime küsmem” diyebilecek kadar da vatan sevdalısıydı. Hakkın rahmetine kavuşana kadar da devleti ve milleti için çalışmaktan asla vazgeçmedi. O havası sert insanı mert toprakların evladı, Sivas’ın Yiğidosu Muhsin Yazıcıoğlu’ydu. 

Adriyatik’ten Çin Seddine kadar bir Türk dünyası hayali olan, yola çıktığını yolda bulduğuyla değişmeyen, bahtına hep zor yollar düşen, ahde vefayı asla terk etmeyen, mazlumun yanında zalimin karşısında dimdik duran, mangal yürekli aynı zamanda mütevazı bir yaşam süren, "Haksız bir davada zirve olmaktansa haklı bir davada zerre olmayı tercih ederim" diyen bir gönül eriydi Muhsin Yazıcıoğlu.

“Ey sonsuzluğun sahibi Sana ulaşmak istiyorum” diyerek Hakk’a teslimiyetini beyan eden, seçimlerde almış olduğu oyun bir ağırlığı olmasa da sözünün ağırlığı çok yüksek olan, “Bu ülkede dürüst olmak başa beladır ama o bela başımızın tacıdır” diyerek dürüstlükten vaz geçmeyen bir yiğitti, Muhsin Yazıcıoğlu.

“Türk ata bindiğinde Alparslan’dır, Yavuz’dur, Attan indiğinde ise Mevlana’dır, Yunus’tur…” diyerek Türk ve İslam davasını birbirinden ayırmayan, ayrılmaması gerektiğini savunan bir vatan evladıydı. Vatanı için her şeyden vaz geçti, canından bile. 

Onu bir köşe yazısında anlatmak en büyük vefasızlık olur. Sadece anmak için, unutmadım seni Sayın Başkanım, Kıymetli Hemşerim, Saygıdeğer büyüğüm ömrün boyunca güttüğün Türk İslam davası aynıyla bizimde davamızdır, demek için bir şeyler yazdım. 

Ben Türk'üm Türk esir olmaz,

Ben Türk'üm Türk bayraksız olmaz,

Ben Türk'üm Türk devletsiz olmaz,

Ben Türk'üm Türk ezansız olmaz,

Ben Türk'üm Türk hürriyetsiz olmaz, olamaz.  Muhsin Yazıcıoğlu

25 Mart 2009 da bir kış günü Kahramanmaraş İli, Göksun İlçesi, Keş Dağlarında elim bir helikopter hazasında hayata veda eden Muhsin Başkanımı Vefatının sene-i devriyesinde saygıyla, rahmetle ve özlemle anıyorum. Mekânın cennet bahçeleri olsun inşallah. Biz senden razıyız, Rabbimde razı olsun inşallah.

NE MUTLU TÜRKÜM DİYEBİLENLERE…

Yazarın Diğer Yazıları