Muhsin Başkan…
İSMAİL HAKKI DALAK
25 Mart 2009 - 25 Mart 2024
Aramızdan ayrılışının 15. yıl dönümünde rahmetle ve hasretle yad ediyoruz.
Yiğidoların Şehri Sivas’ın Şarkışla ilçesine bağlı Elmalı köyünde 1954 yılında hayata gözlerini açan ve kısa yaşam hikayesinden geriye örnek yaşanmışlıklar bırakan bir Anadolu evladı. Yaptığı bir il ziyaretinde kendisine; Sivas’ın neyi meşhur Sayın Başkan diye sorulduğunda, “Bir soğuğu bir de Muhsin Yazıcıoğlu” diyerek gülümseyen Sivas’ın her evinin evladı olan bir gönül eri.
Hayatı boyunca asla eğilmeyen, kendi deyimiyle çalım atmayan dümdüz bir insan. Vatan, Bayrak, Ezan sevdasından vaz geçmeyen bir aşık. Ömrü hak mücadelesiyle geçen, haksızlık karşısında dimdik duran bir Alperen. İnandığı davası uğruna mahpusta yatan ama Yaradan Allah’a isyan etmeyen bir kul, devletine küsmeyen inanmış bir insan. Çıplakta kalsa namazını asla kazaya bırakmayan bir Müslüman. Tek başına kalsa da inandıklarından asla taviz vermeyen bir dava adamı. Türk İslam sevdalısı bir Ülkücü.
“Bir saniyesine bile hâkim olamadığınız bir dünya için fırıldak olmaya değmez” diyerek hiçbir menfaat karşısında eğilmeyen mangal yürekli bir Anadolu evladı. Din dil ırk fark etmeksizin düşenin elinden tutan, hele hele ahde vefayı unutmayan bir dost. Siyasette yüzdelik dilimlerin en alt tabakalarında kalsa da asla inandıklarından vaz geçmeyen bir vatan sevdalısı. Kişisel menfaatini asla düşünmeyen bir devlet millet evladı.
Hayatının yedi yılını cezaevinde, yedi yılın beş yılını hücrede geçiren sonunda beraat eden ama devletine bir an olsun sitem etmeyen, küsmeyen bir vatan evladı. Onu kelimelerle anlatmak, satırlara sayfalara sığdırmak asla mümkün değil. Sadece unutmadık, unutmayacağız demek için bugün bir iki satır yazmak istedim.
O vefayı asla yaşantısından eksiltmeyen, doğruyu kim söylerse söylesin doğru diyebilen mangal yürekli bir insandı. Yazdığı şiiriyle cezaevinde ki hücresinde üşüdüğünü belirten, ama köyünü, soğuk çeşmesinin yanında uzandığını, peygamber çiçeklerini topladığını hayal ederek hep içini ısıttığını belirten ve hayallerinden asla vaz geçmeyen bir inanmış adam.
Adriyatik’ten Çin Seddi’ne bir Türk dünyası hayali olan bir Turan sevdalısı. Aynı zamanda, “Ey sonsuzluğun sahibi sana ulaşmak istiyorum” diyen bir hak aşığıydı. Herkesin gönlüne giren ama herkesin oyunu alamayan bir siyaset adamıydı. Aslında ne kadar sevildiğini belki kendisi göremedi ama tüm dünya gördü. Siyasette yanına yöresine yaklaşmayacak olanlar dahi 25 Mart 2009 yılında ardından yürüdü. Bu onun aslında Türk Milletinin gözünde ki asıl yerinin göstergesiydi.
Seni asla unutmadık, unutmayacağız, unutturmayacağız.
Ölüm yıldönümünde Rahmetle ve saygıyla anıyorum.
Ruhun şad mekânın cennet olsun Sayın Başkan.