Görmek, Duymak, Bilmek…

Yüce Allah Kuranı Kerimde şöyle buyurmaktadır,

“Onların misali, bir ateş yakan insan gibidir. Ateş tam etrafını aydınlattığında Allah ışıklarını yok eder de onları karanlık içinde, hiçbir şeyi görmez bir halde bırakıverir. (17) Artık onlar sağırlardır, dilsizlerdir ve körlerdir; bu yüzden geri de dönemezler. (18) Yahut onlar, karanlıklar içinde gökten boşanan gök gürültülü, şimşekli bir yağmura tutulmuş kimseler gibidirler. Yıldırımlar yüzünden ölümden korkarak parmaklarıyla kulaklarını tıkarlar. Halbuki Allah inkârcıları çepeçevre kuşatmıştır. (19) Şimşek gözlerini kör edercesine çakar, onlara ışık verdikçe yürürler, ışığı karartınca da kalakalırlar. Allah dileseydi onların işitme ve görmelerini büsbütün giderirdi. Şüphesiz Allah her şeye kadirdir (20)” (Bakara Suresi 17-20) Azim olan Allah ne güzel ne doğru söyledi.

İnsan doğar, büyür, yaşar ve ölür. Kiminin ömrü uzun kiminin kısadır. Ömrün en güzeli hayırlı olandır. Kimseyi kırmadan kırılmadan, incitmeden ve incinmeden yaşamaktır önemli olan.

Hayatta en iyi hatipte olsanız, en doğruları da söyleseniz, Allah dilemedikten sonra siz hiçbir şey yapamazsınız. Kul olan insan hep bir ikilem arasında kalıyor. Bir taraftan doğrular, diğer tarafta ise menfaat ağır basıyor. Adama gidiyorsun anlatıyorsun, doğruları söylüyorsun, doğru yolu gösteriyorsun. Sen haklısın diyor. Söylediklerin çok doğru amma velakin?.. Benim gönlüm sizde, sizde ama beklediğim yerler var, halletmem gereken işler var, bizim oğlan, bizim kız işe girecek, benim unvanım değişecek ve daha niceleri. Ah bir inansa en kalpten, en içten sığınsa Yüce Allah’a ve dese ki, “Ya Rabbim sen varken hiç kimseye ihtiyacım yok. Dağda ki kurdun kuşun rızkını veren, havada uçan sivrisineğin karnını doyuran Rabbim, ben nasıl senden endişe ederim. Yeri, göğü yoktan var eden Allah’ım bizim oğlanın, bizim kızın rızkını mı vermeyeceksin? Yaradan Yüce Allah’ım diyorsun ki, ben kulumun rızkına kefilim. Ya Rabbim, beni de helalinden rızıklandır, kimseye muhtaç etme” İşte bu kadar. Rabbim her şeyi hakkıyla bilendir.

Seni kimse kabul etmezken O, seni günde beş defa huzuruna çağırıyor. Gel kulum sen iste ben vereyim diyor. Öyleyse başkasına ne hacet. Ha bu arada Allah verecek diye yatmakta olmaz elbette. Çalışıp mücadele edeceğiz. Destek verdiklerimiz, ardında yürüdüklerimiz, önder seçtiklerimizde doğru, dürüst ve güvenilir insanlar olmalıdır. Gücün yanında yer alanlar, güçlüden yana karar kılanlar, asla hak arayışında bulunamazlar. Onların mücadelesi sadece karşılıklı çıkar ilişkisidir. Bunun için yapamayacakları hiçbir şey yoktur. İnsanların en cahili, ahiretini başkasının dünyası için satandır. Allah onlardan sizleri ve bizleri esirgesin.

Kimin ve neyin peşinde gidiyor olursanız olun. Ama şunu bilin ki en büyük menfaat Allah’ın rızasındadır. Kulun kula verdiği Allah’ın dilemesinden başka bir şey değildir. Kul ancak sebeptir. Biz yalnızca doğruların peşinde olalım. Doğru ve dürüst olanları destekleyelim. Bir hak mücadelesi veriyorsak genel için mücadele edenlerin yanında yer alalım, birey için olanların değil.

Hak için mücadele edenleri, kimseye çalım atmadan düz yürüyenleri, ilkeli olanları, en büyük aşkları vatan olanları, gölgeliği ay yıldızlı al bayrak olanları, kimseyi kandırmayanları, gönüllerinde koskocaman bir yürek olanları görmek gerekir. Ne Mutlu Türküm Diyenleri duymak gerekir. Türkiye’mizden başka gidecek bir yerimizin olmadığını bilmek gerekir.

Selam Saygı ve En Kalbi Dualarımla…