Gazze’de çocuklar öldürülüyor. Doğu Türkistan’da soydaşlarımız asimilize ediliyor. Türk İslam aleminin mazlumları; Gazze’de soykırım varken halen rahat yaşayabiliyorsak, İsrail mallarını rahatlıkla tüketebiliyorsak, Doğu Türkistan’da Çin tarafından kadınlarımıza tecavüze uğrarken, erkekler katledilerek bir toplum asimile edilirken biz ucuz diye halen Çin malı kullanıyorsak yazıklar olsun bizlere. Suriye’de, Irak’ta güya Kürt devleti kurma hayaliyle Kürt ve Türk birbirine düşman edilirken halen içeride birbirimize kin nefret duyuyorsak yazıklar olsun bize.
Her türlü inancımıza saldıran AB’nin peşinde üye olmak için koşuyorsak zaten bizde de asimilasyon başlamış demektir. ABD yanı başımıza Büyük İsrail Devleti kurmanın daha doğrusu Büyük Ortadoğu Projesiyle (BOP) bölgemizde ki petrol ve yer altı kaynaklarının peşinde gezerken biz hiçbir şey umursamıyorsak zaten bizde onlardan olmuşuz demektir. Terörle insanımızı katleden Batı devletleri, yaptıkları ahlaksız TV programları ve sosyal medya platformlarıyla da gençlerimizi ve çocuklarımızı mahvediyorken biz hala Avrupa’nın, Amerika’nın peşindeysek yazıklar olsun bize.
Türk İslam davasında koşan gençlik AB’yi, ABD’yi değil asil ceddini örnek almalı. Tutsağı olduğumuz cep telefonlarından sadece telefon olarak faydalanmalıyız. Telefonlarımıza fabrikasyon olarak yüklü olan sosyal medya mecralarında hem biz hem de gençliğimiz zamanını heba etmemeli. TV başında çeyiz, yemek, moda programları ve Türk İslam örf adetlerine uymayan yayınlarla zamanlar tüketilmemeli.
Her ne iş yapıyorsak önce Vatan için, önce Millet için, önce gelecek yarınlar için en öncesinde de yaratan Allah’ın rızası için yapmalıyız. Evimize ekmeğimizi helalinden götürmeliyiz. Yandaş yoldaşla değil, fikirlerimizle, çalışkanlığımızla yükseleceğiz. Makamlara desteklerle değil, liyakatlerle oturacağız. Düşmanlıkları değil, dostlukları geliştireceğiz. Ötekileştirmeyeceğiz, birleştireceğiz. Ama vatana ihanet edeninde canına okuyacağız. Terörist ve yandaşlarına değil en kutsalımızda, dağ başlarında bile nefes aldırmayacağız, yaşatmayacağız.
Sevgili gençler; gelecek AB’de ABD’de değil, ebet müddet yaşatacağımız aziz vatanımızdadır. İkbaliniz yurt dışında değil şehitlerimizin kanlarıyla alınan kutsal yurdumuzdadır. Teknolojiyi, yeniliği yalnızca Ülkemizin insanları için geliştirelim. Yoksa dış güçler sadece ve sadece emeğinizi alır, yaşantınızı alır! Unutmayalım ki rahat yaşamak istiyorsak çok çalışacağız. Tüketen bir nesil değil, üreten bir nesil olacağız. Kendi göbek bağımızı kendimiz keseceğiz. Yoksa düşman her yerde, sanmayın ki uzakta. Düşman eğer okumazsak cehaletimizde, tarihi öğrenmezsek sınır boylarımızda, birbirimize düşersek hemen yanı başımızda bitiverir. Biz çok çalışacağız, Fatih gibi gerektiğinde gemileri karadan yürütmesini de bileceğiz. Yapacak çok işimiz var ama ülkemiz de. Çalışacaksak üreteceksek ülkemiz için, milletimiz için. Gerisi lafügüzaf.
Kıymetli gençler, sizlere seslenmek istiyorum; Okuyun ve çok çalışın. Doğruyu hep en üstte tutun. Kimsenin değil, devletin adamı olun. Dürüstlükten asla paye vermeyin. Hak etmediğiniz koltukta oturmayın, helal olmayan ekmeği yemeyin. Rızık Allah’tandır, mal ne kadar çok olursa olsun siz giderken o dünyada kalandır. İnsanı kırmayın, kandırmayın. Sevgileri çoğaltın, paylaşın. Dostlarınızı işiniz düşünce değil, hâl hatır sormak içinde arayıp sorun. Asla ama asla vefasız olmayın. Şeyh Edebali’nin “İnsanı yaşat ki Devlet yaşasın” sözünü asla unutmayın. Hayatın farkına varın, farkındalık yaratın.
Kalın sağlıcakla…
