SURİYE MESELESİ VE HTŞ!
HAMZA ATLI
Sosyal medyadan dünyaya bakanlar ve özellikle televizyon izleyerek küresel çetelerin ayak oyunlarını anlamaya çalışanlar kafasını kuma gömen deve kuşlarından farksızlar!
Böyle bir kitlenin küresel emperyalist güçlerin oyunlarını anlaması mümkün değil!
Çünkü dünya bize gösterilenden ibaret değil.
Uyuyan, uyutulan, uyuşturulan beyinlerden ve halklardan öte bir fonksiyonumuz yok!
Oyun kurucular bizi piyon olarak görüyor ve tabiri caizse salak yerine koyuyorlar.
Haksız da sayılmazlar!
Dünya'yı okumayı bilmeyen, siyasilerin peşinden koşarak dünya ve ahiret görevini en güzel şekilde yaptığını zanneden bizler kendimizi dava erleri olarak görüyoruz!
Herkes bir hizbin veya partinin kölesi konumunda.
Tarikat veya cemaatin kucağında!
Dolayısı ile oyun kuran küresel çeteler oyunlarını sergilemeye devam edecekler.
Çünkü kör, sağır ve dilsiz bir kitle var karşılarında.
Sosyal medyaya yeni araç plakaları eklenmiş bile.
Sanki Suriye'yi fethetmişiz gibi bir imaj çiziliyor.
Yine balıklama dalıyoruz meselenin içine.
Yine birilerinin attığı oltaya takılıyoruz memleketçe!
Kimse İsrail'in önünü açmak için verdiğimiz mücadeleyi görmek istemiyor.
Bizi İsrail düşmanı sanıyor!
Yahu İsrail gelip Suriye'nin güneyine askeri üssünü kurdu bile!
Desteklediğimiz Htş ile Lübnan Hizbullah'ını birbirine kırdırmak için mücadele veriyorlar.
Hem şiş hem kebap yanacak bu süreçte.
Bizimkiler de Halep'e plaka eklemişler.
Gülmemek elde değil!
Dünyanın hepsi İsrail'in hülyalarına hizmet ediyor.
Hizmet etmeyen hezimete uğruyor!
Yahu küresel emperyalistler bize yem ederler mi Suriye'yi?
Verirler mi Halep'i?
Sen kimsin demezler mi adama?
Az akıllı olun ne olur...
Dünya'yı dizayn eden siyonist çete ile o çeteye hizmet eden ülkeler var sadece.
Ötesi olmaz, olamaz!
Buna esip gürleyen Rusya dahil.
Bir ağabey yazmıştı.
Alıntıladım.
"Suriye 14 yıldır hem küresel güçlerin hem de bölge ülkelerinin abluka ve saldırılarına maruz kalmıştır. Bu emperyal saldırılar karşısında Suriye’nin şehirleri
yıkılmış, ekonomisi darmadağın edilmiş, yüzbinlerce askeri öldürülmüş, yüzbinlerce insanı sakat kalmış, maddi ve manevi olarak büyük bir çöküntü içine girmişti. Ancak Emperyal saldırı altında kalan ve son süreçte bölgede yalnız bırakılan Beşar Esad, daha fazla çatışmaya girmeden yönetimi terk etmeyi makul ve doğru bulmuştur. Suriye halkı yeni bir savaşı yeni bir çatışmayı kaldıracak durumda değildi.
Bu savaşın kaybedeni orta doğu halklarıdır" demiş.
(Esad ve zulmü ayrı konu. Ama öyle zulümler gelecek ki Esad dönemini aratacak. İnşallah yanılırız. Bu iddiamız Irak, Libya gibi ülkelerde de bizi haklı çıkardı.)
Önümüzdeki süreç, bize bunu net olarak ortaya koyacaktır.
Unutmayalım ki, Suriye’de Beşar Esad yönetiminin devrilmesi en fazla İsrail’in işine yaramıştır. İsrail’i bölgenin ve Ortadoğu’nun tek hakimi haline getirmiştir.
Esad yönetimi yerine, Birleşmiş Milletlerin, ABD’nin ve Türkiye’nin terör örgütü ilan ettiği, cihatçı HTŞ, selefi silahlı örgütler gelmiştir.
Bu cihatçı grupların Suriye’ye nasıl bir demokrasi ve özgürlük getireceğini hep birlikte yaşayıp, göreceğiz.
Ayrıca Esad’ın gitmesi Orta Doğu‘da emperyalist güçlere ve İsrail’in yayılmacı politikalarına karşı oluşturulmuş olan direnç eksenini de yerle yeksan etmiştir.
Emperyalist saldırılara karşı 14 yıldır direnen Esad’ın bu kadar yıkımdan, acıdan kayıplardan sonra tekrar tek başına bu küresel güçlere karşı yeni bir savaşa ve çatışmaya girmesini beklemek de ne kadar doğru ve gerçekçi olur o da ayrıca tartışılmalıdır. Alanda yalnız bırakılan Esad bunları gören bir noktadan daha fazla kan dökülmeden, Suriye’deki azınlıkların da zarar görmesinin önüne geçmek için yönetimi terk etmeyi uygun bulmuştur.
Veya kendisine yönetim terk ettirilmiştir! Tabi ki, Suriye’ye ve Orta Doğu’ya barış ve huzurun gelmesini temenni ediyoruz. Bu ne kadar mümkün olacak birlikte göreceğiz. Önümüzdeki süreç kimi haklı çıkaracak hep birlikte göreceğiz.
Umarım yanılırız, demiş arkadaşımız...
Mevlam görelim neyler...