Zengine şappur şuppur!
Garibana gelince "Ya Rabbi şükür".
Mükkellef holding olunca vergi borcunu tek kalemde sil!
Fukara olunca var gücünle çullan üzerine!
Bu sistem fakirin 100 lirasını almak için 1000 lira harcar!
Bu kadar kirli bir çark!
Vallahi adaletsizlik ve zulüm helak sebebidir!
Yanındaki onlarca kirle birlikte maalesef adaletsizlik ve zulümde tavan yaptı bu dönemde!
Sistem kendi kirine bulaşmayan, kendisi gibi konuşup yazmayan, kendinden görünmeyi reddeden her anlayış sahibini "afaroz" ediyor.
Konuşmaktan imtiha ediyor insanlar!
Ben eleştirince "bugün yarın sana da bir kulp bulur, alırlar içeri" diyorlar!
İnsanlar iftira ve yalandan beri, eleştirel bir yazıyı dahi "tutuklanma" sebebi olarak görüyorlar!
Soruyorum sizlere.
Böyle düşünen insanlar konuşur mu?
Hak ve hakikatten yana tavır takınır mı?
Bence çok zor!
Devir "bana dokunmayan yılan bin yaşasıncıların" devri!
Rüzgârın tersi yönde esmesi "bedel ödemeyi cennet vesilesi olarak görmeye" bağlı!
O da dünyaya her geçen gün daha ziyade bağlandığımız şu çağda gerçekten zor bir mesele!
Hz. Aişe (r.anha)’dan rivâyet edildiğine göre Mahzum kabilesinden hırsızlık yapan bir kadının durumu Kureyşlileri pek üzmüştü. Bunun üzerine, bu konuyu Rasûlullah (s.a.v.)’le kim görüşebilir, diye kendi aralarında konuştular.
(Kendilerince peygamberden torpil isteyecek veya tölerans bekleyeceklerdi!)
Buna ancak peygamberin sevgili dostu Üsame’den başka kimse cesaret edemez dediler.
Üsame durum hakkında Rasûlüllah (s.a.v.) ile konuştu. Bunun üzerine Rasûlüllah (s.a.v.) Üsame’ye;
“Allah’ın koyduğu cezalardan birinin uygulanmaması için aracılık mı yapıyorsun, diye bir konuşma yaptı ve şunları söyledi;
-“Sizden önce toplulukların helak olmalarının başlıca sebebi, içlerinden soylu biri hırsızlık yapınca ona dokunmayıp, zayıf ve kimsesiz biri hırsızlık yapınca ona ceza vermeleriydi. Allah’a yemin ederim ki Fatıma hırsızlık etseydi onun da elini keserdim.”
(Buhari enbiya 54, Müslim Hudud 8)
