Peki ya Yanlışsak ve Yanılıyorsak?
HAMZA ATLI
PEKİ YA YANLIŞSAK VE YANILIYORSAK?
Bir dost meclisi.
Ramazan abi atladı.
Birinin elektriğini yapıyordum.
Kendisini de normal hayatta tanıyordum dedi isim vermeden.
Menzil'e gidip geliyor.
Şeyhi çok seviyor dedi.
Dinleyişim devam ediyordu.
Adam zengin.
Bayağı inşaat işleri var.
Bizde bir ekip elektriği ile, bir ekip suyu ile uğraşıyoruz.
Bizler maddi olarak küçüğüz...
Haliyle malzemeyi bu adama güvenerek tanıdık yerlerden temin ediyoruz.
İşleri epey ilerlettik.
Ödeme almamız gerekiyor.
Ödeme yapacağız malzemeciye.
Adamı bi türlü bulamıyoruz.
Ha bugün, ha yarın diye oyalıyor bizi.
Ödeme günlerimiz geldi hatta geçiyor bile.
Bu halde dayı neredeyse hergün menzilde.
Haa bir de arada bir hastalığı gereği hastaneye gidiyor.
Hastahane işi de şov ya...
Dayı epeyce oyaladı bizi.
Yalanlar gırla...
Zamanla anladık ki parası mevduat hesabında.
Öğrendik ki varlığını faize borçlu!
Ama namazında, niyazında!
Görsen eline eteğine kapanırsın!
Ne mübarek müslüman(!) dersin!
Ama dayı bu halde!
Maalesef faizden elde ettikleriyle güçlenmiş!
Muhtemelen günah çıkarmaya da bir yerlere gidiyor!
Her neyse...
Yılbaşı geldi!
Sakallı, alnı secdeli, dili dualı abiler...
Sakallı, cübbeli hocalar...
Dükkân ve mağazaları süslüyorlar!
Hoş geldin 2025 diyorlar!
Çoğu çam bile almış!
Birilerine şirin görünme yarışındalar!
Bu olayın 3-5 sene sonrası, sakallı hacı dayıların "mutlu noeller" demesine kadar giderse şaşırmam!
Üç beş kuruşluk rant uğruna!
Verdikleri tavize!
Yazıklar olsun size!
Söze gelince mangalda kül bırakmayan beyler!
Tabi bir de dünyanın çeşitli yerlerinde bu manzaranın tersi var!
İslam'a yönelişler sürüyor!
Bizim coğrafyada kendini islama nispet eden kesim "ortaya karışık" bir vaziyet aldı!
Hem laik, hem kemalist, hem şeriatçı...
Ne ararsan var...
Ful kasko gibi!
Sebep ne ola diye düşünürken bir dosttan mesaj aldım!
O da kendince sorunları ve çözüm önerilerini sıralamış.
Çünkü fazlası ile ılımlı müslümanlar türedi!
Bugün bir kesim insanın ciddi anlamda dinimize yöneldiğini görüyoruz elhamdulillah.
Bu, gerçekten çok güzel ve sevindirici bir durum.
Ama bu yönelişler zayi olmasın ve emekler boşa gitmesin diye onlara çok kritik bir soru sormamız gerekmektedir;
-Acaba bu yöneliş, Allah'ın sizden istediği ve razı olduğu bir yöneliş midir?
Şimdi o malum kesimden birileri çıkacak ve “kardeşim, adam dine yöneliyor daha ne istiyorsunuz, bir sefer de laf etmeseniz olmaz mı?” diyerek kızacak, biliyorum.
Ama onlar kızsa da biz insanımıza acıdığımız ve merhamet ettiğimiz için bunu hatırlatmak durumundayız.
Evet, acaba bu yönelişler, Rabbimizin istediği yönelişler midir?
Yöneliş nasıl olmalıdır?
Rabbimiz bizden nasıl bir yöneliş beklemektedir?
Tüm bu soruların cevabı tek bir ayetle ifade edilmiştir. Allah için dikkatle ve biraz da düşünerek okuyun. Bakın Rabbimiz ne buyuruyor?
“Yüzünü bir hanif olarak dine çevir.” (Rum, 30)
Bu ayete göre Rabbimizin bizden istediği yöneliş “hanifçe" bir yöneliş, "hanif olan" bir yöneliştir.
"Acaba hanif ne demektir?" derseniz, hemen söyleyeyim.
"Hanif" demek...
• Hiçbir şeyi Allah’a ortak koşmayan,
• Allah’a şirksiz ibadet eden,
• Şirkin her türlüsünden beri olan,
• Allah’ı birleyen, tevhid eden kimse, demektir.
Dine yöneliş yapılacaksa işte bu vasfa sahip olunarak yapılmalıdır. Allah bizden bunu istemektedir.
Ama biz dine yönelirken...
• Allah’a şirki terk etmezsek,
• Var olan şirk amellerimizle kulluğa devam edersek,
• Şirkin her türlüsünden beri olmazsak,
• Allah’ı gereği gibi tevhid etmezsek…
Allah bu yönelişi kabul eder mi?
Elbet kabul etmez!
Onun için gelin, Rabbimize dinini öğretmeye kalkışmayalım. Bu dinin sahibi Allah’tır ve dininin nasıl olması gerektiğini en iyi O bilmektedir.
O bize, "Bu dine yönelecekseniz, hanif olarak yönelin" demişse, konu kapanmalı, mesele bitmelidir.
Hasıl-ı kelam, eğer etrafımızda dine yönelen birileri varsa onlara bu ayeti hatırlatalım ve Allah’a hanif bir şekilde yönelmeleri gerektiğini, aksi halde bu yönelişlerinin karşılık bulmayacağını söyleyelim.