Ölen Mursi Mi? - HAMZA ATLI

Ölen Mursi Mi?


Evet, Muhammed Mursi zulmen öldü(rüldü); oldukça dramatik bir ölüm. Allah'tan amelince rahmet diliyorum...

Şimdi ise, her zaman olduğu gibi sıra yine hamaset ve sloganda; “kahrolsun kafirler, kahrolsun ABD/İsrail, kahrolsun Sisi...”

Ama inanın, kahrolması gereken bunlardan hiçbiri değil...

Kahrolması gereken tek bir şey varsa o da bizim siyasal felsefe(sizliği)mizdir!

Yani biziz..!

Hiçbir tecrübeden nasibini alamayan bizleriz...

Bir türlü analitik-diyalektik düşünme becerisi edinemeyen bizleriz...

Kâfirlerin kahrolması gerekmiyor, çünkü bir şekilde seçilmiş olan Mursi’ye darbe yapan kafirler değil, Sisi’ydi.

Sisi, konuşmalarına besmele ile başlayan, hanımı çarşaflı, dini bütün vecibelerini yerine getiren, daha yakında ihramıyla Kabe’yi tavaf eden, bir kısım Selefi ve Ezher uleması tarafından da desteklenen bir Müslüman!?

Lütfen, kimse bize ABD-İsrail hikaye/komplolarını da okumasın...

Zira Mursi'ye darbe yapan Mısırın kendi müslüman ve milli ordusudur!

Yine de “ama...” diyenlere, ne Hz. Ali arkadan hançerlenirken ve ne de Hz. Hüseyin’in başı kesilirken ABD ile İsrail’in henüz olmadığını hatırlatmak isterim!

Yine Emevilerden Osmanlı’ya kadar iktidar uğruna kardeş kardeşi, baba oğulu öldürürken de İsrail ve Abd yoktu...

Bırakalım Sisi’yi - Mursi’yi...

Unutmayalım ki, iktidar uğruna tarih boyunca müslümanlar birbirlerini kesmekten çekinmemişlerdir.

Nitekim şayet şimdi yine muktedir olan Mursi olsaydı aynı şeyin Sisi’nin başına gelmeyeceğinin garantisi de yoktu...

Çünkü siyaset üzerine düşünmüş/yazmış olan felsefecilerimizden Farabi, İbni Rüşt, İbni Haldun veya aynı konuda eser vermiş olan fakih ve Kelamcılarımızdan hangisine bakarsak bakalım, istisnasız hepsi siyaseti tek adamlık üzerine kurgulamıştır. Varsa yoksa tek adam... Öylesine erdemli bir tek adam bulunmalı ki yeryüzünü cennete çevirsin...

Peki, buluna bilmiş mi?

Ne mümkün..!

Sistem, kurum, kural, denge, denetim...

Üzerine hiç düşünülmemiş...

Nitekim bugün de düşünülmüyor. Elimizdekini bile koruyamıyoruz. “Bizden” biri çıkıp, yasamanın, yargının, yürütmenin yetkilerini yalnızca bana verin dediğinde, buna ‘evet’ demekte hiç tereddüt etmiyoruz..!

Sonra da dönüp yine aynı şekilde şahısları tartışıyoruz...

Sisi mi? Mursi mi? Tayyip mi? Kemal mi? Binali mi? Ekrem mi?

Nice masumlardan diktatör çıkarmaya üstümüze yok. Kafamız aynı duvara çarpınca da yalnızca slogan atıp hamaset üretiyoruz...

Ne tarihten ders alıyoruz ve ne de insanlık tecrübesinden yararlanıyoruz.

Akılsızlığın koyu karanlığında yuvarlanıp gidiyoruz..!

YAZIYI PAYLAŞ!

YAZARIN SON 5 YAZISI
19Nis

Hoşgeldin Sami Başkan!

15Nis

Bu Dünya Bu Kadar İşte!

09Nis

BİZİ ANCAK İSLAM PAKLAR!

29Mar

SOYLU BİR ÖFKE!

21Mar

Muhtarlıklar Önemli mi?