HAMZA ATLI

Kıskanç Alaman!

HAMZA ATLI

Güya dünyaya ayar veriyoruz!
Alaman bile bizi kıskanıyor!
Van münitler, raconlar gırla.
Eyvallah, karizmayız.
Bazen denizi geçip derede boğulduğumuzu hissediyorum.
Enişte'nin savunma sanayi üzerindeki başarılı çalışmalarına eyvallah ederken, 600 vekilin sokak köpeklerine söz geçiremeyişine içerliyorum!
Sadece sokak köpekleri değil!
Trump gibi deli bir lider mi olması gerekiyor?
Peki şu köpek lobisine neden söz geçiremiyoruz.
Lgbt denen illeti neden yasaklayamıyoruz.
Abd bile yasaklarken biz kimden çekiniyoruz.
Haa birde erzurumda yine bir çocuk sokak köpekleri tarafndan parçalandı vr ağır yaralı!
Sizce vekil çocukları olsa bu durumda olur muyduk!
Sokaklar Kimin?
Her gün yeni bir trajediye uyanıyoruz. Sokaklarda başıboş dolaşan köpekler bir çocuğa daha saldırdı, bir aileyi daha yıktı. Artık haberleri duyunca şaşırmıyoruz bile; çünkü bu, çözülmeyen ve çözülmek istenmeyen bir sorun hâline geldi. Peki neden? Kim bu duruma "dur" diyemiyor?
Bir yanda, "hayvan hakları" diyerek hiçbir önlem alınmasını istemeyenler var. Öte yanda, "toplum güvenliği" diyerek bütün hayvanların ortadan kaldırılmasını isteyenler… 
Ve tabii, yıllardır bu konuda net bir çözüm üretemeyen yetkililer. Mecliste defalarca tartışılan ama bir türlü sonuca ulaşmayan bu konu, neden hâlâ çözümsüz?
Eğer O Çocuk Bir Vekilin Çocuğu Olsaydı?
Gerçekçi olalım. Eğer saldırıya uğrayan çocuk bir milletvekilinin ya da yüksek makam sahibi birinin çocuğu olsaydı, çözüm çoktan bulunmuştu. Kanunlar jet hızıyla çıkar, bütçeler anında ayrılır, sokaklardan köpekler hızla toplanırdı. Ama saldırıya uğrayan "sıradan" bir vatandaşın çocuğu olunca, sadece birkaç gün süren sosyal medya tepkileri ve unutulmaya yüz tutmuş haber başlıkları kalıyor geriye.
Hayvan Sevgisi mi, İnsan Hayatı mı?
Elbette hayvanlara eziyet edilmesini kimse istemez. Ancak sokak köpekleri konusunda bir çözüm üretmeye çalışırken insan hayatını göz ardı etmek mümkün mü? Sokakta saldırıya uğrayan çocukların, yaşlıların, bisikletlilerin yaşam hakkı da en az hayvanlarınki kadar önemli değil mi? Avrupa’nın birçok ülkesinde başıboş köpek diye bir şey yok. Ya sahiplendiriliyorlar ya da kontrollü barınaklarda tutuluyorlar. Türkiye’de ise durum tam bir keşmekeş.
Çözüm Ne Olmalı?
Bu mesele, sloganlarla veya sosyal medya tepkileriyle çözülecek bir konu değil. Devletin, yerel yönetimlerin ve sivil toplum kuruluşlarının ortak bir çözüm geliştirmesi gerekiyor. Kısırlaştırma, sahiplendirme ve barınak sistemlerinin güçlendirilmesi gibi adımlar gecikmeden atılmalı. Ama en önemlisi, toplumun güvenliği hiçbir ideolojik veya duygusal kaygının arkasına gizlenmemeli.
Çünkü sokaklar herkesin. Ama öncelik, yaşama hakkı olan insanlarındır.

Yazarın Diğer Yazıları