HAMZA ATLI

Kadının Çağı!

HAMZA ATLI

Veya çağın kadınları...
İki başlıkta birbirinin sebep veya sonucu.
Mevcut muktedirler ve öncekiler.
Yüzünü batıya ve batıla dönen herkes.
Çağın kadınlarının vebaline ortak!
Sokak köpekleri bir!
Çağın kadınları iki!
Sistemin yarattığı ve yıprattığı iki model!
İki tabloda güya(!) değer verilen ve sürekli dile getirilen mağdur kesim! 
Asıl mağduriyet yasalar!
Kadını ve köpeği koruyalım derken toplumu ifsaf eden avrupai kanunlar!
Kadını katleden, insanları ise sokaktaki köpeklere yem eden mevcut anayasal sorunlar!
Tüm bunlara ek olarak...
Kadınların iş hayatına daha çok katılması gerektiği hedefini Reis bey ortaya attı.
"Yüzde bilmem kaç kadın istihdamı asli hedefimizdir" dedi.
Trafiğe bakın kadınlar sorun!
İşsizliğe bakın, kadınlar sebep!
Kadın iş hayatına daha çok katıldıkça aileler daha ziyade mahvolacak!
Bir dostun kalemini iliştiriyorum yazıma...
Bu tablonun yanında bir de son 20 yılda Kadının iş hayatına katılımı arttıkça artan boşanma oranlarını, verilerden hareketle 2028 de tahmini boşanma ve doğurganlık oranlarını, nüfus artış hızını, dağılan aileler ve dul oranlarının ve ortaya çıkaracağı muhtemel sonuçları da versek iyi olur.
Bütün kadınlar kapitalizme köle yapıldığı gün, aile diye bir mefhum kalmayacak. Tehlikenin farkında değiliz maalesef. Orta ve uzun vadeli "Bekâ meselesi" budur. 
Daha evvel Kadem'in süsleyerek topluma ambalajlı mobbiglerle dayattığı İstanbul Sözleşmesi bir hataydı, bu hatadan dönmek için ille de sosyolojik yıkımın boyutlarını yaşamak gerekmiyordu. Toplumdaki rahatsızlıklara kulak verilmeliydi.
Kanaatimce Kadem üzerinden aynı hata tekrar yaptırılıyor. 
Kadını ille de evden çıkarma operasyonu yerine, süreci doğal seyrine bırakalım çalışan çalışsın evde çocuk yetiştirmek gibi ulvi bir vazifeyi ifa etmek isteyen annelere de maaş bağlanmasını daha doğru buluyorum. 
Bu karara katılmıyorum kadını iş hayatına ille de katma mücadelesinin pişmanlığa dönüşmeden çok boyutlu ele alınması gerektiğini düşünüyorum.
İşte tam da burada Sivil (tabi kaldıysa) Toplum kuruluşlarının çalıstaylarla, bağımsız ve bilimsel raporlarla siyasete katkı sunması elzemdir.
İstanbul Sözleşmesi gibi bu yanlıştan da iş işten geçmeden dönülmesini temenni ediyorum.

Yazarın Diğer Yazıları