Haşmetli Osmanlı'nın son dönemlerine bakın!
Batmakta olan meşhur Titanic hikâyesini okuyun.
Okumaya hevesiniz yoksa çevrenizi gözlemleyin!
Mutlaka zenginlik hikâyesi israf ve iflasla nihayetlenen hikâyeler görürsünüz.
"Falan kişi çok kazandı da, çocukları lüks içinde batırdı" diye...
Veya başka şekilde başlayan hikâyeler duymamış olamazsınız.
Dostlar...
Hayat pahalılığı malûm...
Esnafından işçisine herkes için zor olan bir süreçten, çalkantılı bir dönemden geçiyoruz.
Belirsizlikle birlikte pandemi ve küresel tedarik zincirlerinde yaşanan sorunlar da bu zor şartları iyice tetikledi.
Şartlar gün geçtikçe daha da zorlaştı.
Zorluklar artarak devam etme niyetinde.
Ben krizlerin en önemli sorununun israf olduğuna inanan biriyim.
Şahsi krizlerden tutun bir eve hatta ülke ekonomilerine varıncaya dek paranın olduğu her alanda israf ve lüks beraberinde krizi doğuran en önemli parametrelerdir.
Haşmetli Osmanlı demiştim yazımın girişinde!
Dünya Sanayi Devrimi adı verilen kulvardan geçerken bizimkilerin keyfe düştükleri süreçten bahsediyorum.
Buharlı makinalar devri demek isterdim, lale devri maalesef.
Sizce de kulağa abes gelmiyor mu?
Batmakta olan bir Osmanlı'ya Yeniden Diriliş devri yakışmaz mıydı?
Ülkemizde son yıllarda yaşanan ekonomik gelişmelere eyvallah diyorum. Güzel şeyler yaşandı, biliyorum.
Lakin son dönemlerde yaşanan pandemi vs. gibi mazeretlere sığınarak krizi anlamaya çalısmak, deve kuşunun kafasını kuma gömmesinden farksız bir yaklaşım ve tavır olur kanaatindeyim.
Lüks, israf, kamunun sınırsız ve keyfi harcamaları herkesçe malûm.
Her alanda israfı görüyoruz.
Şuraya israfla ilgili bir hikâye bırakmak istiyorum.
"Sadio Mane"
Kırık telefonu ile gündeme gelen adam.
Kırık telefonuna kanaat edip, yenisini almayı israf diye niteleyen meşhur zengin!
Dünyanın en çok kazanan Liverpool'un Senegal'li futbolcusu.
Dünyanın en pahalı ve en tanınan futbolcularından birisi.
O Liverpool'un en ünlü oyuncusu.
Sadio Mane...
Liverpool ile yıllık ortalaması 5.200.000 Sterlin, 5 yılda 26.000.000 sterlin alacağı bir sözleşme imzaladı.
Ne para ama, değil mi?
Her hafta 100.000 sterlin kazanıyor adam.
İstese lüks içerisinde yaşayabilir değil mi?
Hayalini kuramayacağımız bir lüksten bahsediyorum.
Ancak o aslını, neslini ve nereden geldiğini unutmayanlardan.
Gösterişten uzak bir hayat yaşıyor. Bunun nedenini de şöyle açıklıyor.
Neden on Ferrari, yirmi elmas taşlı saat,
ya da iki uçağa parayı harcayayım ki?
Bu nesneler benim ve dünya için ne yapacak ve nasıl bir işe yarıyacak?
Okullar inşa ettik, bir stadyum inşa ettik, aşırı yoksulluktaki insanlar için kıyafetler, ayakkabılar, yiyecekler sunuyoruz.
Senegal'de çok fakirlerin olduğu
bir bölgede ailelerinin ekonomisine katkıda bulunan herkese ayda 70 euro veriyorum. Lüks arabalar, lüks evler,
seyahatler ve hatta uçaklar alıp bunları sergilememe gerek yok ki!
İnsanlardan da paylaşmalarını bekliyorum.
İnsanlar, ne kadar yaşadıkları, nelere sahip oldukları ile değil, nasıl yaşadıkları ve insanlığa kattıkları ile anılırlar...
