Korkularınızı Yenmenin 4 Altın Kuralı
AYSUN AVCU
Bizi korkutan duygulardan kaçınmak insan doğasıdır. Acı verici bir deneyim olacağını vaat eden şeye doğrudan girmek isteyen var mı? Tipik olarak bu, rahatsız edici ve sınırsız dikkat dağıtıcı etkilere neden olabilecek potansiyel stres kaynaklarından saklanmayı içerir. Ne yazık ki, aynı zamanda büyümeye ve neşeye yol açabilecek potansiyel zorluklardan saklanıyorsunuz. Unutmamak gerekir ki, sonsuza dek korkudan saklanamazsınız. Onu bastırmak için elinizden geleni yapma çabanıza rağmen hiçbir zaman bunu tam anlamıyla sağlayamazsınız. İyi haber şu ki, korkunuzla yüzleştikten sonra korkunuz sizi yönetme ve kararlarınızı dikte etme yeteneğini kaybetmeye başlar.
Anksiyete ve Korku Üzerine Güncel Çalışmalar
Dünyaca ünlü Science dergisi, 2018 yılı başlarında, beynin gerçekten onu söndürmek için bir korkuyu yeniden deneyimlemesi gerektiğini gösteren bir makale yayınladı. École Polytechnique Fédérale de Lausanne (EPFL) kurumundan araştırmacılar tarafından yürütülen bir çalışmada fareler kullanıldı. Fareler başlangıçta küçük bir kutuya kondu ve onlara hafif bir şok verildi. Araştırmacılar uzun bir süre boyunca fareleri kutuya geri gönderdi ancak şokları yönetmediler. Başlangıçta, fareler donakaldı ancak kutuya tekrar tekrar maruz kaldıklarında ve ilave şok olmadıklarında nihayetinde rahatladılar.
İnsanlar için, travmayı oluşturan olaylara tekrar tekrar maruz kalmak kaygının azalmasına yardımcı olabilir. Örneğin, uçma korkusu için tedavi, kontrollü bir ortamda korkulan nesneye yavaşça ve defalarca maruz kalmayı içeren “maruz kalma terapisi”dir. Bir terapistin ofisi gibi güvenli bir yerde, travmayı yaratan olaylara tekrar tekrar maruz kalmak endişe düzeyinizi azaltır.
Korkuları Yenme Kuralları
Korkularımızı yenmek bireysel gelişimimiz için hayati önemdedir. Korkularımızın düzeyi ne olursa olsun onlarla başa çıkmak mümkündür. Korku bilinen veya kesin bir tehdide karşı duygusal bir tepkidir. Örneğin, karanlık bir caddede yürürken birileri size bir silahı doğrultur ve “ya paran ya canın” der, o zaman doğal olarak muhtemel bir korku tepkisi yaşarsınız. Tehlike gerçek, kesin ve acildir. Korkunun net ve somut bir nesnesi vardır. Cevabın odağı farklı olsa da (gerçek ve hayali tehlike), korku ve endişe birbiriyle ilişkilidir. Korku ile karşılaştığında, çoğu insan kaygı altında açıklanan fiziksel reaksiyonları deneyimler. Korku kaygıya neden olur ve kaygı korkuya neden olabilir. Ancak ikisi arasındaki ince ayrımlar size semptomlarınızı daha iyi anlamanızı sağlar ve tedavi stratejileri için önemli olabilir.
1. Endişelerinizi Göz Ardı Etmekten Vazgeçin
“Sadece küçük bir endişe” diyoruz, ancak bu bir tuzak. Küçük bir endişe diye tanımladığımız şey zamanla büyüyerek kocaman bir korku halinde karşımıza çıkabiliyor. Biz küçük bir endişe karşısında çoğu zaman onu göz ardı etme yolunu tercih ediyoruz. Böyle yapıyoruz, çünkü çöpleri halının altına süpürünce temizliğin tamamlandığını zannediyoruz. Ancak durum hiç de öyle değil. Kaygı korkudur; gelecek veya bilinmeyen bir sonuç korkusu olarak tanımlanabilir. Kaygı genellikle kesin olmayan veya bilinmeyen bir tehdide bir cevaptır. Korku ise bilinen veya kesin bir tehdide karşı duygusal bir tepkidir. Endişeli hissetmek, genellikle korkmaktan daha kötüdür. Çünkü en azından korktuğunuz zaman, bir şeyden korkuyorsunuz. Endişeli olduğunuzda ise bilinmeyen bir gelecekten korkarsınız ve nedenini bilmediğiniz için endişelenirsiniz. Birçoğumuz bu duygudan utanıyoruz. Ve utandığımızda ne yaparız? Onu derine gömüyoruz. Ve korku ve endişeden kaçınmak onu korur ve büyütürüz. Öyleyse mücadele ederek ve endişenin ve korkunun hayatınızın bir parçası olduğunu kabul ederek başlayın. Anormal veya zayıf değilsiniz. Bazen korkuyorsunuz, hepsi bu. Bu durumun normal olduğunu, sıradan olduğunu, diğer insanların yanı sıra bizde de bulunduğunu bildiğimizde endişe ve korkularımızı yenmede ilk ve en önemli adımı attık demektir.
2. Meraklı ve Farkında Olun
Korku sizi sadece kızdırmaz ve rahatsız etmez, karar verme becerinizi de ciddi şekilde etkiler. Anksiyete yani kaygı, korkunun gizleneceği bir sığınaktır. Bu sığınağı ortaya çıkarmak ve problemlerinizi çözmek için merak duygunuza başvurmalısınız. Önce neyden korktuğunuzu çözün. Hayatımızı etkileyen pek çok korku irrasyoneldir, yani ilk bakışta mantıklı bir temele dayanmaz. Bu korkularımız çoğu zaman kökeni çocukluk dönemi günlerimize dayanan kaynaklara sahiptir. Ancak aşırı tepkilere ve nihayetinde kötü kararlara dönüştüğü yetişkinlik döneminde sıklıkla tekrar eder. Çocuklukta başlayan bir konu biz üzerini örttükçe hayatımızın akışı içinde büyür ve ürkütücü bir korku haline gelir. Endişeli veya korktuğunuzda fark etmeye başlayın. Tetikleyen şey neydi? Birinin söylediği bir şey miydi?
3. Nedenler Üzerine Düşünün
Korkularınız üzerine düşünmekten çekinmeyin. Ancak bu, korkularınızın kendisinden ziyade onların muhtemel nedenleri üzerine olmalıdır. Bu arayışa girdikten sonra nedenlerin çoğunun rasyonel olmadığını fark edeceksiniz. Hatta bir kısmı gülünç ve çocuksu dahi olabilir. Ancak bunun için kendinizi asla suçlamayın, bu durum tamamen anlaşılabilir. Sempatik sinir sistemi, vücudu acil durum eylemine hazırlar: kalp atış hızı ve kan basıncı artar, hızlı nefes alırız, kan beyne yönlendirilir. Bu arada, hipofiz beziniz kan dolaşımınıza stres hormonu salgılar. Korkular enerji üretimimizi hızlandırabilir. Nitekim ilk insanlar da doğada bir tehlikeyle karşılaştıklarında hayatta kalmak için ek enerji ve zihinsel keskinliğe ihtiyaç duyuyordu. Korkularımızın çoğu ilk insanların korkuları kadar basit ve sade nedenlere dayanır. Bu nedenleri ortaya çıkardığınızda onlarla baş etmek için daha fazla enerjiye sahip olacaksınız.
4. Yüzleşmeye Başlayın
Tehlike anında tepkilerimiz değişir. Beynimiz duygusal olarak kaçmamızı ve saklanmamızı telkin eder. Bazı durumlarda ise alternatiflerden biri çatışmadır. Korkularımızla yüzleşirken “maruz kalma tedavisi”ni fobi tedavisinden ödünç alabiliriz - burada korku uyarıcısının aşamalı olarak normalleşmesi bireyler üzerindeki etkiyi azaltır. Özel fobinizin kaynağına ve bununla ilgili düşünceler, duygular ve duyumlara aşamalı olarak tekrar tekrar maruz kalmak, endişenizi yönetmeyi öğrenmenize yardımcı olabilir. Ama işin püf noktası bunu dikkatlice yapmaktır.
Müziğe tutkunuz olduğunu ve gitar çalmayı istediğinizi düşünelim. Binlerce insanın önünde konser vermek istiyorsunuz. Ama insanların gitarınızı çalıp şarkı söylerken sizi gülünç bulmasından korkuyorsunuz. Yavaş yavaş, boş odanızda da olsa gitar çalmaya başlayın. Gitar çalmayı öğrendiğinizde insanlar önünde şarkı söyleme konusundaki kaygınız da yavaş yavaş azalacaktır. Bir korkuyu yenmenin en etkili yolu onun üzerine yürüyebilecek cesareti kendinizde toplayabilmektir.
5. Uzman Desteği Alın
Korku ve kaygı birçok ruh sağlığı koşuluyla ilişkilidir. Bu duyguların çoğu, belirli fobiler, agorafobi, sosyal anksiyete bozukluğu ve panik bozukluğu gibi anksiyete bozuklukları ile ilişkilidir. Eğer korku ve endişe yönetilemez hale gelirse, mutlaka bir uzmandan destek almalısıınız.
Korkunuz ve endişenizin olası nedenlerini belirlemek için psikolojik danışmanınız bunun hakkında bir araştırma ve değerlendirme yapacaktır. Tanı konduktan sonra, korkunuzu ve endişenizi azaltmanıza ve kontrol etmenize yardımcı olabilecek yöntemlere başlayabilirsiniz.