Cümle İnsanlığa...
AV. YUSUF AKIN
Evet, bize anlatılanlar birer efsaneydi. Yaşayacaklarımıza dair, bizden önce, bizim için koydukları yol işaretleri birer efsaneydi.
Biz büyüdük, biz büyülü bir yaşamın içerisinde yerimizin en keskin SINIRLARLA belirlendiği çizgileri ihlal etmeye hazırlandık.
Sevinç olduk.
Efsaneler birer birer gözümüzde küçüldü.
Ve biz, küçük dünyalarımızın mutluluk kuşları olduk.
Bir sabah kapımızı çalan, Babil’in asma bahçelerinde kopup gelmiş kadar hüzünlü yüzlerin esiri olduk.
Himalaya’lar kadar yükseklik arşınlamıştı, içimizde diğerlerine duyulan sevda.
Oysa biz hala düz çöllerde kendimiz ile avunuyorduk.
Her halini sevdiğimizi söylediğimiz “SEVGİ”ye içten içe hayıflanıyor ve kılıçlarımızı biliyorduk. Bir sonsuzluk görüntüsü oluşturan bilinçaltımız tarafından yeterince acılanmıştık.
Ve umut ettik, çok küçük öğrendik harfleri, harflerin birleşimi olan kelimeleri ve hatta hepsinin toplamı olan cümleleri.
Ama kuramadık cümlelerimizi, kuramadılar ve kurdurmadılar.
Sustuk, köreldik ama hayal ettik, farklıydık, konuşmalıydık ve konuştukça ayrıldık, genellerden.
Suya hasret gibiydi, cümleleri olanlara, olup da paylaşanlara sevdamız.
Sevgi’ye dair cümleleri olanları bekledik bunca zaman.
Usanmadan.
Artık tamam.