AV. YUSUF AKIN

Bir kere biz kimiz?...

AV. YUSUF AKIN

Uçsuz bucaksız uzayda, kumdan küçük hücreli.
Yarı karanlık, yarı buz, durmadan sarsılan küreli.
Çıkar kırık yumurtadan, evrene baş sahip sanır.
Metafizik besleme, boş fısıltıya harfiyen kanar.

Güya onun içinmiş, galaksilerde sonsuz nizam.
Zahir ayrı oynar, batın ayrı oynar yok bir intizam.
Sorular gelir, kuştan biraz büyükçe zift aklına.
Akıl erdiremez seyirlik ayna, bir tek saç kılına.

Dolaşır durur yekpare bir karada, boz köstebek.
Üst yan mahrum kalmış, tek uğraşı şiş göbek.
Bir deri, biraz katılaşmış kalsiyum, beş litre kan.
İğne ucu kadar hakikat, gerisi yalan yanlış zan.

Doldurulmuş sözcükler, ağaçlara yazık, külliyat.
On bin yıldır aynı terane kibir dolu kitaplar bayat.
Küçük bir acıda kıvranıp kalır, tüm ego sıfırlanır.
Unutgan memeli, yeşil ot görse hemen canlanır.

Vaazcı ahkam keser, sulu elementler bileşkesi.
Kendinden güçlü görünce, anında kesilir sesi.
Sonsuzluk içerisinde, mahrum bir zerre yerden.
Mevzu benlikse, ne yardan geçer ne de serden.

Huzur değil dünyada metalleri üst üste yığmak.
Esas olan, sonlu sonsuzlukta, bir kalbe sığmak.
İlim, bilim, külli felsefeler okyanusta bir damla.
Yol yalnız yürünür, ne bir kılavuzla ne bir kamla.

Açılır perdeler, pek canı gönülden isterse insan.
Bin dil olsa da sözlükte, gülümsemek tek lisan.

Yazarın Diğer Yazıları