ARMAĞAN DİREK

Sorumluluğumuzun Önemi

ARMAĞAN DİREK

  Ebeveyn olmak sorumluluk gerektirir. Bir ebeveyn olarak çocuklarımızla yeterince ilgilenebiliyor muyuz? Kiminizin "Evet", kiminizin "Hayır", kiminizin de "Yetebildiğimiz kadar" dediğinizi duyar gibiyim...

  Anne, baba veya çocuğun yetiştirilmesinde sorumluluğu üstlenmiş bir yetişkin olarak, çocuğunuz ya da çocuklarınızla bir piknikteki ortamda, parkta, denizde, hayvanat bahçesinde vs. ortamlarda çoğunluk olarak çocuklarınızla yeterince ilgilenmiyorsunuz.

  Şahit olduğum bir olayı sizlerle paylaşmak isterim. Bir gün, çocuk parkında bir bankta oturmuş, elimdeki kitabımı doğanın verdiği huzur ve ortamın güzel çocuk sesleriyle, kuş cıvıltılarıyla okumaya başladığım sırada bir çocuğun annesine seslenişi ara ara dikkatimi çekti.  Kitabıma yoğunlaştığım her an çocuğun annesine seslenişi ile başımı kitaptan kaldırdım. Çocuk parktaki salıncak, kaydırak, spor aletleri arasında dolaşıp hepsi ile oyun oynamak ve oynarken de annesine kendisini göstermek istiyordu. Annenin elindeki telefona dalmış ve çocuğuyla ilgilenmiyor oluşu, orada bedenen olup ruhu ve aklı başka şeylerle meşgul bir vaziyette oluşu ne kadar da üzücü bir durumdu.

  Orada bulunan başka bir anne tarafından "Çocuğunuz size sesleniyor, duymuyor musunuz?" sorusu sorulunca irkilen anne, dönüp çocuğuna şöyle bir baktı sonra da başını tekrardan telefona eğdi. Bu öylesine bir bakıştı. Son derece soğuk ve ilgisiz bir bakış. Belki de evdeki yüklerinden biraz da olsa uzak kalma isteği, bir müddet de olsa ilgisiz kalmayı tercih etmesinin bir sebebiydi. Kadının bu davranışı diğer uyaran anneyi rahatsız etmişti.

  Çocuk o sırada "Aneeeee...., Anneeee... Bak! Kaydıraktan nasıl kaydım? Anne bak, salıncakta nasıldı sallanıyorum! Anne bak, spor aletlerini de kullanabiliyorum ben büyüdüm ve güçlendim artık!" diyordu.

  Çocuğun o anki sesi sorun değildi. Çocuk o anda üzerinde bir çift göz istiyordu. Yaptıklarının görülmesini, ilgi, şefkât, annesiyle güzel zaman geçirmek ve akabinde küçük takdirler görmeyi istiyordu. Eğer onu izleyen biri yoksa, yaptıklarının da bir anlamı yoktu.O bir çift gözün üzerinde olması demek; çocuk için ekmek, su, hava gibi bir ihtiyaç demekti. Gittiğiniz ortamlarda çocuğunuzla beraber gitmişseniz, onları asla ihmal etmemelisiniz.

  Orada bulunan başka insanlar o gün çocuğun bu denli ispat çabasına kayıtsız kalamadı. Esas sorumlusu kendileri olmadıkları halde çocuğu izlemeye başladılar. Belki de çocuk sahibi olmanın ne kadar büyük sorumluluklar içerdiğinin farkında olup bu sorumluluğu üzerine alamayan, buna gözü kesmeyen veya bir sebepten dolayı çocuğu olmamış ya da kendi çocuğunu evde bırakmış biri, öte taraftan başka bir ebeveynin umursamazlığının yükünü taşıyordu. Haliyle haklı olarak kızıyor ve bu durumdan rahatsız oluyordu. Hâl böyle olunca,belki kendisi de neye kızdığını anlamıyordu. Aslında bunun basit bir açıklaması var. Buraya çocuklu aileler, sorumluluklarının farkında olarak gelmeliler. Oysa biz insanlar; çocuklardan, evcil hayvanlardan, bakımsız bir bahçeden ziyade yerine getirilmeyen sorumluklardan rahatsız oluyoruz. Çünkü sorumluluk sahibi olan bir insan bulunduğu ortamda  sorumluluğunu üstlenmeyen kişilerden  rahatsız olur. Öyle durumlarda olaya kayıtsız kalamaz. Sorumluluk sahibi olanlar, sorumlu olmalarının sonuncunda da kendine ait olmayan yükü taşımak zorunda kalırlar. Sorumsuz olan insanların zulmü, sorumlu olan insanların üzerine ağır bir yük olarak biner.

  Bedelini yine masum çocuklar, hayvanlar, doğa ve tabii ki de sorumluluk sahibi insanlar ödüyor. Bu gibi durumlarda bazen kurunun yanında yaş yanması misali sorumluluğunu bilip görevlerini tam mânâsıyla yerine getiren bunu en iyi şekilde yapan insanlarla sorumsuz insanlar yüzünden çoğu zaman aynı kefeye konulup mağdur olabiliyor.

  Maalesef herkes anne baba olamıyor. İsviçre'de hayatlarına dört ayaklı dost sahibi almak için insanlar birtakım sınavdan ve eğitimden geçiyorlar. Keşke evlenecek çiftlere de bu şekilde sınav, test ve eğitimlere tabii tutulsa... Özellikle de kadınlar eğitim almalı... Çünkü çocuklar en çok anneleri ile zaman geçiriyorlar. Eğitimli, vicdanlı, sevgi dolu bir annenin eğittiği bir çocuk, her türlü her alanda kazanır ve başarılı olur. Çocuğu hem aile hem de toplum kazanmış olur. Bence bu niteliklere sahip olmayan anne ve baba adayları evlenseler bile çocuk sahibi olmasınlar.

*  Sorumluluk insanı eğitir. (WENDELL PHİLİPS)

* Sorumluluk insanların en fazla korktukları şeylerden birisidir ama bizi hem erkek ve hem de kadın olarak en fazla geliştiren de odur. ( FRANKE CRANE)

Yazarın Diğer Yazıları