24 Kasım Öğretmenler Günü'nde, ülkemizin dört bir yanında mesleğimizin onurunu ve emeğimizi kutlamamız gereken bu anlamlı günde, birçok öğretmenimizin “hediye” olarak zorunlu yer değişikliği, sürgün niteliğinde yapılan atamalarla karşılaştığını üzülerek ifade etmek isteriz.
2024/57 sayılı genelge doğrultusunda, depremden etkilenen illerimizde, yıkılan okullar ve öğrenci sayılarındaki geçici düşüş gerekçe gösterilerek, norm fazlası konumuna getirilen birçok öğretmenimiz, Anayasa’nın 41. maddesiyle güvence altına alınmış olan aile birliği ilkesine ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 72. maddesine aykırı olarak, aile bütünlüğü gözetilmeksizin ve gönüllülük esası dikkate alınmaksızın zorunlu atamalarla karşı karşıya kalmıştır. Bu süreçte norm fazlası olarak değerlendirilen öğretmenlerimiz, resen atamalarla adeta sürgün edilmektedir.
Aile birliğinin korunması gerekliliği, yalnızca evli öğretmenler için değil, bekar öğretmenler için de geçerli bir haktır. Bekar öğretmenlerimizin de kendi ailelerinin yanında, doğup büyüdükleri ve yaşamlarının merkezini kurdukları yerlerde çalışabilme hakkı, temel bir insan hakkıdır. Ancak, bu atamalarda yalnızca aile birliği değil, bekar öğretmenlerin aile yanındaki yaşamları da göz ardı edilmektedir.
Bu mağduriyetlerin temelinde, 2024/7 sayılı tasarruf tedbirleri genelgesi kapsamında okullarda yeni şube açılmasına sınırlamalar getirilmesi ve mevcut şubelerin kapatılması da yer almaktadır. Yeni şube açılma koşulunda 222 sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu’nda belirtilen 40 öğrenci sayısı temel alınmakta, ancak günümüz modern eğitim anlayışı, sınıflarda daha az öğrenci ile nitelikli eğitim verilmesi gerektiğini savunmaktadır. Kalabalık sınıflarla eğitim vermek, çocuklarımızın bireysel potansiyellerinin keşfedilmesini zorlaştırmakta, onların gelişimlerini olumsuz etkilemektedir. Eğitim ortamlarının her öğrenciye dokunacak nitelikte olması gerekirken, bu tedbirlerle eğitimde kalite ve verimliliğin nasıl sağlanacağı büyük bir soru işareti yaratmaktadır.
Anayasa’nın 41. maddesi, aile birliğinin korunmasını ve her türlü kamu eyleminde bu ilkenin gözetilmesini zorunlu kılarken, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 72. maddesi de memurun eş, sağlık ve eğitim gibi mazeretlerinin göz önünde bulundurulması gerektiğini açıkça ifade etmektedir. Ancak bu atamalarda, aile bütünlüğünün korunması bir yana, bekar öğretmenlerimiz de yaşadıkları şehirlerden ve ailelerinden uzaklaştırılmakta; sağlık, barınma ve ulaşım gibi temel hakları da göz ardı edilmektedir. Norm fazlası olarak kabul edilen öğretmenlerin isteğe bağlı olarak geçici görevlendirilmesi yerine, resen ve kalıcı olarak başka illere atanması hem insan haklarına hem de eğitimin niteliğine zarar vermektedir.
Unutulmamalıdır ki eğitim, yalnızca derslerden ibaret değil; öğrenci ile öğretmen arasında kurulan güven, sevgi ve süreklilikle şekillenen bir yolculuktur. Bir öğretmen, öğrencisine yol gösteren bir rehber, zorlukları aşmasına yardımcı olan bir güçtür. Öğretmeninden koparılan bir öğrencinin kalbinde beliren boşluk, kolayca dolmaz; her eğitim yılı yeni bir sayfa açarken, tanıdığı, güvendiği öğretmeninin rehberliği, öğrencinin umutlarını besleyen bir ışık gibidir. Bu ışığı söndürmek, çocukların öğrenme sürecini olumsuz etkileyecek ve onların pedagojik gelişimini aksatacaktır. Bir öğretmenin öğrencisinden koparılması, sadece öğretmeni değil, öğrenciyi de mağdur etmektedir.
Eğitim Gücü Sendikası olarak, resen atama uygulamalarına karşı çıkıyor; atamalarda gönüllülük esasının ön planda tutulmasını talep ediyoruz. Uzak bölgelerde görev yapacak öğretmenlerimizin iş ve yaşam koşullarının cazip hale getirilmesini, bu bölgelerde görev yapmalarını teşvik edecek düzenlemelerin yapılmasını önemle vurguluyoruz. Öğretmenlerimizden, yaşadığı ve emek verdiği bölgelerden zorla koparılmalarına son verilmelidir.
Eğitim Gücü Sendikası olarak, üyelerimizin yaşadığı bu mağduriyetin çözümü için tüm resmi girişimlerimizi yapmış bulunuyoruz. Bakanlığa ve İl Milli Eğitim Müdürlüklerine yapılan başvurularımızda öğretmenlerimizin haklarını ısrarla savunduk. Bundan sonra da, üyemiz olsun ya da olmasın, tüm eğitim çalışanlarımızın hukuki ve diğer tüm süreçlerde yanında olmaya devam edeceğimizi belirtmek isteriz.
Bu Öğretmenler Günü’nde, tüm yetkililere sesleniyoruz: Toplumun aydınlanmasında özveriyle çalışan öğretmenlerimizin emeğine saygı gösterin, onları hak ettikleri güvenli çalışma ortamlarına, aileleriyle birlikte kalabilecekleri yerlere kavuşturun. Onların sesini duyun; onları mağdur eden, motivasyonlarını ve yaşamlarını zedeleyen politikalardan vazgeçin.
Yusuf YILMAZOĞLU
Eğitim Gücü Sen Malatya İl Başkanı