Birleşik Emekliler Sendikası Malatya Şubesi Basın Açıklaması

AKP iktidarının 23. yılına girdik. Çeyrek asırdır bu halkın şans verdiği hükümetin, biz emekliler, dul, yetimler ve asgari ücretliler için geldiğimiz nokta göstermektedir ki bu iktidar, halkın sorunlarına ve sıkıntılarına derman olmadığı gibi, her geçen gün yaşamımızı daha da zorlaştırmaktadır. Çay-simit hesabı yaparak, din, iman, vatan, millet edebiyatı yaparak iktidara gelenler, söylediklerinin tam aksini yapmışlardır. Zengini daha zengin, fakiri daha fakir yaptılar. Gelir ve yaşam standartları bakımından dünyanın en kötüsü olduk. 23 yıllık AKP iktidarında ne fakirin karnı doydu ne de zenginin gözü doydu.

Sebze ve meyve fiyatları 10-20 liradan 90-100 liraya çıkmış, iğneden ipliğe her şeyin fiyatı yüzde iki yüz zamlanmış, ev kiraları, vergiler, cezalar, belediye hizmetleri ikiye üçe katlanmıştır. TÜİK'in, talimatlı olduğu belli olan enflasyon artışını Aralık ayında yüzde 1 olarak açıklaması, bu kurumların adaletten saptığını gözleriyle gören ve yaşayan emeklinin ve halkın, bu kurumlara itibar ve güvenini kaybetmesine yol açmıştır.

En acısı, hükümetin ve bağlı olduğu kurumların, bu ülkeye 30-40 yıl çalışmış, vergisini, primini ödemiş halkıyla bu şekilde dalga geçmesidir. Bu durum, emekli, dul ve yetimleri derinden üzmektedir. Halbuki AKP, 23 yıldır bu yoksul halkın oylarıyla iktidarda kaldı. Bunu kendi halkına ihanet ve vefasızlık olarak görüyoruz. En üzücü olanı ise Sayın Cumhurbaşkanımızın “Emekliyi, asgari ücretliyi enflasyon karşısında ezdirmedik” demesidir. Saraydan bakınca haklı olabilir. Kendi milletinden bu kadar uzak olunca, nereden bilebilir halkın aç ve açıkta olduğunu? Nereden bilebilir verdikleri emekli maaşının ev kirasını karşılamadığını? Nereden bilsin Sayın Cumhurbaşkanımız, emeklinin 60 yaşından sonra yaşına göre iş aradığını, inşaatlarda çalıştığını, bulaşık yıkadığını, amelelik yaptığını, akşamları pazarcılar dağıldıktan sonra çürük sebze-meyve artıklarını topladığını? Nereden bilsin emeklinin yaşamak için o yaştan sonra çalışmak zorunda olduğunu ve yaş geçtikçe kimsenin iş vermek istemediğini?

Deprem bölgesinde yaşayan emekliler için yaşamak tam bir mucizeye dönüşmüş. Yiğidin hası harmanda, devletin ve siyasetçilerin hası ise afette ve savaşta belli olurmuş. Emekliler de artık gördü ki bu iktidar, geldiği günden beri tercihini hep zenginden, şahsi menfaatlerinden yana kullanmıştır. Bugün emeklilerin, dul ve yetim aylığı alanların, asgari ücretlilerin yaşam standartları, sizin 23 yıllık iktidarınızın karne notudur. Tebdili kıyafetle halkın içine çıkın, gözlerinizle görün onların gerçekten nasıl yaşadığını. Bu halkı nasıl faize gömdüğünüzü, çocukların ve eşlerinin karınlarını doyurabilmek için saatlerce ekmek kuyruklarında beklediğini, artık ev sahiplerinin emekliye kiralık ev vermek istemediğini, “Senin maaşın ev kirasını bile etmiyor” dediğini görün.

Kendi halkının çektiği sefaletten bu kadar habersiz atanmış veya seçilmiş milletvekilleriyle bu emekliler rahata ve huzura çıkmayacaktır; bu, açıkça ortaya çıkmıştır. Sayın Cumhurbaşkanımız, sizden tek talebimiz, bir yüzükle bugünlere gelmiş biri olarak, bir gün olsun bu emeklileri, fakirleri, asgari ücretlileri mutlu edecek bir karar almanızdır. Biz de halk olarak sevinelim, mutlu olalım, “Bizi düşünen bir Cumhurbaşkanımız varmış” diyelim. Bu şartlarda yaşayan emeklilerin, asgari ücretlilerin duasını beklemek boşunadır.

Yapılacak tek şey, kuzuların derisini yüzmektense bundan sonra koyunların yününü kırpmaktır.
Asgari Ücret Tespit Komisyonu Sonuçları
Milyonlarca asgari ücretlinin ve emeklinin bir aydır umutsuzca beklediği asgari ücret tespit komisyonu toplantıları sonucunda, asgari ücretlinin ve emeklinin hayal kırıklığı yaşadığı, sermaye ve hükümet çevrelerinin ise oldukça memnun kaldığı bir tablo ortaya çıkmıştır. 17.002 TL olan asgari ücretin 2025 yılında 22.104 TL olması gerektiği söylendi. Bakan Vedat Işıkhan, önceden kararlaştırılmış olan asgari ücret açıklamasını, memnun olan tarafların katılımıyla basın açıklaması yaparak duyurdu. Ancak bu maaş, asgari ücretlinin ev kirasını bile karşılamamaktadır. Açıklamanın, peygamber öğüdü ve Hz. Ömer’in adaletiyle başlayıp, Cumhurbaşkanımıza methiyeler dizildikten sonra asgari ücretliye verilmiş bir nimet gibi sunulması kabul edilemez.

TÜİK’in doğru olmadığı açık olan verileriyle 6 aylık enflasyonu yüzde 15.76, Aralık ayında ise yüzde 1.03 olarak açıklaması, emeklileri derinden üzmüştür. Gerçek enflasyon rakamlarından uzak bu açıklamalar kabul edilemez. Fakirin iliklerine kadar hissettiği enflasyona çare bulunmadıkça yüzde 100 zam yapsanız bile, 2-3 ay sonra aynı alım gücüne dönülecektir. Asgari ücretlinin bu artışı sonrasında, emeklinin hali ne olacaktır? 12.500 TL maaş alan emekli, asgari ücretin artışından sonra daha da yükselecek enflasyon karşısında nasıl yaşamaya devam edecektir?

Birleşik Emekliler Sendikası’nın Talepleri:
Kök maaşlar, asgari maaş düzeyine çekilip, emeklinin kıdem, gün ve ödediği prime göre yeniden düzenlenmelidir.
Bayramlarda ödenen 3.000 TL yardımlar, yasal statüye bağlanarak yılda 4 kez bir maaş tutarında olmalıdır.
Sağlık hizmetleri tamamen parasız ve kolay erişilebilir olmalıdır.
Aylık bağlama oranları, yüzde 35’ten, 2008 öncesi yüzde 77 oranına yükseltilmelidir.
Maaş zamları, gerçek enflasyon rakamlarıyla hesaplanmalı ve adil, şeffaf olmalıdır.
Emeklilik ikramiyeleri yılda 4 kez olmalıdır.
Kamu kurumlarında, emekli ve birinci dereceden yakınları için yüzde 50 indirim uygulanmalıdır.
Yerel yönetimler, emeklilerin yaşamını kolaylaştırıcı önlemler almalı, elektrik, su, doğalgaz ve ulaşım gibi hizmetlerde indirimler sağlamalıdır.
Üniversitede okuyan emekli çocuklarına burs ve kredi desteği verilmelidir.
Emeklilere düşük faizli, uzun vadeli kredi sağlanmalıdır.
Deprem bölgelerinde, TOKİ öncelik tanımalı ve ödeme koşulları emekli maaşlarına uygun hale getirilmelidir.
Emekli sendikaları, yasal statüye kavuşturulmalı ve teşvik edilmelidir.
Banka promosyonları, bankaların insafına bırakılmamalı, sendikalar emekli adına pazarlık masasında yer almalıdır.

Haydar Göktaş
Birleşik Emekliler Sendikası 
Malatya Şube Başkanı