• Haberler
  • Güncel
  • Avcu, Kadınlara Karşı Yapılan Şiddetlerle İlgili Aıklaması

Avcu, Kadınlara Karşı Yapılan Şiddetlerle İlgili Aıklaması

AKÇADAĞDER Dernek Genel Sekreter Aysun Avcu, Kadınlara Karşı Yapılan Şiddetle İlgili Açılamalarda Bulundu.

Başkan Aysun Avcu'nun Açıklaması Şöyle.


Başkan Aysun Avcu, 25 Kasım 1999 yılında kadına yönelik şiddete karşı toplumda farkındalık oluşturmak amacıyla Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu kararı ile Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü olarak ilan edilmiştir.

 Kadınların aile içinde, sokakta, okulda, iş yerinde ve özel hayatında maruz kaldığı şiddete dikkat çekmek ve kadına yönelik şiddete karşı toplumda farkındalık yaratmak amacıyla 25 Kasım günü tüm dünyada “Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü” olarak kutlanıyor.


  Bir insan hakları ihlali olan kadına yönelik şiddet; dil, din, ırk, sınıf,  mezhep, cinsiyet ayırt etmeksizin küresel bir sorun olarak tüm dünyada varlığını sürdürüyor. Kadına yönelik şiddetin birbirinden farklı biçimlerinin olduğu görülüyor. Kadına yönelik şiddet; fiziksel, duygusal, cinsel, ekonomik, dijital, flört şiddeti, ısrarlı takip, sosyal şiddet olarak sınıflandırılır. Bunlarda şiddet olarak kabul ediliyor. 
     
 Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed'in (sav)  kadınlarla ilgili hadislerininde İslam'da kadının yeri ve kıymeti anlatılmaktadır.


Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed'in (sav) bir hadisinde, Allah sizden; kadınlara karşı iyi ve hayırlı olmanızı ister; çünkü onlar, sizin Annalarınız, Kızlarınız veya Teyzelerinizdir. Kadınlar; hayatın her alanında korunmaya muhtaç olan değerli varlık, varlıklardır. 


Kadın; anne, eş, kız kardeş olarak hayatta var olandır. Kadın merhametin, sevginin, hoşgörünün, öz verinin timsalidir. Kadın, annelik gibi kutsal bir görevi üstlenen ve bunun yanında, yaşamın her zorluğunu omuzlarında taşıyan fevkalade bir varlıktır.

 Toplumun en önemli yapı taşı aile, ailenin de en önemli unsuru anne, yani kadındır.

Kadına yönelik şiddet, özellikle ekonomik, siyasal ve etnik sorunlarla iç içe geçerek artmaktadır.

 Kadına, evde çocuk yetiştiren, evi düzenleyen, yemek ve ev işi yapıp kocasının eve geçimlik getirmesini bekleyen ve aile adına söz hakkı olmayan değil, Kadının evin dışında da çalışıp er­kek kadar evini geçindirebileceği ve siyasi, ekonomik ve toplumsal kararlarda onun da söz hakkının olması gerektiği, geleneksel rollerin değişebileceğini toplum olarak bilinmesi gerekir. 


Kadına yapılan iiddet yalnızca bedenlere zarar vermiyor, kadınların öz saygısını, ihlale direnme ve hak arama arzusunu zayıflatıyor veya yok ediyor.


Yaşamın ve özgürlüğün, şiddetin olmadığı, kadına tacizin olmadığı, insan onuruna yakışır bir yaşamın olduğu bir dünya diliyorum.

Bakmadan Geçme