Türk Ocakları Şube Başkanları İstişare Toplantısı Alanya'da Gerçekleşti

Malatya Türk Ocağı Başkanı Nadir Günata'nın da hazır bulunduğu Türk Ocakları Genel Merkezi tarafından Alanya Türk Ocağı'nın ev sahipliğinde düzenlenen "Şube Başkanları İstişare Toplantısı" gerçekleştirildi. Toplantıya Türk Ocakları Genel Başkanı Prof. Dr. Mehmet Öz ve Merkez Yönetim Kurulu üyeleriyle birlikte şube başkanları ve temsilcileri katıldı. Toplantıda ülke gündemi hakkında Türk Ocaklarının görüşleri ve teşkilat meseleleri istişare edildi.

Programın açılış konuşmasını Türk Ocakları Genel Başkanı Prof. Dr. Mehmet Öz yaptı. Öz konuşmasına Alanya Türk Ocağı ve yönetimine teşekkür ederek başladı. "Dünyada küresel bir hâkimiyet mücadelesi yürütülüyor ve taraflar bu mücadelede bizim medeniyet coğrafyamızı kullanıyor." diyen Genel Başkan Öz, ülkemizin 21. yüzyıla kaotik bir süreçle girdiğini bu sürecin devam ettiğini ifade etti. Türk Ocaklarının bu süreçteki görüşlerini özetleyen Genel Başkan Öz, Ergenekon-Balyoz davalarından 15 Temmuz'a ve FETÖ soruşturmalarına kadar bütün kritik hadiselerde Türk Ocaklarının ciddi ve yapıcı uyarıları olduğunu ve her zaman net tavır koyduğunu belirtti. 16 Nisan'da gerçekleşen Anayasa değişikliğini de değerlendiren Genel Başkan Öz "Tarihî geleneğimizde var olan başbakanlık makamı ve bakanlar kurulu ilga edilmiştir." dedi. Getirilen Anayasa teklifinin oylanması süreci ve sonrasında yaşananları da değerlendiren Geneş Başkan Öz, uyum yasaları ve denge-kontrol mekanizmalarının eksikliği noktasında uyarılarda bulundu. Genel Başkan Öz, son dönemdeki en önemli meselelerden birinin de ekonomi olduğunu vurguladı. Türkiye'nin büyüme hedeflerini gerçekleştiremediğini söyleyen Öz "Sırat köprüsünden geçtiğimiz bu dönemde, önemli meselelerimizin başında ekonomi gelmektedir. Güçlü bir ekonomisi olmayan devletlerin uluslararası arenada etkili olması mümkün değildir." dedi. Türkiye ekonomisi hakkında rakamlarla değerlendirmeler yapan Genel Başkan Öz, üretime dayalı bir ekonomiye geçmenin şart olduğunu ifade etti. Türkiye'nin geleceğine dair görüşlerini anlatan Genel Başkan Öz, Türkiye'nin bu zorlu sürecinde en büyük görevin Türk milliyetçilerine düştüğünü söyledi. "Doğu Türkistan'dan Kırım'a, Türkmeneli'nden Balkanlara uzanan coğrafyamızda kardeşlerimizin uğradığı zulüm ve baskılara karşı kısa, orta ve uzun vadede çözümler bulmamızın yolu, Türkiye'yi güçlendirmekten ve Türkiye'de millî şuuru sağlamlaştırmaktan geçiyor. Bunun için sadece siyasi alandakilere değil ve hatta daha çok bilim, kültür, sanat alanındaki Türk milliyetçilerine görev düşmektedir." diyen Genel Başkan Öz, manevi değerlerimizin ve İslam dinini de yozlaştırılmaya çalışıldığını ve yanlış yaklaşım ve anlayışların etkinleşmeye başladığını buna karşı akıl ve bilginin yanında gönülleri kazanarak mücadele edilmesi gerektiğini vurguladı. "Kısacası, köklerimiz mazide ama gözlerimiz atide olacaktır. Bunun için de gençlere ve gençliğe hem önem hem de kulak vereceğiz. Donanımlı, millî şuur sahibi, çağın gidişatını kavramış gençlerimizin yetişmesi için onlara her türlü imkân ve fırsatı sağlamak en önemli görevimizdir." diyen Genel Başkan Öz, 3 Mayıs Türkçüler Günü'nü de tekrar tebrik ederek, Türk milliyetçiliğine ve Türk milletine hizmet eden bütün geçmişlerimizi rahmet ve saygıyla andı.

SONUÇ BİLDİRİSİ

Türk Ocakları Genel Merkez Yönetimi ile Şube Başkanları, 6 Mayıs 2017 tarihinde Alanya Şubesinin ev sahipliğinde toplanmıştır. Toplantıda, 21. yüzyıla savaşlar ve bunalımlarla giren dünyada ve bölgemizde yaşanan gelişmelerin yanında, ülke gündemi ve Türk Ocağının faaliyetleri değerlendirilmiştir. Yapılan müzakereler sonucunda, aşağıdaki hususların Türk milleti ile paylaşılmasına karar verilmiştir:

1. Dünyada yürütülen küresel egemenlik mücadelesinde, Büyük Ortadoğu olarak adlandırılan ve ülkemizi de kapsayan İslam coğrafyası, vekâlet savaşlarıyla parçalanmaktadır.

2. Bölgeyi, tanzim ederek veya kargaşayı devam ettirerek “terbiye” etmeye kararlı olan büyük güçlerin planları, Türkiye'nin bekası ve Türk milletinin birliğini tehdit edici bir mahiyettedir. Son dönemde hem ABD hem de Rusya'nın Suriye'nin kuzeyinde PKK'nın uzantısı güçleri himaye altına alması, bunun hiçbir şekilde tevili mümkün olmayan kanıtıdır.

3. Yıllardır çeşitli operasyonlarla zaafa uğratılmasına rağmen Türk ordusu, güneyimizde inşa edilmek istenen terör ve ihanet koridorunun tamamlanmasını, Fırat Kalkanı Harekâtı ile engellemiş; Sincar'ın ikinci Kandil olmasına izin vermeyeceğini kararlı bir şekilde ortaya koymuştur. Terör örgütü ile NATO üyesi Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni bir tutan sözde müttefiklere karşı kesinlikle tavizsiz bir tutum sürdürülmelidir.

4. Irak ve Suriye'de etnisite ve mezhep temelinde gerçekleştirilmeye çalışılan böl-parçala siyasetine karşı ilkeli bir duruş sürdürülmelidir; ancak muhtemel gelişmeleri de dikkate alarak Türkmeneli coğrafyasının varlığının, somut askerî güce dayalı olarak muhafaza edilmesi istikametinde gerekli tedbirler de alınmalıdır. Öte yandan Türkiye'deki Suriye ve Iraklı sığınmacıların sebep olduğu her türlü sorun acil olarak çözülmelidir.

5. FETÖ'nün darbe girişimi ve bunun devlet ve toplum yapısında yarattığı ağır tahribat karşısında gerekenler, demokratik hukuk devleti ilkeleri çerçevesinde eksiksiz yapılmalıdır; bu süreçte, ileride telafisi güç olacak yaralara da sebebiyet verilmemelidir. “Devletin Temeli Adalettir.” ilkesinin gereği yerine getirilmelidir. Kamu görevlendirmelerinde liyakat ölçüsüne riayet şarttır.

6. 16 Nisan'da oylanan “Anayasa Değişikliği”nin getirdiği Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi'nin, yürütülen büyük ve etkili kampanyaya rağmen halkın ancak %51.4'ünün desteğini almasının sebepleri iyi tahlil edilmelidir. Bu desteğin büyük kısmının getirilen sisteme değil, Sayın Cumhurbaşkanı'nın şahsına duyulan bağlılığa dayandığı unutulmamalıdır. “Hayır” oylarının önemli bir bölümünün ise Erdoğan'a muhalefetten değil, getirilen sistemin yol açması muhtemel problemlerle ilgili kaygılardan kaynaklandığı da akılda tutulmalıdır. Bu hususlar dikkate alınarak uyum yasalarında, denge ve denetleme mekanizmalarını güçlendirici tedbirler yer almalıdır.

7. Türkiye, hem içeride hem dışarıda siyasi, askerî ve ekonomik ağır meselelerle uğraşırken şimdiden 2019 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin gündeme oturduğu müşahede edilmektedir. Başta Sayın Cumhurbaşkanımız ve Hükûmet olmak üzere siyasetçilerin ve basının bu aşırı siyasileşme atmosferine katkıda bulunmak yerine eğitim, ekonomi, terör ve Ortadoğu coğrafyasında meydana gelen gelişmelere odaklanması elzemdir. Elbette ki siyaset, kendi mecrasında devam edecektir ama gündelik siyasetin bütün hayatımızı kaplaması sağlıklı bir durum değildir.

8. Türk Ocakları olarak Türklüğün, Türk-İslam âleminin ve insanlığın geleceğinde barış, huzur, adalet ve güvenin hâkim olması istikametinde fikir üretmeye, gençler yetiştirmeye ve görüşlerimizi kamuoyuna sunmaya devam edeceğiz. Önümüzdeki süreçte, Türkiye'nin Türk milliyetçilerine ihtiyacı vardır. Türk milliyetçilerinin, yalnızca güvenlik politikaları ile ilgili olarak gündeme gelmesi sakat bir zihniyetin ürünüdür. Dağılan cihan devletinden sonra, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde kurduğumuz Türkiye Cumhuriyeti'nin temelinde, Türk milliyetçilerinin harcı vardır. İnanıyoruz ki, 21. yüzyılda güçlü Türkiye'nin inşası, Türk dünyası ile bütünleşme ve İslam âlemi ile dayanışma hedeflerine, Türk tarih ve medeniyeti birikiminin anlamına vâkıf, ortak gelecek tasavvurumuzu inşaya muktedir Türk milliyetçilerinin önderliğinde varılacaktır.

Büyük Türk milletine arz ederiz.

Türk Ocakları Genel Başkanı

Prof. Dr. Mehmet Öz

ÇOK OKUNANLAR
BUNLARA DA BAKIN
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR