Başkan Mustafa Canbay, Gazze Boşatılamaz

Değerli basın mensupları;
Siyonist İsrail tarafından Gazze'de uygulan modern tarihin gördüğü en büyük soykırım tam 467 gün
sürdü. Katil İsrail; kadın, çocuk, yaşlı demeden tüm uluslararası hukuku yok sayarak 50 binin üzerinde
Gazzeli mazlumu katletti. Tüm dünyanın gözleri önünde yaşanan bu soykırımda hastaneler, okullar ve
ibadethaneler hedef alındı. Gazze'de binalar yıkıldıkça insanlığın temel değerleri de yıkıldı. Gazzeli
mazlumlarla beraber vicdan da öldü. Atılan her bombada Batı'nın demokrasi, insan hakları, hukuk vb
kavramları da yerle yeksan oldu. Nazileri aratmayan İsrail'in terörist askerleri, Hitler'I aratmayan katil
Netanyahu'nun emri ve emperyalistlerin desteği ile Gazze'yi adeta rehin aldı. İnsanların en temel hak
ve hürriyetleri bile yok sayıldı. Hastanelere sığınanlara ölüm yağdırıldı. Yüz binlerce mazlum açlık,
susuzluk ve soğukla sınandı. En sonunda ise yerlerinden, yurtlarından göçe maruz kaldılar.
Bütün bunlar olup biterken Türkiye başta olmak üzere bölge ülkeleri ve dünya ülkelerinin çoğu ya
sessizliği ya da suya sabuna dokunmayan kınamaları tercih etti. Devekuşu Paradoksu ile çözüm
bulunacağı zannedilmiş, soykırım görmezden gelinmiştir.
Değerli basın mensupları, bugün gelinen noktada Gazze'nin neredeyse üçte ikisi yerle yeksan olmuştur.
50 bin insan katledilmiştir ve bunların bir kısmı enkaz altından çıkarılamamıştır. 100 binin üzerinde
yaralı mazlum kardeşimiz vardır.
Bu rakamlar ve tüm dünyaya yansıyanlar yaşananların apaçık soykırım olduğunu göstermektedir.
Birleşmiş Milletler'in yaptığı soykırım tanımına göre belli bir etnik, dini veya siyasi gruba uygulanan
saldırılar ve katliamlar soykırım olarak nitelendirilmektedir. Gazze'de bütün bunların işlendiğine tüm
dünya şahittir.
Yine Birleşmiş Milletler'e göre bir grubu ortadan kaldırmak ya da yaşam şartlarını zorla değiştirmeye
çalışmak da soykırım suçları arasında görülmektedir.
İşte bu noktada son günlerde yaşanan gelişmelere değinmek istiyoruz. Uluslararası mahkemeler
tarafından soykırım suçu işlediği tescillenen katil Netanyahu'nun ABD'ye yaptığı ziyaret ve ardından
Trump'la düzenlenen basın toplantısı, kanlı planların şekil değiştirdiğini göstermiştir. Dünyayı ABD'nin
oyun sahası olarak gören ABD Başkanı Trump, söz konusu toplantıda bir kez daha Gazze'nin
insansızlaştırılmasına değinmiştir.
Bu plana göre Gazzeliler Ürdün ya da Mısır'a sürgün edilecek ve ABD gerekirse Gazze'ye asker
gönderecektir. Yani deniyor ki biz mücahitleri yenemedik, bütün vahşete rağmen Gazze'yi teslim
alamadık, meydanda kaybettik ama masada kazanacağız.
And olsun ki havadan, karadan ve denizden kuşattığınız, yok etmeye çalıştığınız, tüm suçlara rağmen
zafer ilan edemediğiniz Gazze masada da size teslim olmayacaktır. Gazzeli mazlumlar bu süslü
cümlelere kanmayacak, pamuklara sarıp sarmalanan demir leblebiyi yutmayacaktır. Gazze ne
meydanda ne de masada işgale teslim olmayacaktır.
Hadsizce yapılan bu açıklamayı kınıyoruz. Gazze'nin geleceğine şerh düşmek isteyenlere şunu bir kez
daha söylüyoruz; Gazze'nin geleceğine sadece ve sadece Gazzeliler karar verecektir.
Yaşanan tüm zulme, dökülen kana, verilen on binlerce cana rağmen tarihe geçecek bir mücadele ile
direnen ve Gazze'yi terk etmeyen mazlumlar; okyanus ötesinden birileri istiyor diye şehit kanları ile
sulanmış Gazze'yi teslim etmeyecektir.
Emperyalizmin meydanda kaybeden siyonistlere Gazze'yi altın tepside sunmak istediğinin farkındayız.
Barış, özgürlük, demokrasi, insan hakları gibi kavramların içini boşaltanlar şimdi de Gazze'nin içini
boşaltmayı planlıyor. Milli Görüşçüler olarak 56 yıldır mücadele ettiğimiz bu azılı düşmanın niyetlerini
bilecek kadar bilince ve ferasete sahibiz.
Bizler tüm insani değerlerin tepetaklak edildiği, uluslararası hukukun sadece kağıtlarda cümlelerden
ibaret kaldığı bu çetin şartlarda işgalin karşısında, Gazzeli mazlumların yanındayız. Saadet Partisi olarak
bu duruşumuzdan asla ve kat'a taviz vermeyeceğiz. Gazze'nin, kanlı kentsel dönüşüm projelerinize
ihtiyacı yok.
Cetvelli Joniler go home!
Cetvel kırma eylemleri başlasın.
İktidara ve bölge ülkelerine sesleniyoruz; artık cesur olmanın zamanıdır. Türkiye başta olmak üzere her
ülke ve her lider Trump'ın yaptığı açıklamalara karşı net bir tavır göstermelidir.
Herkese çağrımız;
Kanlı îmara,
Zalim mimara,
Sınır tanımayan pervasızlığa,
İnsan haklarını hiçe sayan haksızlığa,
En çok yaralayan duyarsızlığa
DUR DE!
Unutulmamalıdır ki Gazze bölgemizin kalbi, emperyalizm ve siyonizme karşı en muhkem kalemizdir. Bu
kalenin burçlarında zalimin bayrağı dalgalanmasın diye sayısız mazlumun kanı toprağa aktı. Bölge
ülkeleri de artık üzerine düşeni yapmalı ve Gazze'yi bir kurşun atmadan teslim almak isteyen bu
zihniyete karşı dik durmalıdır. Bu kalenin burçları inancın, vicdanın, kahramanlığın ve insanlığın
burçlarıdır. Bu burçlar düşerse atılacak kurşun Ankara'ya, Cidde'ye, Kahire'ye, İslamabad'a düşer.
Biz diyoruz ki; bu topraklara ait olmayanların yayınladıkları deklarasyonla buraya işgalci olarak gelenler
ve okyanus ötesinden ses yükseltenler Gazze hakkında söz söyleme hakkına sahip değildir. Bir kez daha
söylüyoruz, Gazze Gazzelilerindir. Israrla söylüyoruz Gazze Gazzelilerindir. Canını veren on binlerce
kahramanın ve mazlumun inancı ve cesaretiyle söylüyoruz; Gazze Gazzelilerindir

Bakmadan Geçme