Ağbaba, Bir Cumhuriyetin İlk Yıllarındaki Eğitime Bakın Birde Sizin Döneminize
Ağbaba 'Bir Tarafta Cumhuriyet Değerlerine Sahip Çıkan Bakanlar Var, Diğer Tarafta 'Tarikat, Tarikat' Diyen Bakanlar Var'
Ağbaba, “Bir tarafta 1948'de harika çocuk yasasıyla Suna Kan, İdil Biret gibi yetenekli çocuklar için kanun çıkaranlar var; bir tarafta ise 2018'de rektör olması için özel kanun çıkarılan bir Millî Eğitim Bakanınız, Yusuf Tekin'iniz var” dedi.
CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, TBMM Genel Kurulunda görüşülen Öğretmenlik Mesleği Kanunu'yla ilgili yaptığı konuşmada, AKP dönemi eğitim politikalarını sert sözlerle eleştirdi. Atatürk ve Cumhuriyet dönemi eğitim anlayışı ile bugünü karşılaştıran Ağbaba, “Bizim tek kurtuluşumuz, tek rehberimiz bilimdir,akıldır” ifadelerini kullandı.
ATATÜRK'TEN BU KADAR KORKMAYIN
“Günlerdir meslekleri için mücadele veren, sesini duyurmaya çalışan her birisi Cumhuriyet neferi öğretmenlerimizin yanında olduğumuzu belirtmek istiyorum” diyerek konuşmasına başlayan CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, “Kanunla getirilmek istenen 5'inci madde öğretmenlerin görev tanımını değiştiriyor. 1739 sayılı Kanun'da var olan Atatürk inkılap ve ilkelerini ve Atatürk milliyetçiğine bağlı öğrenci yetiştirme hedefini kaldırıyor. Aslında, en başından beri iktidara geldiğinizde bunu biraz gizlemiştiniz “Gömlek değiştirdik.” demiştiniz ama bu maddeyle gerçek yüzünüz de ortaya çıkıyor. Atatürk geçen her şeyden nem kapıyorsunuz, ürküyorsunuz, korkuyorsunuz Atatürk'ten; bu kadar korkmamanızı dilerim” dedi.
BİR CUMHURİYETİN İLK YILLARINDAKİ EĞİTİME BAKIN BİR DE SİZİN DÖNEMİNİZE
“Atatürk'ün Millî Eğitim bakanlarına bir bakın, bir de sizin atamış oldunuz bakanlara bakın” şeklinde konuşan, “Cumhuriyetin yetiştirdiği millî değerlere sahip olan, tek hedefi muasır medeniyetler seviyesine ulaştırmak olan bakanlara bir bakın. Bir taraftan Hüseyin Vasıf Çınar, Şükrü Saraçoğlu, Reşit Galip, Mustafa Necati gibi bakanlar var; diğer tarafta, Cumhuriyetle sorunu olan, tarikatlara kucak açan, karma eğitimi tartışmaya açan “Tarikat, tarikat.” diyen bakanlarınız var. Bir tarafta dünya klasiklerini dilimize kazandıran, çevirilerini yaptıran Hasan Ali Yücel gibi bakanlarımız varken, bir taraftan tarikatlara yakın, vakıflarla protokol imzalayan, kamu taşınmazlarını babaların malları gibi vakıflara veren bakanlarınız var.
Bir tarafta dönemin çok ilerisinde eğitim anlayışına sahip olan, Köy Enstitülerini kuran İsmail Hakkı Tonguç gibi efsaneleri varken, bir tarafta istismarcı Millî Eğitim müdürünü ödüllendirerek Şanlıurfa'ya İl Millî Eğitim müdürü atayan bakanlarınız var. Bir tarafta Atatürk'ün, Cumhuriyetin yetiştirdiği Aziz Sancar, Nobel Ödülü alan hocalar, Orhan Kemal, Yaşar Kemal gibi halkçı, aydın yazarlar var; bir tarafta da maalesef, Millî Eğitim Bakanlığına tarikat ve cemaat uzantılı hocalar var. Bir tarafta Atatürk'ün kurduğu kurumlarda eğitim almış, cebir konusunda uzmanlığını Arf Teoremi olarak kanıtlayan Cahit Arf gibi hocalar var; bir tarafta ise papaz eriğini imam eriğine çevirme projeleri yapan hocalarınız var. Bir tarafta 1948'de harika çocuk yasasıyla Suna Kan, İdil Biret gibi yetenekli çocuklar için kanun çıkaranlar var; bir tarafta ise 2018'de rektör olması için özel kanun çıkarılan bir Millî Eğitim Bakanınız, Yusuf Tekin'iniz var.” Dedi.
BİZİM TEK KURTULUŞUMUZ, TEK REHBERİMİZ BİLİMDİR,AKILDIR
Ağbaba konuşmasının devamında; “Dünya yapay zekâyla uğraşırken siz “Papaz eriği imam eriğine nasıl döner?” diye uğraşıyorsunuz, insanlar uzayla uğraşırken, siz sahte hocalarınızın kerametleriyle uğraşıyorsunuz, insanlar teknolojiyle uğraşırken siz tarikatlarla protokol imzalıyorsunuz. Neden yıkıldı, bilir misiniz? Bilimden uzaklaştığı için. Matbaa iki yüz yıl geriden getirildi, biz bu geç gelişmişliğin yüz yıl açığını Atatürk'ün devrimleri sayesinde kapattık fakat diğer yüz yıllık gecikme hâlen daha kapanmış değil.
Atatürk'ün “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir.” diye bir anlayışı var ama siz bu anlayışı ortadan kaldırmak istiyorsunuz, siz hurafelere dayandırmaya çalışıyorsunuz, siz sahte, dine zarar veren hoca eliyle eğitimi teslim almaya çalışıyorsunuz. Bizim tek kurtuluşumuz, tek rehberimiz bilimdir, akıldır. Siz Atatürk'ün adını müfredattan kaldırsanız ne olur, kaldırmasanız ne olur. Siz millî bayramları kutlamayı yasakladınız, andı yasakladınız; şu anda en coşkulu bayramlar olarak kutlanmaya devam ediyor yani silemezsiniz.” İfadelerini kullandı.
UYUŞTURUCU OKULLARI TESLİM ALMIŞ DURUMDA
“Müfredatta Atatürk ilke ve inkılapları yok; laik, demokratik devlet ilkelerine göre yetiştirme yok. Peki, ne var? “Hayâsızlık” “müstehcenlik” gibi subjektif kavramlarla öğretmenleri terbiye etmeye çalışan bir anlayış var” diyen Ağbaba, “Ahlaki değerler” deniliyor.
Ahlaki değerler nedir? Eğer buradaki kıstas sizin yaşantınıza göre ise, hele hele bu sahte, sahtekâr hocalarınızın yaşantısına göre ise veleddalin amin demek lazım ve bu nesli maalesef bitirirsiniz. Bu ülkede kızlı erkekli folklor oynadı diye cezalandırılan, halayların yasaklandığı dönemde müdürler var ve maalesef bu müdürler terfi ettirildi. Türk Anadolu kültüründe, folklorunda kızlı erkekli oyun yok mu, halay yok mu, horon yok mu? Uyuşturucu artık okulları teslim almış durumda ama maalesef uyuşturucuyu önlemek yerine ahlak bekçiliğine indirgeyen bir anlayışla karşı karşıyayız” şeklinde konuştu.
BU BİR ÜÇKÂĞITÇILIK, BU BİR SAHTEKÂRLIKTIR
Bu yasayla beraber birkaç şey yapılmak isteniyor. “Mülakat kaldırılacak.” dediniz, söz verdiniz ama bir siyasi sahtekârlıkla, üçkâğıtçılıkla akademiyi getiriyorsunuz, maalesef mülakatı katmerliyorsunuz. Ve bu Akademiyle beraber yine bir sahtekârlık var: 1 Milyonun üzerindeki atanamayan öğretmeni yok ederek yeni Akademiyle bir yol izliyorsunuz, bir üçkâğıt yapıyorsunuz ve maalesef öğretmenlik o-okulu mezunlarının da öğretmen olma hakkını elinden alıyorsunuz. Bu bir üçkâğıtçılık, bu bir sahtekârlıktır. Seçimde ne söz verdiyseniz tersini yapmaya devam ediyorsunuz. Ama bu mücadele, öğretmelerin mücadelesi sürecek ve inşallah Atatürk'ün yolunda, Atatürk'ün izinde yeni kanunları çıkaracağız” dedi.