A Parti Genel Başkanı Yavuz Ağıralioğlu, Malatya'da Büyük Bir Yıkım Olmuştur
Anahtar Partisi Genel Başkanı Yavuz Ağıralioğlu, 6 Şubat depremlerinin ikinci yılında Malatya'da çarpıcı mesajlar verdi: 'Bizi doğal afetler değil, liyakatsiz yönetimler ve alınmayan önlemler yıkıyor!'
Genel Başkan Yavuz Ağıralioğlu, 6 Şubat Kahramanmaraş merkezli depremlerin ikinci yılı nedeniyle Malatya’yı ziyaret etti. Depremde hayatını kaybeden vatandaşlar için Partisinin İl Başkanlığı tarafından düzenlenen ve katılımın yüksek olduğu mevlit programına katılan Ağıralioğlu, burada önemli açıklamalarda bulundu. Konuşmasında hem yaşanan acılara hem de Türkiye’nin afetlere karşı aldığı ve alması gereken tedbirlere dikkat çekti. Ağıralioğlu, 6 Şubat depremlerinin sadece binaları değil, insanların hayatlarını, ailelerini ve tüm birikimlerini birkaç dakika içinde yok eden büyük bir felaket olduğunu vurguladı. Depremin ardından gelen yas ve hüzün sürecinin hala devam ettiğini belirterek, toplum olarak bu tür afetlerin ardından birlik olabilme becerisine sahip olunduğunu ancak asıl önemli olanın afetlerden önce bu bilinci taşıyabilmek olduğunu dile getirdi.
Bizler Ülke olarak acıyı paylaşma, dayanışma ve zor zamanlarda birlik olma refleksine sahip olunduğunu ifade eden Ağıralioğlu, mutluluk zamanlarında da aynı dayanışma ruhunun korunması gerektiğine dikkat çekti. “Biz afetlerden değil, tedbirsizlikten sevdiklerimizi kaybediyoruz. Depremden değil, depreme hazırlanamamaktan en sevdiklerimizi toprağa veriyoruz. Ve hiç akıllanmıyoruz” sözleriyle geçmişten ders alınmamasını eleştirdi. Türkiye’nin büyük afetlerle ilk kez karşılaşmadığını, ancak her felakette sanki ilk kez yaşanıyormuş gibi hazırlıksız yakalandığını belirtti. Afet sonrası yetkililerin yaptığı “yaralar sarılacak” açıklamalarının yetersiz olduğunu, önemli olanın felaketlerden önce tedbir almak olduğunu vurguladı.
Devletin vatandaşlarına güvenli yaşam alanları sağlamakla yükümlü olduğunu dile getiren Ağıralioğlu, yönetimlerin afetlere karşı proaktif önlemler alması gerektiğini belirtti. “Bizim hissemize artık Allah’a hamdolsun, öyle tedbirler aldık ki yaşadığımız bunca büyük felakete rağmen bir tane canımızı kaybetmedik diyebilecek bir ciddiyet düşmesi gerekir” diyerek yöneticilerin sorumluluklarını yerine getirmesi gerektiğini ifade etti. Devletin sadece felaket sonrası değil, felaket öncesinde de görevini yerine getirmesi gerektiğini söyleyen Ağıralioğlu, “Bir kere de yöneticilerimizi, bizi yönetenleri bizim başımıza afetler gelmeden bizi kurtarmak için sirenleri çaldırırken görmek istiyoruz” diyerek önleyici tedbirlerin önemine dikkat çekti.
6 Şubat depremlerinde yaşandığını ifade eden Ağıralioğlu, binaların çürük olduğu bilinmesine rağmen önlem alınmadığını ve sonuç olarak binlerce insanın hayatını kaybettiğini söyledi. Aynı ihmalkârlığın farklı afetlerde de kendini gösterdiğini belirterek, “Otellerde yangın söndürme sistemlerinin çalışmadığı söylense bile milletimiz o otelde kalmaya devam ederdi” diyerek Türkiye’deki genel zihniyeti eleştirdi. Afet yönetimindeki rolüne de değinen Ağıralioğlu, afetlerin ardından siyasi tartışmaların yerine birlik ve beraberliğin konuşulması gerektiğini söyledi. Ancak, geçmiş yıllarda iktidarda olan siyasi partilerin vaatlerini yerine getirmediğini, halkın her seçimde umutla yeni bir lideri başa getirdiğini ancak değişen hiçbir şey olmadığını dile getirdi.
Türkiye’nin artık eski alışkanlıklarını bırakması ve afetlere karşı bilinçli bir yönetim anlayışına geçmesi gerektiğini vurgulayan Ağıralioğlu, yönetimdeki ciddiyet eksikliğinin büyük kayıplara neden olduğunu söyledi. Halkın sürekli bedel ödeyen taraf olduğunu belirterek, yeni bir yönetim anlayışına ihtiyaç olduğunu ifade etti. Tedbirin, sorumluluğun ve liyakatin esas alınması gerektiğini belirten Ağıralioğlu, artık halkın can kayıplarını önlemek için önceden alınan tedbirlerle güven içinde yaşaması gerektiğini dile getirdi. Devletin, halkın güvenliği için daha sıkı denetimler yapması, riskli binaları yıkması ve halkı bilinçlendirmesi gerektiğini ifade ederek, siyasetçilerin sadece güzel sözler söylemekle değil, eylemleriyle de milletin yanında olması gerektiğini belirtti. Konuşmasını, artık felaketlerden ders çıkarılması ve Türkiye’nin güvenli, yaşanabilir bir ülke haline gelmesi için tüm kesimlerin sorumluluk alması gerektiğini vurgulayarak tamamladı.
