Aldatıcı Dünya Hayatına Meyl’etmeyelim !... - MANSUR BALTACI

Aldatıcı Dünya Hayatına Meyl’etmeyelim !...


      Hayat ve yaşamak hakkında tarih boyunca birçok felsefî nazariye ortaya atılmış; hayatın başlangıcı, gayesi, anlamı konularında tutarsız ve insanı tatmin etmekten uzak çeşitli yorumlar yapılmıştır.

      Halbuki Kur'ân-ı Kerim ise, dünya hayatını, insanın dünyaya niçin gönderildiğini, kendisini bekleyen görevlerin neler olduğunu, ne zamana kadar dünyada kalacağını en güzel ve mantıklı bir şekilde beyan buyurmuş, kendilerine Rehber birer Kitap ve Yol gösterici, Salih Peygamberler ile de bunu doğrulamıştır.

      Allah'ın bildirdiği emirler-yasakiar ve tavsiyeler, aklı selim ile hareket eden insanı sırat-ı müstakime (doğru yola) götürür ve yaratılışı gereği Rabbinin dilediği bir kul vasfını kazandırır.

      Bir de İnsanda, meleklerden farklı olarak, kötü yola sevkeden nefis ve şeytan vardır. Aklı selim ile hareket etmeyenler, yani; "Hayatın, sadece bu dünya hayatından ibaret olduğunu zanneden, öldükten sonra dirilmeyi inkâr eden, ateist (dinsiz), materyalist, nefis ve şeytanın saptırmalarına uyanlar”  vardır ki, bunlar hem dünyalarını ve hem de ahretlerini karartırlar. İşte şu ayet-i kerime aynen bu gibi bedbahtları işaret buyurmaktadır.

     “Hem müşrikler dediler ki: "Hayat, ancak bu dünya hayatımızdan ibarettir. Ölürüz ve yaşarız. Bizi ancak geçen zaman yokluğa sürükler. Halbuki onların bu hususta hiçbir bilgileri yoktur. Onlar, sadece böyle zannederler. (Câsiye, 45 / 24 )

      Bir de şu gerçek var ki, Dünyanın, insanı cezbeden, süslü gösterilen metaı  vardır. Çeşitli güzelliklerle göze hoş görünen, bu dünya metaı, insanın zevkini okşamakta ve aşırı düşkünlük göstermesine vesile olmaktadır. Kur’an ayetlerinde, “Bunlar sadece dünya hayatının geçimidir” diye ifade edilen, aslında her biri birer imtihan amacı taşıyan aldatıcı dünya metaıdır. Nitekim, Kur’an ayeti bu hususu şöyle beyan buyuruyor :

     “İnsanlara kadınlar, oğullar, yüklerle altın ve gümüş yığınları, salma atlar, davarlar, ekinler kabilinden aşırı sevgiyle bağlanılan şeyler çok süslü gösterilmiştir. Halbuki bunlar dünya hayatının geçici faydalarını sağlayan şeylerdir. Oysa varılacak yerin (ebedî hayatın) bütün güzellikleri Allah katındadır” (Ali İmran 3 / 15)

      Ayrıca insanlar hayat boyunca, bolluk veya yokluk içinde kalabilir, sağlıklı iken hastalanır, sel, deprem, yangın gibi felâketlerle karşılaşabilir; bütün bu durumlarda insanın en büyük dayanağı sabırdır. Aksine davranış, insanı Allah Teâlâ'ya isyana ve nankörlüğe sürükler. Cenab-ı Hak bu konuda şöyle buyurmuştur:  

     “Çaresiz biz sizi biraz korku, biraz açlık, biraz da mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltme ile imtihan edeceğiz. Müjdele o sabredenleri”!  (Bakara 2 / 155 )

      Bizim için mutlaka hayırlı olduğuna inandığımız sabır, bütün peygamberlerin ortak sıfatıdır. Allahın dinini tebliğ ederken hepsi çeşitli sıkıntılara uğramış, kendilerine eziyet edilmiş, yurtlarından çıkarılmış. Hükümdarlar tarafından zindana atılmış ama, onlar daima sabretmişlerdi. Bu konuda Hz. Peygamber (s.a.v) şöyle buyuruyor:

     "Mü'minin işi hayrete şayandır. Zira işinin hepsi onun için hayırlıdır. Bu özellik yalnız mü'mine özgüdür. Zira sevinirse şükreder. Bu ise onun için hayırlıdır. Başına belâ gelirse sabreder. Bu da onun için hayırlıdır" (Riyâzüs-Sâlihin, 1, 54).

      Dünya hayatından sonra ebedî olan âhiret hayatı vardır: Orası çalışma yeri değil, dünyadaki çalışmaların karşılığını görme yeridir. Ebedî saadet bu dünyada kazanıldığı için dünya hayatı çok değerlidir. İyi değerlendirilmeli, ömür boşa geçirilmemelidir.  Sınırlı bir ömürle dünyaya gönderilen insan, dünyada,  yaratıcısı tarafından sunulan nimetlerden faydalanır. İyi veya kötü işlerle bu hayatını geçirir. Ve ömrünü tamamlayarak sonunda Allah'ın huzuruna döner.

     “Biliniz ki dünya hayatı bir oyun, bir eğlence, bir süs ve kendi aranızda  (birbirinize karşı) övünme, mal ve evlat çoğaltma yarışından ibarettir. Bu, tıpkı bir yağmura benzer ki; bitirdiği ot, ekincilerin hoşuna gider, sonra kurur, onu sapsarı görürsün, sonra çerçöp olur. Ahirette ise çetin bi r azab; Allah'tan mağfiret ve rıza vardır. Dünya hayatı, aldatıcı bir zevkten başka bir şey değildir”. ( Hadîd, 57 / 20 )

     İşte bu durumda, insanın, kendisine zor gelse bile, iyi olanı, faydalı olanı seçmesi, sabır ve tahammülle onu yerine getirmeye çalışması çok güzel bir davranıştır.

“ Peygamber Efendimiz; "Sabır ve tahammül gösteren kimseyi Cenab-ı Hakk sabırlı kılar. Sabırdan daha hayırlı ve geniş bir nimet hiç bir kimseye verilmemiştir" (Tirmizi, Birr, 76).

    Yüce Rabbimizin, Nefislerimizi, geçici dünya kayatına meyl’edip de, Ahiret hayatımızı ziyana uğratmaktan muhafaza buyurması niyazımızla. Selam ve Dua ile. 

YAZIYI PAYLAŞ!