“Şüphesiz rızkı veren, sarsılmaz gücün sahibi olan yalnızca Allah’tır” (Zariyat Suresi 58. Ayet)
-Öyleyse kendi gibi sonu toprak olacaklara bel bağlamak en kibarından ahmaklık değil midir? Yaradan Rabbim kefilim diyorsa, inanan ve teslim olan bizler için “Allah var gam yok” demektir.
“Mallarınızı aranızda haksızlıkla yemeyin. Bile bile, günaha saparak, insanların mallarından bir kısmını yemeniz için onun bir parçasını yetkililere aktarmayın” (Bakara Suresi 188. Ayet)
-Hakkaniyetsiz bir şekilde hakkı olmayanı ele geçirmek veya yetkisi dahilinde hak etmeyenlere menfaat sağlamak, mal ve makam tahsisinde bulunmak kul hakkı değil midir? Bunun bir vebali yok mudur?
“İnsanları idare etmeyi üzerine alan bir kimse, kendini ve ailesini düşündüğü gibi yönettiği kimseleri düşünmedikçe kıyamet gününde cennetin kokusunu bile alamaz” (Buhari)
-Bugün idareci olanların, en başta Peygamber Efendimiz (SAV) gibi insanların kendisinden emin olmaları gerekir. Hz. Ebubekir gibi inancında sadık, Hz. Ömer gibi idaresinde adaletli, Hz. Osman işinde iffetli ve Hz. Ali ilim sahibi işinin ehli olmalıdır. Yoksa Peygamber Efendimizin (SAV) hadisi şerifte buyurduğu gibi sonu elbette hüsran olacaktır.
“De ki: ‘Allah bizim için ne yazdıysa, başımıza gelecek ancak odur. O bizim Mevla’mızdır. Müminler, yalnızca Allah’a güvenip dayansınlar’” (Tövbe Suresi 51. Ayet)
-Her şey yaradan Rabbimizin iznine tabiyse, O vermeden hiçbir şey olmayacaksa, bir şeyleri elde edebilmek için sağa sola koşturmaya, şekilden şekle girmeye, insanlık onurunu ve şerefini ayaklar altına almaya değer mi? Rabbim seni biliyor, sende Rabbimi biliyorsa; Secde et, aç ellerini yalvar, nasipte varsa vakti geldiyse, verecekse eğer verecek olan da O’dur. Gayrısına meyletmek dangalaklıktır. Vesselam.
İnsanoğlu bu dünyaya imtihan için gelmiştir. Öncelikle bunu idrak etmelidir. Buna göre hayat yaşamalıdır. Ama çevremize baktığımızda; inançlıyım diyen insan, Allah’tan başka herkesten istiyor, el açıyor, itibar sahibi kimselerinde desteğiyle bir yerlere gelebilmek için, iş bulabilmek için, bir iş alabilmek için çabalıyor. Ama hakkıyla mücadele etse (Allah’ın takdirine varsa) helal yoldan kazanmış olacak. Fakat hile hurda ile bir şeyler elde ettiğinde (yine Allah’ın takdiriyle elde edecek) ama haram olacak. Türlü cefalarını çekecek. Tercih talepte bulunanındır, Takdir ise her şeyi yoktan var eden ve bir olan Allah’ındır.
Kişi bir yola çıkıyor ki hayatta bir yoldur. Ah keşke yola çıktığı gibi kalanlardan olabilse. Ama ne mümkün. O gözü kor olasıca menfaat var ya; insanı insana rakip eden, düşman eden hattı zatında katil bile eden menfaat, sen neymişsin. Kardeşi kardeşe düşüren, insanı yoldan çıkaran menfaatten Allah hepimizi esirgesin. Ama kitlesel ve toplumsal menfaat peşinde koşanlardan ve yolu ve yaşantısı doğruluk dürüstlük ve hakkaniyet üzerine olan herkesten Allah razı olsun.
Bir yerlere gelmek veya bir şeyler sahibi olmak istiyorsak öncelikle çok çalışacağız. Yüce Allah’a da hakkımızda hayırlı olanı vermesi için duada bulunacağız. Olsun da ne olursa olsun demeyeceğiz. Helalinden isteyeceğiz. Unutmayalım ki Allah istemedikçe hiçbir güç size bir şey veremez, Allah isterse de hiçbir güç karşısında duramaz. Ah bunu bir idrak edebilsek. Rabbim inananlara helalinden versin, yar ve yardımcımız olsun inşallah.
Kalın sağlıcakla…
