ÖNCE SEKRETER, SONRA HEMŞİRE EN SON DOKTOR... - İBRAHİM YILDIZ

ÖNCE SEKRETER, SONRA HEMŞİRE EN SON DOKTOR...


ÖNCE SEKRETER, SONRA HEMŞİRE EN SON DOKTOR...

Önce Sekreter, Sonra Hemşire En Son Doktor... Sevgili dostlar, Geçtiğimiz günlerde kontrol amacıyla üniversite hastanelerinden birine gittim. Sabah mesaisinin başladığı saatlerde hastane polikliniklerinin önündeydim. Sanki insan seli gibi binlerce kişi oradaydı. Önce Sekreter, Sonra Hemşire En Son Doktor... Öyle kolay değildi muayene olmak… Evet, Öyle kolay değildi muayene olmak… Bankalardaki gibi sıra numarası misali önce makineden sıra aldım. Bu numara sekreter içindi. Ben ise doktor numarası sanmıştım. Neyse bu iş halloldu derken bu defa iki numara birden tutuşturdular elime. Öyle doktora muayene olmak kolay sanmayın. Önce hemşire kontrolü gerekiyor. Neyse öğlen hemşireye akşam 17.00’ye doğru nihayet doktora muayene olup işim bitecek derken bu defa doktor bazı filmlerin çekilmesi gerektiğini ertesi gün tekrar gelmemi belirtti. Yarın sabah gel önceliklisin dedi doktor bey. Ertesi gün tekrar geldiğimde ise elime iki numara daha verdiler. Numaralar iyi ki ilk sıralardaydı. Önce film çektirdim, daha sonra doktora göründüm. Bu sefer öğlene bitirmiştim, muayeneyi. Altı üstü bir göz muayenesi. Aman Ya Rabbim…

Kimseleri buraya düşürme bu gibi yerleri de eksik etme. Bizler Ata nasihatini dinleriz; “Beni Türk Hekimlerine Emanet Ediniz.” M.K. ATATÜRK Biz yabancı meraklısı değiliz. Ulu önderin söylediği gibi kendimizi Türk hekimlerine emanet ediyoruz. Yeter ki bize ayrım yapılmasın. Hastaneye gittiğimizde bizler insan gibi değer görmek istiyoruz. Gerisi can sağlığı. Buraya kadar anlattıklarımız hasta ile hastane arasında yaşananlar. Anlatmak istediğim bir başka konu ise hasta yanında gelen hastaların ayakta onların hastaların oturması için konulan sandalyelerde oturan sözüm ona hasta yakınları veya refakatçiler. Gitmiş olduğum Üniversite hastanesinde binlerce insan bırakın oturmayı ayakta duracak halim kalmadı. Zaten yaşım elliyi devirmiş. O gençler ve hasta yakınları buyur amca zaten hastasın otur demiyor, inadına birde ayak ayaküstüne atarak sanki bana çalım atıyorlar. Sevgili gençler bir gün sizlerde yaşlanacak ve buralara geleceksiniz. O zaman saygıyı kimden bekleyeceksiniz. Benim bir buçuk günde ayaklarıma kara sular indi.

Ayaklarımın altı ağrıdı. Bu aksaklıklar hastane yöneticilerinden mi kaynaklanıyor yoksa hasta getirdiklerini zanneden yakınlarından mı? Anlamadım. Tek başına gelemeyecek çocuklar ve yaşlılarımız ile ağır vakalar haricinde hastanelere gereksiz yere gidip te hastaları rahatsız etmeyelim. Bari onları hasta kuyruğunda rahat bırakalım. Zaten bürokrasi numara üstüne numara çekiyor, birde biz onlara çile çektirmeyelim. Üniversite hastaneleri eskiden birkaç büyük ilimizde varken şimdi bütün illerimizde bulunmakta. Yine eskiden olduğu gibi devlet hastaneleri bütün illerimizde ve büyük ilçelerimizde var. Bunların yanı sıra özel hastanelerde cabası.

Hastanelerde kalabalıklar bitmiyor. Anlamadım. Hastalıklar mı çoğaldı, doktorlar mı yetersiz yoksa insanlarımız emin olmak için o doktordan o doktora mı koşuyor… Beni bu süreçte rahatsız eden unsur, hastanede bekleme salonlarının küçük ve yetersiz oluşu ile insanlarımızın vurdumduymazlıkları… Siz ne dersiniz? Yoksa ben mi abartıyorum?

Hepinize sevgi, saygı ve selamlarımla…

YAZIYI PAYLAŞ!

YAZARIN SON 5 YAZISI
01Ağs

AĞRIYI ÇEKEN BİLİR...

17Eyl

Bu da Benim Han'ım...

03Mar

BEN ANAMA DA VERİRİM

01Şub
04Oca

SEVGİ PAYLAŞTIKÇA GÜZEL