Baharın Müjdesi Hıdırellez Günü - ESRA AKSOY

Baharın Müjdesi Hıdırellez Günü


Baharın müjdecisi hıdırellez günü asırlardır Anadolu da ve birçok ülkede farklı şekillerde kutlanmaktadır. Bu günde farklı inançlarla dualar ve dilekler edilmektedir. Anadolu’da halkın inanışına göre ise Hz. Hızır ve Hz. İlyas’ın buluştuğu gün olan 5 Mayıs günü gecesi ve 6 Mayıs günü  olarak kutlanır. Peki nedir Hıdırellez Günü. Hz. Hızır ve Hz. İlyas’ın adlarının birleşimiyle oluşan bu güne “Hıdırellez” adı verilir. Bu özel gün Hz. Hızır ve Hz. İlyas’ın yeryüzünde buluştukları gün kabul edilir. Aynı zamanda Hıdırellez, soğuk kış günlerinin geride bırakılması ve doğanın derin uykusundan uyanışı olarak kabul edilir. Ama asıl bu günü özel kılan ise rivayet edilen hikâyesidir. Peki nedir bu hikâye işte onu konuşalım.

Ölümsüzlük Suyu:

Rivayete göre Hızır, İlyas  bir hükümdar zamanında onun emriyle (Zülkarneyn) ölümsüzlük suyunu bulmak üzere yola çıkarlar. Belli bir zaman sonra ayrı  yola giderek ölümsüzlük suyunu ayrı ayrı aramaya karar verirler. Fakat bir yerden sonra Hızır ve İlyas’ın yolları kesişir. Yolculuklarına birlikte devam ederler. Zulumat (karanlıklar) ülkesine ulaştıklarında bir çeşmenin başında durup yemek yemeye karar verirler. Yanlarında getirdikleri kurutulmuş balığı tam yemek üzere çantalarından çıkaracakken çeşmeden akan su balığa sıçrar. Balık, bir anda canlanıp suyun içine atlar. Böylece Hızır ve İlyas ölümsüzlük suyunu bulduklarını anlarlar. Bu suyu hemen içerler. O sırada bir melek gelir ve kıyamete kadar yaşayacaklarını ancak yaşadıkları sürece insanlara yardım edeceklerini bildirir. Böylece Hızır karadaki, İlyas ise denizdeki insanların yardımcısı olur. Denilir ki kim ne zaman darda kalsa Hızır veya İlyas’ın ruhu bir bedene girip darda kalana yardım eder. İşte bu hikâye hıdırellez gününü daha da anlamlastırmış eski zamanlardan günümüze kadar çeşitli şekillerde kullanmasına vesile olmuştur. Hıdırellez gününde neler yapılır. Kim nasıl kutlar, geleneksel olarak nasıldı.

Eski Zamanlarda Kutlamalar, baharın ve yazın gelişi ateş ile kutlanırmış. Sebebi ise ateş, Güneş’in dünyadaki parçası olarak görülmesi ve  Doğanın uyanmasını sağlayan da Güneş’tir. Bu nedenle Hıdırellez’de ateşin üzerinden atlanılır. Bunun asıl amacı günahlardan arınmadır. Aynı zamanda kış aylarında insanın üzerine çöken uyuşukluğun gittiği düşünülür. Eskiden Hıdırellez günü ev halkı yeni elbiselerini giyer şenlik alanına kağnı veya at arabalarıyla gidermiş. Oğlaklar ve kuzular kesilir, kadınlar sağılan sütlerle hamur işleri yapar, büyük ziyafetler hazırlanırmış. O gün salıncakta sallanılır ve ip atlanılırmış. Salıncakta sallanırken saçlarını tarayanların saçının uzun olacağına inanılırmış. Genç kızlar kısmeti açılması için nişanlı kızların arkasından koşar ve yeni gelinlerin çeyizlik şalvarlarını giyerlermiş. Çocuğu olmayan kadınlar da gül ağacına bir salıncak kurup salıncağa oyuncak bebek bırakırlarmış. Bunlar halkın eskiden kalma batıl inançları ve aynı zamanda bu günde halkın inanışına göre ise 6 Mayıs günü Hz. Hızır ve Hz. İlyas’ın buluştukları gündür. Ayrıca inanışa göre Hızır ve Hz. İlyas’ın bir gül ağacının dibinde buluştuklarına inanıldığı için gül ağaçlarının dibine o sene kabul olması istenilen dilekler bir kağıda yazılarak gömülür. O gün yağmur yağarsa Hz. Hızır ve Hz. İlyas’ın ağladıkları düşünülür. Yeryüzündeki her şeyin nurlanacağına ve şifa vereceğine inanılır. Bu nedenle o gün toplanan kır çiçekleri kaynatılarak suyu içilir, 41 gün boyunca o suyla yıkanılır. Meyve vermeyen ağaçlar korkutulur. Hz. Hızır’ın o gün dolaştığı evlerde ve mekanlarda bolluk, bereket görüleceği de düşünülür. O gece eve Hz. Hızır gelsin niyetiyle kapılar aralık bırakılır, evler temizlenir, yiyecek ve içecekler de bereketlensin diye ağzı açık bırakılır. O gece iki ekmek mayalanır. Birine varlık birine yoluk denir. Ertesi sabah hamurların kabarma durumlarına göre o yılın nasıl geçeceği aanlaşılır. Peki İslamiyet’te hıdırellez gününün yeri nedir. İslamiyeti kabul ettikten sonra da Türk Halkı bu günü aynı inançla ve coşkuyla kutlamaya devam ederler ve Osmanlı zamanında da kutlanan Hıdırellez halk için bir kaynaşma bayramı anlamına gelmekteydi. Bütün halkın bir araya gelerek icra ettikleri merasimdi. Türk toplumu için sosyal iletişim ortamıydı adeta. Aynı zamanda genç kız ve erkeklerin birbirlerini görüp beğendikleri yer olma özelliğini de taşıyordu. Halkın bir arada olup yiyip içip eğlendikleri bu bol yeşillikli mekana da halk arasında “hıdırlık” adı veriliyordu. Ancak bu kutlamalar dini anlamda kafada soru işaretleri bırakıyordu. Bu nedenle halk, din alimlerine başvurmuş ve 16. Yüzyılda yaşayan Şeyhülislâm Ebüssuud Efendi de bu konuda, böyle bir günün kutsallığına inanmamak şartıyla yiyip içip eğlenmenin bir sakıncası olmadığını söylemiştir. Böylece hıdırellez günü asırlardır halk arasında sevinçle kutlanan gün olmaya devam etmiştir. Bu günün anlamına inanmak veya inanmamak kişiye özel bir durumdur. Asıl amaç ise baharın gelişiyle birlikte bolluk bereket huzur ve sağlığın da gelmesini Rabbim’den dilemektir. Baharın gelişiyle güzel bereketli günlerin de gelmesini temenni etmektir.

YAZIYI PAYLAŞ!

YAZARIN SON 5 YAZISI
01Nis

Hayırlı Olsun

25Mar

Ya Onlar Olsaydı !

18Mar
06Mar

Kirlenmemek İçin...

23Şub

Minnettarız...